Gidenlere yazılan tüm mektuplar yakıldı önce. Gidenlere ait bütün anılar, hafızanın tozlu raflarına kaldırıldı. Ve mutluluğu misafir etmek üzerine yepyeni bir sayfa açıldı. Çok beklenmişti. Hayal kırıklığıyla geçen bir ömre, yalnızlıkla dolu günlere ve gecelere rağmen, bir umut beklenmişti. Artık bembeyaz sayfaları doldurmak insanın kendi elindeydi. Geçmişe dönüp neleri doğru yaptığı, nelerde yanlış davrandığının muhasebesini yaptığında ortada ne şans, ne kader ne de acı kalıyordu geriye. Çünkü insan, sevmekle meşgul olduğunda hayata başka anlamlarda bakabiliyordu. İnsan, sevildiğinde kendini huzurlu ve mesut hissedebiliyordu. Yaşananlar bunca zaman olması gerektiği için yaşanmıştı ve bu dünyadaki asıl mutluluk için geride kalmalıydı. Asıl mutluluk neydi? Sonsuz aşkla, sevgiyle ve heybesindeki pırıl pırıl umutlarıyla yarınlara bakabilmesi miydi insanın? Asıl mutluluk, acısı ve tatlısıyla, hüznü ve sevinciyle her şeyi olduğu gibi kabul etmek, düştüğü yerden yeniden ayağa kalkabilmek ve inandığı sevgi uğruna sonsuza dek yürüyebilmekti. Ancak bu bilinci yakaladığında insan, kendini sonsuz yarınlara teslim etmeye tam manasıyla hazır olurdu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şizofren Şair.
RomanceBu cümle, yazmayı öğrendiğimin kanıtıdır. Bu cümleyse, okumaya devam ettiğinin kanıtı. Birlikte, iki kanıtı olan bir suç işleyeceğiz. (-Şizofren Şair-)