Kalbin ısısı

73 15 141
                                    

TAEYANG

"Cidden vay be" dedi Lisa. Hyorin onlara dönüp gülümsedi. 

"Sadece dışarı çıkmak istiyordum. Saray'a gidebilir miyiz ?" diye sorduğunda kızlar küçük kulübeden dışarı çıktı. Hyorin geçmemi işaret etti. Kulübeden çıkıp ona döndü. Gözlerime baktı. Buradan uzun bir süre sonra ilk defa kendi iradesiyle çıkacaktı. Elimi ona uzattım. Gülümseyip elimi tuttu. Elleri artık sıcaktı. Dışarıya doğru bir adım attı. 

"Dışarıdayım" dedi bana sarılırken. 

"Benimlesin" dediğimde bir kahkaha attı. Gülüşü çayırda yankılandı. Ona daha sıkı sarıldım. sonunda benimleydi. Keşke bütün işimiz burada bitseydi. 

"Artık bir açıklama alsak. Sarılmanız bittiyse yani" dediğinde sinirle Jisoo'ya döndüm. 

"Sinirlenme. O hep biraz odun" dedi Hyorin ve elimi bırakmadan saraya ilerledi. Kızlar hemen yanımızda yerlerini aldılar. 

"Ben Kraliçeyi hayata çevirdim. Yani yaşıyordu. Sonra kralla kraliçe eve geri döndü."

"Kraliçe derken ?" dedi Rose. Omuz silktim. Hiç biri umurumda değildi. Ben sevdiğim kadına kavuşmuştum. Aslında daha yapmam gereken şeyler vardı ama bir kaç saatliğine en azından unutmak istiyordum. Zaten sabah ilk işimiz yola çıkmak olacaktı. 

"Ostra Kraliçesinden bahsediyorum. Ah bu arada kendisi yaşıyor. Onu severim. Chaerin'den bahsediyorum"

"Ne ?"

"Evet kızlar şaşırmayı biz odamıza çekilince yaparsınız. Bu arada bize bir oda ayarladınız mı ?" dedi Hyorin. Sonra bana bakıp göz kırptı. İstemsiz olarak kahkaha attım. 

"Nasıl yani ? Chaerin unnie kraliçe mi ?"

"Evet. Kraliçe o. Sonra onu kurtardım ve kral bize verdiği sözü tuttu. Taeyang toparlanırken bende bir şeyler almaya gittim. O sırada kaçırıldım. Beni Alonst kaçırdı. Sonra bana büyü yaptı. Geberiyordum ama ayıptır söylemesi onun kadar güçlüydüm. Ondan fazla aslında. Maalesef oda bunu fark etti. Beni bir yere hapsetti. Nereye olduğunu bile bilmiyorum. Yıllar sonra da beni buraya getirdi. Ayin için kullanmaya. O günden sadece orada kilitliyim. Çıkmama sebebim de buydu"

"Nasıl ama ? Baksana sen buruş buruştun" dedi Jennie. Hyorin yüzünü buruşturdu. 

"Ayıp bu yaptığın. İnsanı kocasının önünde ne duruma düşürüyorsun" dedi. Her kocası dediğinde kalbim daha da hızlanıyordu. Sarayın büyük girişine geçtik. 

"Ama Mika-unnie"

"Kalbimi aldılar. Kalbim şimdiye kadar çürümüştür ama burujanın olayı bu"

"Bir dakika o buruja taşı mı ?"

"Evet. Yoksa nasıl üzerimdeki büyüyü kaldırabilir" dediğinde kızlar şaşkınlıkla ona bakıyorlardı. 

"Ama o çok..küçük" 

"Evet biraz öyle. İnsan daha gösterişli bir şey beklemiyor değil" diye onayladığımda kızlar gülümsedi. Tüm dikkatler tekrardan Hyorin'e döndü. 

"O zaman tüm bu sıcak ortam"

"Kalbim olmadığı içindi" dediğinde kızlar anladıklarını belirtircesine kafa salladı. 

"Ama şuan kalbin yoksa nasıl hayattasın ?" dedi Jennie. Bunlar hep kafamı karıştırırdı ama Mikas gülümsedi. 

"Kalbimi buruja taşına saklamıştı. Siz onu göremezdiniz çünkü dediğim gibi bir büyü vardır" dedi. Evet bende taşın içinde kalp falan görmemiştim. Zaten Hyorin'in kalbinin bile orada olduğunu bilmek garipti ve ürkütücü. 

SKYDRAGONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin