KEŞKE ...

18 1 0
                                    

İki kalp arasında en kısa yol:

 Birbirine uzanmış ve zaman zamanAncak parmak uçlarıyla değebilenİki kol. Merdivenlerin oraya koşuyorum,Beklemek gövde gösterisi zamanın;Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,Bir şeyin provası yapılıyor sanki. Kuşlar toplanmış göçüyorlarKeşke yalnız bunun için sevseydim seni. Eşdeğeriyle yanyana yürürkenCehennem sokağında birey olmak,Ve en inceldikten sonraİlkel sözcüklerle konuşmak seninle. Saat beş nalburları pencerelerdenMadeni paralar gösteriyorlar,Yalnızlığı soruyorlar, yalnızlık,Bir ovanın düz oluşu gibi bir şey. Hiçbir şeyim yok akıp giden sokaktan başkaKeşke yalnız bunun için sevseydim seni. Sülünün yüzü bir atmosfer olayıdır.Rasgele yazarı avcıdan öğrendim:Yaban ördekleri donmasın diye,Suya nöbetleşe kanat vururlar. Ve işte şamandırasıyla Beşiktaş'ınız,Çapraşık bir yüzyılı geriye atar;Tanrım siz şu uzun Anadolu'yuÇocukluk günlerinizde mi yarattınız? Senaryocu bayanla bir bankta oturuyoruzKeşke yalnız bunun için sevseydim seni. İlkokulu bitirdiği gün Cumhuriyet şairi,Saçında kurdelesi Lozan gibi;Sonra her yıl öldürüldü, öldürüldükçe deHemeninden göğe huthutler çizildi. Gelecek zaman oldu şimdiki zaman;Irmak aşağı inen güz parçası,Çok süslü bir halkın arasından,Benimsin! İyi anlarında sesin kalınlaşıyorKeşke yalnız bunun için sevseydim seni Afyon garındaki küçük kızı anımsa, hani,Trene binerken pabuçlarını çıkarmıştı;Varto depremini düşün, yardım olarak Batı'danGönderilmiş bir kutu süttozunu ve sütyeni. Adam süttozuyla evinin duvarlarını badana etmişti,Karısıysa saklamıştı ne olduğunu bilmediği sütyeni,Kulaklık olarak kullanmayı düşünüyordu onu kışın;Tanrım gerçekten çocukluk günlerinizde mi?.. Eşiklere oturmuş bir dolu insanKeşke yalnız bunun için sevseydim seni. Daha ben ilk kazmayı vurmadanElime gelen Karabitki'li testi,Nefertiti'nin mutfağı sayılan yerdeKoyu sır yeni hicret yollarını kesti. Terimler eşekarıları sözcüklerin,Acımasızdırlar, adsız ve sueldirler,Önlerine katarak insan ve hayvan listeleriniSabah akşam kapınızın önünden geçirirler. Fazıl Hüsnü diyor ki, ne diyor Fazıl Hüsnü?...Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.Küçük anne, kelepir kız,Bir şey söyle bana,bana bir laf et ki binlerce,Onbinlerce görüntü anlatamasın. Genceli Nizami'nin dediği gibiTaşı onunla yıkasalarÜzerinde akik biter,Bakışların ki... İkinci bir parıltı var senin bakışlarındaKeşke yalnız bunun için sevseydim seni.18 Aralık 1985'te o salondaKişi nasıl kestirebilirdi ileriyi?Siz, kazıbilimler, alınyazısıbilimler,Geçsin yıllar geçsin, seneler gibi. Olur mu anımsamamak Onaltıncı Louis'yi14 Temmuz 1789 akşamı, Louis,Şöyle yazmamış mıydı defterine:"Bugün kayda değer bir şey yok.." "Kehanet" adlı kısacık bir şiir buldumKeşke yalnız bunun için sevseydim seni. Mutsuzluk gülümseyerek gelir, adıyla süslenmiştir;Banliyo treninde rastladığımızSınav saatini kaçırmış liseli kız,Hep kazanırsın ey çözümsüzlük! Ey otobüssever ey Troya yolcusu!Anımsarsın günlerce konuşup durmuştukO İB(ipekböceği) sesli kadını;Birinin Grönland'ı olmaya hazırlanıyordu. İki çay söylemiştik orda, biri açık,Keşke yalnız bunun için sevseydim seni. Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,Bir yanlışı düzeltircesine açmış;Gelmiş ta ağzımın kenarındaKonuşur durur. Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,Güverteleri uçtan uca orman;Aldım çiçeğimi şurama bastım,Bastım ki yalnızlığımmış. Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treniKeşke yalnız bunun için sevseydim seni. Atı'lar deltalara gömülen atı'lar,Saçı'lar fiyortları öpen saçı'lar,Kutu'lar, Haliçlerden susmuş kutu'lar,Takı'lar eski aşkları imler takı'lar. Bol dökümlü gömleğinin içindeSırtını ve karnını dolananVe sonunda sincap olanO kuş. Seni o kadar yakından görünce,Keşke yalnız bunun için sevseydim seni."

Şizofren Şair.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin