Suçlu Kral

88 18 107
                                    

Ayağa kalktım. Kızlarla konuşurken mezarlıktaydım. Kitap umarım Dara'nın bulduğu kitaptır. Jiyong hala kenardaydı. Ona doğru yürürken gözlerini sildi. Ağlamış mıydı o ? 

"Kraliyet sembolü" dedim ona.  Kızlarla konuştuğum zaman o sembolün nereden tanıdıktı geldiğini anlamıştım. O sembolü tezgahta görmüştüm, elime almıştım, ellerim arasında kül olmuştu.

"O sembolü gördüm. Ostra'da"

"Yasak" dediğinde gözlerime bakıyordu. Gözleri kızarmıştı. Ağlamıştı. Korktuğu için mi ? Beni o halde gördüğü için mi ? Beni öptüğü için pişman olduğu için mi ? 

"Ama gördüm."

"Normalde yasak. Tek Ostra'da değil o sembol her yerde yasaklandı. Lanetli deniliyor. Kral çok..kötü davranmış halka. Sadece çok nadir insan vardır sembolü hala tutan. Onlarda batıl inançları olan insanlar" dediğinde gözlerimi kırpıştırdım. Demek bu yüzden o sembolü hiç görmemiştim.

"Tezgahtaydı. Sanki bir kolye ucu gibiydi. Küçüktü ama sembolü hatırlıyorum. O..sanki beni kendine çekmiş gibiydi. Sordum ne olduğunu ama cevap olamadan" dedim ve sustum. Cevap olamadan yanmıştım.

"Belki de yöneticileri kızdırmak için koymuşlardır. Şuradan artık gidebilir miyiz ?" dedi ve mezarlıktan uzaklaşmaya başladı. Son kez mezarlığa ve kemiklere baktım. Tüylerim hala diken dikendi. 

"Neden yöneticileri kızdırmak istesinler ki ?"

"Çünkü yöneticilerden önce bir kral vardı. Sembol onu temsil ediyordu. Ostra'yı temsil ediyorlardı" dediğinde Minzy'nin dediği aklıma geldi. Sembol Chaerin'i kızdırmış o yüzden cezalandırmış. Şimdi her şey mantıklı geliyordu kulağa. Bazı insanlar hala Kral ve Kraliçe istiyorlardı. Hayır, bazı insanlar bizi istemiyorlardı. Tıpkı eski zamanlardaki gibi. 

"Bundan yıllar önce..anlatılan bir şey var. İnsanlar yöneticileri benimsememiş. Onlara büyücü demişler ama yöneticiler büyü yapmadıklarını, bunun aslına içlerinde bir güç olduğunu göstermişler. Sonra herkes onlara şeytan demiş. Onları taşlamışlar, onlardan nefret etmişler, öldürmek istemişler" dedim sakin olmak isterken ama sakin olamıyordum. O anlar yine alıma geliyordu, yine beni içine çekiyordu. Durdu ve bana dönüp çantasından macunu çıkardı

"Hareket etme" dediğinde sabit kaldım. Macunu alnıma sürdü. Sürdüğü yer yanmaya başladığında dişlerimi sıktım. 

"Yöneticileri benimsemeleri yıllar almış ama o zamana kadar yöneticiler çok zorluk çekmiş. Halk onları kabul edene kadar her işe koşmuşlar, dayak yemişler, hatta bir keresinde..birini yakalamışlar. Onu meşe ağacına götürmüşler. Onu asacaklarmış. Yönetici de ağacı yakmış. Sadece onları korumak istiyorlarmış a-ama insanlar..bilmiyorum neden böyle davrandıklarını" dedim. Evet beni asacaklardı. Öldüreceklerdi. Kollarımdan ve bacaklarımdan tutup beni sürükleyişlerini hatırlıyorum, söyledikleri sözleri, hakaretleri hatırlıyorum.

"Korkmuşlardır" dedi sakince ve macunu beni çantama koydu. "Sende kalsın. Sende ki bu sakarlıkla sana daha fazla lazım"

"Neden korksunlar ki ? Yöneticiler onları korumaya çalışıyormuş. Ben korkmazdım" dedim sinirle. Jiyong sakince önüne döndü ve yürümeye başladı. 

"Bu çok normal. Onlar insanlardan güçlü. Belki de...yine kral gibi onlara kötü davranmalarından korkmuşlardır. Kral acımasız biriymiş sonuçta. Gücünü kötüye kullanmış. İnsanlara korku salmış. Yöneticinin bunu yapmayacağı nereden belli ?" dediğinde bu mantığıma yatmıştı ama bilemiyordum. Onlara zarar vermek istememiştik. Onları korumak istemiştik sadece.

SKYDRAGONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin