BOM
Seungri Dara'yı tutup kenara çektiğince bıçağı elinden kaptım. İçinde bulunduğumuz gemi duruyor olsa da sallanıyordu ve midem alt üst olmuştu. Tabi bunun sebebinin geminin sallanması olduğundan emin değildim.
"Yapma" dedi Seunghyun. Ona baktım.
"Yapacağım"
"Yapma. Lütfen"
"Karışma. Hatırlamak istiyorum." dediğimde gözlerini sıkıca kapattı. Jiyong'a baktım sadece. Acı içindeydi. Sadece öylece durmuş yere bakıyordu. Büyük ihtimalle taşın elleri arasından gittiğinin bile farkında değildi. Seungri çoktan taşı Taeyang'a vermişti.
"Tae ona verme taşı" dedi Seunghyun. Chaerin Taeyang'ın karşısına geçti.
"Taşı bana ver" dediğinde Taeyang tereddütle Seunghyun'a baktığında Chaerin beklemeden hızla taşı kaptı. Daesung ve Seunghyun Chaerin'e doğru adım attığında Chaerin elini kaldırdı ve onları durdurdu.
"Neden şimdi endişelisiniz ?" dedi alayla. Tek eliyle taşı sıkıca tutuyordu.
"Bunu yapmayın" dedi Daesung
"Bu kadar yol gelmişken, her şeyi bitirmişken neden bu endişeniz ? Tek bir şey kaldı yapılacak. Ne o pisliklerinizin çıkmasından mı korktunuz ?"
"Geçmişi hatırlamak size sadece mutsuzluk getirecek" dedi Seunghyun. Arkamda yere çökmüş ağlayan Dara'ya baktım. Belki de haklıydı ama bunu istiyordum. Acı içinde yaşamaya devam edecek olsam da bunu bilmeye hakkım vardı.
"Mutsuzlukla baş edebilirim"
"Ama ben senin mutsuzluğunla baş edemem Bom."
"O senin sorunun" dediğimde gözlerindeki kırgınlığı gördüm. Canını yaktığını biliyordum ve bunu için kendime kızıyordum ama bu benim geçmişimdi. Bu bizimdi ve ben bu anı hatırlamak istiyordum.
"Bom bunu bize yapma"
"Bize bir şey yapmıyorum Seunghyun. Sen ve ben. Konuştuğumuz gibi seni bırakmayacağım. Be-belki hemen affedemem, hemen geçti diyemem ama biz değişmeyeceğiz"
"Emin olma. Olacakları biliyorum" dedi sesi ağlamak üzeri olduğunu haykırıyordu resmen. Çaresizdi ama bende öyleydim. Onun için bundan vazgeçebilirdim ama bu aynı zamanda planı da tehlikeye atmak olurdu. buraya kadar geldiğimiz tüm yol, uğruna savaştığımız her şey, intikamımız her şey biterdi. Bu yüzden Minzy'e döndüm.
"Ne istiyorsun ?"
"Ben..ben bilmiyorum. Emin değilim" dediğinde kafa salladım ama ben emindim. Bu taşı tamamlayamasak da bunu yapacaktım. Öğrenecektim bu yüzden bıçağı avucuma getirdim.
"Yapma" dedi Jiyong Kafasını sonunda kaldırıp bana baktı.
"Ne olursa olsun Chaerin bunu yapmayacak. Bu yüzden senin de yapmana gerek yok" dediğinde Chaerin taşı korumaya çalışırcasına Jiyong'dan uzaklaştırdı.
"Buna karışamazsın"
"Yapmayacaksın" dedi ve sesi itiraz istemiyordu ama Chaerin'in itiraz edeceğine o kadar emindim ki kellemi bile ortaya koyardım. Geçmişte bir şeyler olmuştu. Olmuş olmalıydı çünkü aramızda en umursamaz olanımız bile şuan bir köşede çaresizce ağlıyorsa o geçmiş acı doluydu. Dara sadece Chaerin'in askeriyken bu haldeyse acaba Chaerin neler yaşamıştı ?
"Yapacağım. Bana ne yapacağımı söyleyemezsin Jiyong. "
"Bir kere de beni dinle" diye bağırdığında korkuyla irkildim. Jiyong gerçekten korkutucu görünüyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/258531643-288-k120811.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SKYDRAGON
FantasiGücümü biliyordum Ne yapmam gerektiğini de Ama o gözler her şeyden vazgeçip, onunla beraber sessizce yaşama isteği oluşturuyordu işimde. Yine de ben o kişi değildim Oda beni tanımıyordu. Ben ne kadar yıllarca onu beklemiş olsam da.