MİNZY
"Of Chae çok sinirli" dedim sonunda çünkü olan kavgadan sonra herkes susmuştu. Bom ne olur ne olmaz diye kapının önünde dikiliyordu ve Rastar'a geri dönmek için harekete geçmiştik bile.
"Sen bir de bana sor" dedi Mikas. Dara göz devirdiğinde Mikas işaret parmağını ona çevirdi.
"Hey görüyorum"
"Gör diye yaptım zaten. Görmenden çekinceğimi bilseydim yapmazdım"
"Ah şimdi de senle mi kavga edeyim ?"
"Emin ol Chaerim kadar öfkeliyim. Ben sadece gemiyi yakmam. Senin havasızlıktan boğulduğuna emin olurum"
"Öyle mi ?" Dedi Mikas alayla. Gerçekten daha fazla kavga etmek istemiyordum.
"Öyle. Şu huysuzluğum hiç değişmeyecek dimi ? Hep üzerinde kalacak lanet kaltak" dedi Dara
"Yetmez mi ?" Dediğimde hepsi bana döndü. Omuzlarım çökerken sakin olmaya çalıştım ama yapamıyordum. Herkes o kadar gergindi ki sakin kalmak çok güçtü.
"Bana acımıyorsanız Jiyong'a acıyın artık. O adamın gözlerindeki yorgunluğu bir tek ben görüyor olamam dimi ? Birbirinden saçma insanları bir sraya getirip onlardan bie grup oluşturdu ama sonuç ? Neden siz şu lanet çenenizi kapayamadığınız için tüm yükü o çekiyor ? Hepinizi bir arada tutmak için ne kadar uğraşıyor görmüyor musunuz ?" Diye isyan ettim.
"Minzy drama-"
"Lanet olsun dramatikleşmiyorum. Görün artık bunu. Etrafınıza bakın. Bu adamlar siz kavga ederken size karışmamaya çalışıyor çünkü kavga edin de sorunlarınızı halledin diye ama siz kavga ettikçe kavga ediyorsunuz" dedim sinirle. Hepsi sustu. Zaten bunca şeyden sonra bir şey diyen olursa onu gebertirdim.
"Minzy haklı" dedi Daesung. Seunghyun'da onu onayladı. Bana destek çıktıkları için minnettardım.
"Ve sen Hyorin...Chaerin'e vurmakta hatalıydın" dedi Taeyang. Hyorin kaşlarını çattı.
"Neler diyordu farkında mısın ?"
"Farkındayım sevgilim ama o zor bir zamandan geçiyor. Sende bunu fark et. Kraliçe olduğunu öğrenmesi, geçmişi, ejderha. Bunların hepsi Chaerin için ne kadar zordur kim bilir. Üstelik yas tutacak zamanı bile olmadı. Oturup düşünecek zamanı bile yoktu ki" dedi Taeyang. Sonunda mantıklı konuşan birilerinin olmasına mutluydum.
"İyi. Ondan özür dilerim. Mutlu musunuz ?" Dedi kalkarken. Kamaraya doğru gitmesiyle bende ayaklandım.
"Yine kavga etmesinler diye yanlarına gidiyorum" diye açıkladım ve Hyorin'in peşinden girdim. Jiyong biz girer girmez Chaerin'den ayrıldı ve konuşmamız için bizi rahat bıraktı. Onun çıkmasıyla içeri Bom ve Dara girdi. Herkes bir köşeye otururken kimse bir şey demedi.
"Şey...sana vurmamalıydım. Özür dilerim" dedi sonunda Hyorin. Bakışlarım Chaerin'i buldu. Omuz silkti.
"İyi bende öyle dememeliydim. Öyle düşünmüyorum. Sadece sinirliydim" dediğinde gülümsedim. Chaerin çocuk gibi olabilirdi ama onun sevdiğim yönü de buydu.
"Yani artık kavga yok" dedim neşeyle. Hepsi bana baktı.
"Tanrım cidden Hyorin kadar neşelisin. Az önce kalbe kalpcik dediğini duyan oldu mu ?" Dedi Bom alayla. Hepimiz kahkaha attık.
"O bana Mikas'tan kalma bir şey. İnsan o kadar zaman boyunca bir odada kalınca yalnızlıktan her şeyle konuşmaya başlıyor" dediğinde gülümsemem yüzümde dondu. Bir de o tarafı vardı. Tek zorluk çeken biz değildik. Hyorin'de en az bizim kadar zorlanmıştı.
"Peki neden Mikas ?"
"Eh Hyorin kalamazdı çünkü..o bedende Hyorin gibi değildim" dediğinde kafa salladım.
"Neden bize söylemedin ki ?" Dedi Dara. Bu en merak ettiğim şeylerden biriydi.
"Söyleyemezdim. Bu durumdan kurtulup kurtulamayacağım net değildi. Aslında kurtulacağımı biliyordum ama zaman net değildi. Geleceğe göre Jiyong'la tam 3 kez karşılaşmış olman lazımdı" dedi Chaerin'e bakıp. Sonra bana döndü.
"Senimde bir kez Daesung'la tanışman gerekiyordu. Hatta o geleceğe göre birbirinizi seviyordunuz. O kadar çok seviyordunuz ki sen azizleri bırakıyordun, o ise intikamı"
"Nasıl ? Peki neden olmadı ?"
"Bunu siz yaptınız. Gelecek çok karmaşık. Asla net bir şey göremezsiniz. Hep seçenekler vardır. Chaerin'in kraliçe olduğunu o daha saraya gelmeden biliyordum ama benim bilmem önemli değil. Eğer onun kraliçe olduğunu Jiyong'a söyleseydim şuan burada olmayacaktık. Söyleseydim gibi Jiyong saraya gelecekti ve Chaerin'i alıp gidecekti. Bom Chaerin'i kurtarmak için peşine takılacaktı. Alonst bu duruma çok sinirlenecekti. Dara Alonst ile kavga edip ölecekti. Minzy ise Dara'yı öldürdüğü için Alonst'a saldıracaktı ve oda ölecektı. Bom ise gördüğü şeylerle kafayı yiyordu. Chaerin ise Jiyong'tan öğrendiklerinden sonra kendini öldürüyordu" dediğinde kalbim tekledi. Şuan öyle bir zamanda olabilirdik.
"Anlamıyorum" dedi Chaerin. Hyorin ona döndü.
"Hepinizin geleceğini gördüm. Her biriniz için yaklaşık 3-4 ayrı gelecek. Ben hiç birine karışamam. Karıştığımda o gelecek artık sizin kabusun ölürüz. Benim üzerimdeki yan etkilerinden bahsetmiyorum bile" Dediğin de kafa salladım. Bu okuduğum her kitapta öyleydi. Geleceğe yön veremezdin. Vermemeliydin.
"Yani aslında Jiyong'la 3 kez karşılaşıyoruz"
"Evet. En basidi Seungri o kadar emindi ki senin kraliçe olduğuna Jiyong seni görmeye geldi. O geldiğinde ateşi çıkarmasaydın Jiyong senin kraliçe olduğuna inanacaktı. O gün azizler saraya geliyordu. Şenlikler için. Hatırladınız mı ?"
"Evet. Şenliklerin olduğu zaman Chae ateşi yakmıştı dimi ?" Dedim. Hyorin kafa salladı.
"O gün Chaerin'in o ateşi yapmadığı bir gelecek vardı. Jiyong onun kraliçe olduğuna inanacaktı ve azizlerin saraya geldiğini öğrenecekti. O kadar öfkelenecekti ki azizlere saldıracaktı tek başına. Orada ölecekti"
"Ama o ölümsüz" dedi Chaerin. Gerildiğini biliyordum. Bu zamana kadar asla onun ölme olasılığı üzerinde durmuş muydu acaba ? Halbuki ben çocukların ölme ihtimali olduğunu biliyordum çünkü Zurgar'dayken o askerin silahını hatırlıyordum. Özel bir silah.
"Alonst boş durmadı. Ölümsüz olsa bile onu öldürecek şeyler var. Mesela sizde normal bir insana göre hızlı iyileşiyorsunuz ama bazı yaralar çabuk geçmiyor" dedi ayağa kalkarken.
"Peki en azından şuna cevap ver. Birimiz zarar görecek mi ?" Dedi Dara. Hyorin'in vereceği cevabı panikle beklemeye başladım.
"Üzgünüm ama bunu da söyleyemem. Sadece şunu bilin en iyi gelecek buydu. Olması gereken buydu. Yani ne olursa olsun üzülmeyin. O geleceklerde...her şey daha kötüydü" dediğinde Hyorin için üzüldüm. Hepsini biliyordu. Görmüştü. Bütün o kabus gibi olayları yaşamıştı. Belki de bilmemek daha iyiydi. Bilmediğinde daha mutlu olabilirdik. Ölüm varsa bile sonunu bile bile ölüme gitmek çok daha acıydı. Hyorin bana döndü.
"Sana bir özür borçluyum ama bunu yapmam gerekti"
"Ne için?"
"O gün...Chaerin ile sen ormandayken" dediğinde kafam karışmıştı.
"Ne zaman ?" Dedim ama Chaerin anlamıştı. Yüzü bembeyaz olurken gözlerini yumdu.
"Daesung'a onu ben anlattım. Sizin hakkınızda ne kadar şey bilirlerse o kadar iyiydi. Sizi gördüm. En iyisini yaptın çünkü siz onu yapmasaydınız sen burada olamazdın. Bir tüccarın hapishanesinde zincirlere vurulmuş olacaktın. Kızlar ise seni asla bulamayacaktı" dediğinde annem ve babamı öldürdüğüm günden bahsettiğini anladım.
![](https://img.wattpad.com/cover/258531643-288-k120811.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SKYDRAGON
FantasyGücümü biliyordum Ne yapmam gerektiğini de Ama o gözler her şeyden vazgeçip, onunla beraber sessizce yaşama isteği oluşturuyordu işimde. Yine de ben o kişi değildim Oda beni tanımıyordu. Ben ne kadar yıllarca onu beklemiş olsam da.