Aslına bakarsan, ufak ve ucuz zevkleri olan biriyim. Belki de bu yüzden kendime çaktırmamaya çalışsam da neredeyse onların tamamından mahrumum. Şu an en çok neye hasretim biliyor musun -tüm romantik ve mantıksal kıyafetlerimizi çıkarıp sadece gerçek bizi oluşturan iç çamaşırlarımızla oturup düşünürsek- mayıs ayının ortalarında olmaya, penceremi açmaya, cereyanda kalabilmek için -o hem ılık, hem soğuk, harika rüzgârı hissedebilmek amacıyla- balkonun kapısını da açmaya ve eskiden yapabildiğim gibi hiçbir şeyi umursamadan, sanki kendim olmaktan istifa etmiş -ve hatta insan olmaktan da istifa etmiş- gibi oturup tekrar tekrar çalan Addicted'ı dinlemek... Durumla bir alakası olduğundan değil. Caz da zevklerim arasındadır.
Peki en son ne zaman yapabildim bunu? O kadar da karamsar olma... Geçen sene yapmıştım. Üstelik duruma daha çok uyan bir şarkıyla: Ey Özgürlük! Mesela ondan önceki sene de Maggie's Farm ile yaptım. Ama Bob Dylan versiyonu olmadığı için duruma çok uygun kaçmadı. Ama aslında duruma tam anlamıyla uygundu. Çünkü artık ne Maggie, ne Maggie'nin anası, ne Maggie'nin babası, ne de Maggie'nin kardeşleri için çalışmayacaktım!
Yılda bir kez... Ama sebebinin "çok çalışmak" olduğunu düşünüyorsan tam bir öküzsün arkadaşım... Adama saf derler... Sittir et iki dakika saçma sapan düşünceleri. Hatta sen de bir yerlerden bulup dinlemeye başla: Amy Winehouse-Addicted. Ama bırak kendini. Önce gözlerini kapat. Gözlerini kapatıp kendini bırakınca zaten sağ bacağın otomatik olarak ritm tutmaya başlayacak. Sonra da sağ elin, parmağını şıklatmaya başlayarak ritme katılacak. Ama uzun sürmez. Çünkü hepimiz toplumun hakkımızdaki düşüncesine her şeyden çok önem veren insanlarız. Bu yüzden birkaç saniye içinde "Uzaktan nasıl gözüküyorum ki lan?" korkusuyla kendine geleceksin ve fark edeceksin; gayet mutlu bir şekilde kendini müziğe kaptırmışsın be köftehor!
Bu arada aklıma gelmişken söyleleyim. "köftehor" da Farsça kökenlidir dostum... "köftehor" bile Farsça kökenlidir...
Ama işte insanlar bu yüzden öksürük şurubuna ya da Jack Daniel's'a başlıyor -Ama ota filan değil. Onlar ayrı bir tür- Bir şekilde her an üzerinde taşıması gereken tüm kıyafetlerden kurtulabilmek için. Kısa bir süre bile olsa eşofmanlarını giyebilmek için...
Mutluysan keyfini çıkar dostum ve komplekslerin için de üzülme. Çünkü kompleks hâline getirdiğin o şeyler sayesinde mutlusun aslında. Onlarla barış ve onlarla birlikte mutlu yaşa. Bense Jack Daniel's almaya gideceğim ve sana kadeh kaldırarak eşlik edeceğim. Çünkü sen şanslı olan taraftasın. Bense kendi aptallığımdan şassızlığı seçtim. Zehri içip kahin oldum... Hepimizin sonunu görebiliyorum. Ama suç bende. Uyarılara kulak asmadım. İnsan Platon'u bile mi dinlemez... Dinlemezmiş demek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şizofren Şair.
RomansaBu cümle, yazmayı öğrendiğimin kanıtıdır. Bu cümleyse, okumaya devam ettiğinin kanıtı. Birlikte, iki kanıtı olan bir suç işleyeceğiz. (-Şizofren Şair-)