Sadece hastane koridorlarında kaybetmez insanlar. Bir kaybedişin haberini doktorlar vermez her zaman. Ölüm,nur nimettir bazıları için. Ölüm.
Bir nokta var, bir yara var ve ben orada takılıp kaldım. Daha dün umut dolu bir yazı yayımlamıştım. O umut bugün sırtını döndü bana. Ya da ben ona döndüm sırtımı. Hatırlayamıyorum.
Bir gün hayat bileğimi öyle derinden kesti ki, ölmedim.
Ne ileriye gidebiliyorum, ne geriye dönebiliyorum. Hayat öyle bir yere sabitledi ki beni kımıldayamıyorum. Bulunduğum yere gelene kadar topladığım ne kadar yara varsa kanamaya devam ediyor. Yaralar, kanıyor, kanıyor, ve bir türlü kabuk tutmuyor.
Hayatımdaki en önemli insan beni çocukluğumdan öyle bir vurdu ki. Toparlanamadım.
O günlerde sarıldığım yegane insana dolalı hala kollarım.
Geriye dönmek istemiyorum çünkü düzeltilecek bir şey kalmamış. Un ufak olmuş her şey. Bir harabe var geride. Harabenin içinde bir çocukluk.
İleriye gitmekten başka çarem yok. ileride ne var bilmiyorum, ama geride harabe var.
İleriye gitmek zorundayım artık. Dizlerim kanasa da, evrendeki her şey benim ilerlememem için koşuştursa da ilerlemeliyim. Tüm dünyayı karşıma, annemi sırtıma alıp ilerlemeliyim. Sadece annemi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şizofren Şair.
Roman d'amourBu cümle, yazmayı öğrendiğimin kanıtıdır. Bu cümleyse, okumaya devam ettiğinin kanıtı. Birlikte, iki kanıtı olan bir suç işleyeceğiz. (-Şizofren Şair-)
