Kadın olmak bütün dünyada çok zor bir iştir. Her zaman geriden koşmaya başlamaktır. Her şeyde iki kat fazla çalışmak demektir. Anadolu'da dolaşırken çok farklı kadınlarla karşılaştım. Kadınlar kendi potansiyellerinin farkında değildi. Büyük kentte oturan büyükler de bunun farkına varmamakta inat ediyordu.
İstanbul'da çizilen Anadolu Kadını diye bir prototip yoktu. Hayal edilen bir kadın, erkek ve kadın-erkek ilişkisi de yoktu. Varolanla onun yerine gelenin ebedî çekişmesi göz kamaştırıcı bir dönüşümle yaşanıyordu.Gazetecilerin şablona uygun aktardığı öykülere bu nedenle yöredekiler çok kızıyordu. Diğer yandan da şeffaf olmayı henüz bilmiyorlardı. Hem de korkuyorlardı. Herkesin birbirinden korktuğu, acaba hakkımda ne düşünürler kaygısıyla gizlendiği bir dünya. Evde gizli gizli karısına yardım eden erkekler. Çay servisi yaptığını diğer erkeklerin duymasını istemeyen Doğulu erkek.
Kadınlar ise her bölgede farklı. Tek değişmeyen kadının çalışkanlığı, vefası ve aile birliğine olan inancı. O her şeyi karşısına alarak var olamayacağının bilincinde. Bu nedenle yeni oluşan dünya ve değerleri varolanla halvete sokuyor. Bugün Batı'da tartışılan kadın kimliğiyle yaşamak konusunu kendince çözüyor. Üstelik çok zor koşullarda. O hem kadın, hem anne, hem aileyi yediren içiren ve şimdi para kazanan üstelik. Parasız aile işçisi olmaktan para kazanan bireye dönüşmekte. Kendi işini kuran girişimci artık o. Ölen kocasının işini sırtlayan ve genişleyen bir iş kadını. Bilgisini ve birikimini paraya çevirmeye başladı. Ve kadın parayı keşfetti dersek Türkiye ekonomisi ve demokrasisi için çok önemli bir saptama yapmış oluruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şizofren Şair.
RomantizmBu cümle, yazmayı öğrendiğimin kanıtıdır. Bu cümleyse, okumaya devam ettiğinin kanıtı. Birlikte, iki kanıtı olan bir suç işleyeceğiz. (-Şizofren Şair-)