Aşk Büyüsü

97 16 153
                                    

Sabah uyandığımda kimseyi göremedim etrafta. Herkes uyuyordu. Düzgün uyuyamamıştım. O kadar çok kabus gördüm ki. Kiminde Madam Lee vardı alevler içinde, ben ona doğru koşarken Chaerin alevler arasından çıkıyordu ve kahkaha atıyordu. Kiminde Bay Min vardı. Beni suçluyordu, neden geldin buraya diyordu. Cevap bile veremiyordum.

Doğan güneşle beraber evden çıktım. Uzun sokaklar yeni yeni hareketleniyordu. Pansiyonun oraga geldim. Yanan binaya baktım. Daha dün buradan çıktım, dün Madam Lee ile kasabadaki bir kaç kişinin dedikodusunu yaptık. Şimdi o yoktu.

Hemen karşısındaki dükkana döndüm. Bay Min içeride bir sandalyeye oturmuş, öylece karşıdaki binaya bakıyordu. İçeri girdim. Bana dönmedi bile. Karşısındaki sandalyeye oturdum.

"Çok geç fark ettim" dediğinde kafamı yere eğdim. Bende Bay Min dedim içimden.

"İçeride yeni gelen elbiseleri yerleştiriyordum. Anca büyük bir gürültü duyunca çıktım. Sanki dünyam başıma yıkıldı. Şimdi de farklı hissetmiyorum ya"

"Üzgünüm Bay Min" dedim sessizce. Elimi tuttuğunda kafamı kaldırıp ona baktım.

"Hayır. Senin suçun yok ya. Mumların birinden çıkmış yangın. Üzülme" dedi ama benim suçumdu. Ben çıkıp gelmeseydim bunlar olmayacaktı.

"Bay Min. Mum yüzünden olmadı" dedim çünkü bilmeye hakkı vardı. Sevdiği insanı ne için kaybettiğini bilmeliydi en azından.

"Nasıl ?"

"Üzgünüm. Bunu yapan kişileri bulacağım. Söz veriyorum ama lütfen bana soru sormayın. Sadece bilin ki bu saçma bir mum yüzünden değil" dedim. Ellerini ellerimin üzerinden çekti ve sırtını yasladı.

"Sana bir şey sormayacağım. O seni severdi. Her zaman Zurgar'a Dara gibi biri lazımdı. En azından neşemiz yerine geliyor diyordu" dediğinde gülümsedim.

"Madam Lee asıl neşeydi. Ayrıca sizi çok seviyordu. Bana sizden çok bahsetti." Dediğimde onunda yüzünde bir gülümseme oluştu. Yerinden kalktı ve tezgahın arkasına geçti. Bir kaç dakika sonra elinde bir paketle geldi ve bana uzattı.

"Bu sana. Madam Lee yeni elbiseler ilk geldiğinde gelip senin için beğendi ve ayırttı."

"Bunu alamam"

"Lütfen. Bunu ikimizden bir hediye olarak düşün. Belli ki gidiyorsun. Daha fazla bekletme" dedi kapıyı gösterip. Seungri karşıda duvarın dibinde duruyordu. Yerdeki bir taşla oynuyor, sektirmeye çalışıyor ama beceremiyordu. Gülümsedim.

"Gidiyorum." Dedim paketi alıp. Kapıya ilerledim. Bana seslenmesiyle Bay Min'e döndüm.

"Aşk cidden bekletmeye gelmiyor. Ellerinin arasından kayıp gidiyor ve sen hiç bir şey yapamıyorsun" dediğinde bir saniyeliğine Seungri'ye bakıp, ona döndüm. Madam Lee ona anlatmıştı belli ki.

"Dediklerini dikkate alacağım Bay Min. Size iyi günler" dedim ve oradan çıktım. Kapı açılır açılmaz Seungri bana döndü.

"Hadi gidelim" dedim ilerlerken. Peşime takıldı. Birlikte yola koyulduk. Sakince yanıma geldi.

"Üzgünüm Madam Lee için. İyi bir kadındı" dediğinde kafa salladım. Öyleydi. Her zaman da öyle kalacaktı.

"Elimde olsaydı onu kurtarmak için her şeyi yapardım Dara. Onu yeterince tanıyıp tanımamam önemli değil, senin ne kadar acı çekeceğini tahmin ediyordum. Sırf acı çekmemen için her şeyi yapardım" dediğinde ona döndüm. Aramızdaki mesafeyi kapatmak için ona doğru bir adım attım. O ise korkarak geriledi. Ben bir adım attığımda yine aynısını yaptı. Güldüm. Sırtı duvara çarptığında bir elimi duvara dayadım.

SKYDRAGONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin