Ayrıldıktan sonra

17 1 0
                                        

Arkasından sessizce bakabildin sadece. Bir dönemin kapandığının farkındaydın ama elinden bir şey gelmiyordu. Bunu devam ettirmek en az şimdiki kadar acı verecekti. Böyle olması iyiydi aslında. Sakin ol. Derin nefes al. Ağlama.

Ağlama...

Ama engel olamıyorsun gözyaşlarına.

ERTESİ SABAH

Günaydın. Yeni bir gün. Bundan kaçış yok. Güneş yine her zamanki gibi doğdu ve sen de hayatına devam etmelisin.

"Nasıl?"

Birinci adım, hatırlama ve toparlanma.

Yataktan kalkmak istemiyorsun, sorun değil. Tüm gün boyunca yatakta durabilirsin. Tüm gün kendine yapmayacağına dair verdiğin sözleri yerine getirebilirsin. Onunla birlikte çektiğiniz o güzel videoyu izleyebilirsin mesela, fotoğraflara bakabilirsin. Kitabın arasına yazdığı notu okuyabilirsin tekrar tekrar.

"Onun olan her şeyi özledim."

Neleri mesela?

"Bana sarıldığında başını göğsüme yaslamasını, o tanıdık kokusunu, sinsice tabaktaki son kurabiyeyi yediğinde bana attığı o bakış, spordan sonraki yorgun halleri ile koluma girmesini, korku filmi izlerden korktuğunda bana sarılmasını, endişeli olduğunda yavaşça alt dudağını ısırmasını. Şimdi sadece beni gülümsetiyor. Özledim her birini."

Sorun değil. Bu gerçekten normal. Aynaya baktığında saçını taramamayı isteyebilirsin, kalkıp bir şeyler yemeyebilirsin. Tüm gün yatabilirsin yatakta. Birlikte gittiğiniz o mekanlardan bir süre uzak durman normal. İstemiyorsan gitme. Sadece yalnız kalmak istiyorsun. Bir süre. Arkadaşların seni arayıp dışarı çıkarmak isteyecek. "Hadi be oğlum, unutacaksın zamanla" "Denizde daha bir sürü balık var" gibi şeyler söyleyecek ama sen bunları duymak istemiyorsun. Hiç yardımı olmuyor çünkü. Onu hayatında istiyorsun tekrar ya da onun yarattığı rutini, rahatlığı ne dersin? Ama hayır, şu an sadece onu özlüyorsun.

Ve bu normal.

BİR SÜRE SONRA

İkinci adım, akışına bırakmak.

Bugün yataktan kalktın. Aynanın karşına geçip kendine çeki düzen verdin. Kendine güzel bir kahvaltı hazırladıktan sonra birkaç yakın arkadaşını aradın ve buluştun. Eski zamanlarından bahsettin, ayrılmadan önce onunla geçirdiğin zamanlardan ama daha rahatlamış biçimde. Güzel başka kızlar görüyorsun sokakta ama karnında uçuşan kelebeklerden henüz bir eser yok. Çünkü hala onu özlüyorsun ve bir süre daha özleyeceksin. Sadece biraz daha dayanman gerekiyor.

BİR SÜRE SONRA

Üçüncü adım, yenilenme

Bugün erkenden kalkıp güne başlamışsın. O ilk zamanlar geçmek bilmeyen saniyeler yerini dakikalara, dakikalar saatlere, günlere, haftalara, aylara bıraktı ve sen hayatına devam etmeye tamamen hazırsın. Dışarı çıkmak istiyorsun, yeni insanlarla tanışmak istiyorsun. Yeni kişilerle flört etmek istiyorsun. Çünkü zamanı geldi. Ama biraz paslandın gibi, ne dersin? Ama sorun değil. Sen gülümsediğin sürece hiçbir şey sorun değil. Yeni şeyler denemeye başlıyorsun, yeni mekanlar keşfediyorsun, yeni kitaplar, belki bir enstrüman kursuna yazılırsın, belki de yoga, hayır olmadı mı? Artık hayatı onsuz da görebiliyorsun. Tam da bu sırada dolabın derinliklerinde ona ait bir kıyafet buluyorsun. Evine ilk geldiği zamandan kalma bir kıyafet. Ona hazırladığın yemeği yerken üzerine dökmüştü şarabı. Sen ona kendi gömleğini verdin ve onun kıyafetini yıkadın. Senin gömleğinin içinde kaybolmuştu, yemekten sonra saatlerce konuşmuştunuz ve o kıyafetini sende unutmuştu.

Bazen ne kadar denersen dene küçücük bir parça şey seni yoluna devam etmenden alıkoyuyor. Bir anı, bir kıyafet, bir fotoğraf... Ama güçlü olursan sonunda başarırsın. Yenilenirsin. Hayata daha farklı bakarsın. Tüm dünya daha heyecanlı görünür gözüne. Yeni şeylerin heyecanı. Olasılıkların heyecanı.

Bu nokta yeni birisini bulma anı değil aslında, bu kendini bulma anı. Kim olduğunu. Başkası olmadığı zaman tamamen kendine odaklanabilirsin çünkü. Ve yeni, daha iyi bir seni yaratırsın.

Tek bir şey unutma;

Gülümse.

Şizofren Şair.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin