Büyük sırlar

60 15 123
                                    

DARA

"Olmuyor işte" dedim sinirle. Bom ofladı. Hepimiz toplanmış kitaba bakıyorduk. Hayır, Daesung, ben ve Bom bakıyorduk. Seungri dümendeydi, Minzy ise ona yardım etmek için çıkmıştı.

"Pes ediyorum" dedi Daesung gözlerini ovuştururken. Gemi o kadar sallanıyordu ki midem kalkmıştı.

"Belki de Minzy bakmalı! Hem o böyle şeyleri sever" dedim yerimden kalkarken.

"Nereye ?" Dedi Bom. Ona bakıp sonra geldiğimizden beri aynı yerde oturan Seunghyun'a baktım.

"Ah şey...tamam. Minzy'e de seslen gelsin. Şu kitaba bakalım"

"Gerçekten hiç bir şey anlamadığın halde nasıl inatla bakabiliyorsun ?"

"Çünkü şuan çaresizim. Elim kolum bağlı ve önümüzde uzun sürecek bir yol var. Yapacak bir şey yok" dedi. Bu da bugün delirmişti. Sanki bir sinirliydi, bir yandan da dalgındı. Gözleri denize dalıp gidiyordu.

"Naparsan yap! Ben o yolu geçtim. Pes" dedim ve arka tarafa doğru ilerledim. Seunghyun ayak seslerini duyunca kafasını kaldırıp bana baktı.

"Minzy! Bom seni çağırıyor" dedim ve Seunghyun'un karşısına oturdum. Minzy çıkıp ön güverteye ilerledi.

"Bom'u bekliyordun sanırım" dediğimde omuz silkti.

"Sen casus olansın dimi ?"

"Oo Seunghyun! Herkese böyle sorarsan, hepsi bir casus olduğunu bilir" dediğimde gülümsedi.

"Ayrıca casus falan değilim. Sadece planı biliyordum. Burujanın kralda olduğunu biliyordum yani. Bir de bize ihtiyacınız olduğunu ama burujayı aldığınız da..bizim devreleri yanacağını bilmiyordum. Bilseydim buna izin vermezdim"

"Biz de bilmiyorduk. Sadece..amacımız sizi ayırmaktı ve biz sizi bulacaktık. Bizim tarafımıza geçmenizi saglayacaktık" dediğinde kafa salladım. Seungri zaten bilmediklerini söyledi.

"Peki gelip söyleyebilirdiniz. Yani böylelikle kimse Ostra'dan ayrılmazdı ve Madam Lee.."  dedim. Sakince bana döndü.

"Biliyorum ama Ostra'ya gelseydik... siz kabul etmezdiniz. Baksana Minzy'e! Azizlerin neler yaptığını görmesine rağmen hala bir tarafı onlarla ve Bom.." dedi ama devam etmedi.

"Ne oldu Bom'a ?"

"Bom'un.. ne düşündüğü bile belli değil. Baksana orada azizlere karşı gibi konuştu ama Jiyong'dan da nefret ediyor"

"Belki de Jiyong'u değil seni tutar. Aynı şey olmaz mı ?" Dediğim de gözleri bir saniyeliğine parladı. Gülümsedim.

"Tutmaz. Ben sandığın kadar iyi biri değilim"

"Kim sandığımız kadar iyi ki. Baksana bana kızlar en yakınımdaki insanlar ama onlara yalan söyledim. Daha doğrusu gerçeği sakladım. Ostra Kralını tuttuğumu bile hep gizledim."

"Buruja taşını aramaya çıktığınızda neden söylemedin ?" Dediğinde omuz silken bendim. Gözlerimi denize çevirdim.

"Çünkü...buna yüzüm yoktu. Onları tehlikeye atmıştım ve bunun bir yerinde parmağımın olması beni utandırmıştı. Kendime söz verdim. Taşı ben bulacaktım. Kralın adamını anlayabilirdim sonuçta"

"Ama anlamadın" dedi Seungri'nin olduğu yeri işaret ettiğinde kafa salladım.

"Sadece kralın adamının bir baloda karşıma çıkacağını düşünmedim. Yani daha ciddi bir şey olur diye düşündüm. Eğlenmeye vaktinin olduğunu düşünemezdim"

SKYDRAGONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin