Bölüm 36 -Öğrenci almak

2.1K 265 38
                                    

Son olanlardan sonra ağlamayı da bıraktı. Acaba şimdi ne deneyecek. Umarım yine ağlamaz.

Ah kafasını kaldırıyor. Bakalım ne yapacak. 

''AAAA''Çığlık atarak mı saldıracak? Ciddi misin sen? 

Bir silahın dahi yok. Burada düşünülebilecek birçok şey varken bunları düşünmeye dahi çabalamadı.

Basitçe kuyruğumu havaya dik şekilde kaldırdım. Kılıçta ucunda. 

Ah sonunda o yavaş hızıyla bana ulaştı. Sakinken daha hızlıydı. Sanırım büyü gücünü kullanmayı dahi unuttu. Bir nevi orkların çılgınlığı gibi. 

Ahh bu küçük şey beni öldürmek istiyor. Neler çıktı senden böyle. Belki tamamen umutsuz değildir. En azından öldürme isteği gerçek. 

Ama aptal olduğu da gerçek. Kuyruğuma tırmanmaya çalışıyor. Daha ne kadar saçmalayabilir.

Bu iş rahatsız edici olmaya başladı.

''Ne kadars acınassssı. Ssssen birasss bende durssan bişşşeye bensserdins.'' Ormanda biraz yaşasa belki düşünmeden varlığını devam ettiremeyeceğini anlardı. En olmadı düşünmeyen canlıların yaptığı gibi iç güdü tipi bir canlı olurdu. Onlarda kendi çapında rahatsız edici. 

''Yılan bir ticarete ne dersin?''

''Ne kazanıps ne kaybettiğime bağlı.'' Ah aklım güzel şeylere gidince sanki daha iyi konuşuyordum. Neden acaba. 

''Kızım biraz seninle kalsın. Karşılığında sana bir ejderhanın çekirdeğini vereyim.''

Çekirdek mi dedi o. Hemde bir ejderhanın. Yetişkin olunca benimde bir çekirdeğim olacak ama. Ne olursa olsun bir canavarın güçlenmesi için daha güçlü canlıların çekirdeklerini yemesi önemlidir. 

Yeterince güçlü bir türün çekirdeğini yersem direk yetişkinlik evrimine dahi ulaşabilirim. Sonraki evrimimin gücü dahi artar. 

Zindan canavarlarından da çekirdek çıkar ama onların kan özü yoktur. Sonucunda oradaki çekirdek sadece manadan oluşmuş bir canavardan düşüyor. Kısacası canavarlar açısından da bir değere sahip değil. 

''Ne türs ejderss''

''Ateş ejderhası. Yaklaşık beş yüz yaşında olmalı.''

Bu iyi bir anlaşma ateş ejderhası ejderhaların zayıf türlerinden birisi ama yinede bir ejderha. Beş yüz yaşı biraz genç olsa dahi benim yetişkinliğime ilk geçişimle karşılaştırılabilir bir gücü olmalı. 

Bir çekirdek, canavar yeterli olgunluğa ulaşınca kanının ve DNA sının bir parçasının büyük bir büyü depolama kapasitesine sahip olmasıyla oluşur. 

Tam olarak neden oluştuğu hala anlaşılmış olmasa dahi. Canavarın büyüsünün çoğunu depoladığı ve canavarın oluşturduğu en güçlü ve katılaşmış kanın olduğu yerdir. Kısacası onu yersem ejderha özelliklerinden birkaçını alabilirim. 

''Peki tamss olarak neissstiysssun?''

''Kızımın kendisi pes edene kadar seninle kalmasını istiyorum. Yada sen yeterli eğitimi aldığını hissedene kadar. Ondan sonra çekirdek senindir.''

''Birs öğrenci ?''

''Öyle de düşünebilirsin. Peki kabul edecek misin?''

Yani tek yapmam gereken kıza ormanda yaşamanın ne demek olduğunu göstermek. Pes ederse çekirdek direk benim. 

Pes etmese dahi boyutsal özelliği olan birisini eğitmek iyi olabilir. Çocuk olsa dahi onunla gelen askerlere bakılırsa basit bir aileden değil. İnsanlar arasında bir bağlantı görevi görebilir. Her şekilde karlı bir teklif.

''Kabulss ama ssartım vars. Benim hakımdass hiç bisssiy anlatamasss. Kans yemini etssssin.''

''Bu büyük bir sorun değil. Ama onu bana sağlam olarak geri getirmen gerekecek.''

Hımm bunun çok büyük bir sorun olduğunu sanmıyorum. Ormanda bana rakip olabilecek canlılar olsa dahi en kötü ihtimale onunla birlikte ışınlanırım. 

''Kabul'' Konuşmam yavaş yavaş oturuyor sanırım alıştırma yapmam gerekecek. 

Sonunda prenses ağlayıp kılıca ulaşmaktan vazgeçmiş gibi duruyor sanırım anca ne olduğunu anladı. 

''Baba yapma lütfen. Ne istersen yaparım. Çorba içip, hizmetçilere bile yardım ederim. Derslerime bile gidicem lütfen beni sapık yılanla bığaaakma. lüfasdase dasd edad'' 

Artık hiç anlaşılmıyor ama susacak gibi durmuyor. Deminki ağlamaksa bu daha çok bağırmak gibi oldu. 

Aslında çok yakışıklı bir yılan olduğumu düşünüyorum. O kadar korkunç olamam değil mi? Gümüş rengim, mavi gözlerim. Güzel bir parlaklığım var. 

Her neyse tek yapmam gereken bu dediklerini ona yavaşça ödetmek. Ah babası ciddi moda geçti bakalım ne diyecek.

''Eğer bir aydan önce pes edersen eve geri gelebilirsin ama o taktirde seni başka bir krallığa gelin olarak yollarım. 

Eğer bir ayı geçtikten sonra gelirsen istediğini yapmakta özgürsün. Eğer geldiğince yeteri kadar güçlü olursan tahtı yönetme şansı dahi verebilirim. 

Bu zamana kadar sana fazla nazik davrandık. Biraz geç olsa da artık değişmen gerekiyor. Yoksa taht mücadelesinde basit bir kuklaya dönüşürsün.''

Bunu duyduktan sonra kızın ifadesi değişti. Sanırım başka bir krallığa gelin gitmek istemiyor. Aslında bende bunu istemiyorum. Eğer konuşmadan anladıklarım doğruysa bu ufaklık prenses olmalı. 

Garip olan kral neden bu kadar iyi yemek yapıyor. Dahada garibi neden donla ormanda dolaşıyor. Her neyse önemli olan çekirdek.

''Yılan kan yeminini onu geri yollamadan önce halledersiniz. Geri dönene kadar kızım sana emanet. Geriye döndüğünde senin değiminle zavallı olmazsa sevinirim.''

Bunu deyip geriye doğru yürümeye başladı. Korumaları da onu takip ediyor. Kız onu başta onu takip edecek gibi davransa da sonradan durdu. Belkide düşündüğümden fazla iradeye sahiptir. 

Bir süre daha arkalarından gittikleri yöne baktı. Neye bakıyor acaba, çoktan gittiler. Sanırım burada ben devreye gireceğim.

''Ufakss yolus gösster''

Bana boş boş bakıyor. Ne diye böyle bakıyor. Yoksa sözünü hatırlamıyor mu? 

''Orkss nerde?''

Hala boş boş bana bakıyor. 

''Ben nereden bileyim sapık yı...'' Elbette ki su oku. Her neyse susama derdi olmaz en azından. 

Ah yinemi ağlayacak . Her neyse ork köyü çok uzakta olamaz en iyisi ben bulayım. Bakalım yakınlarda neler var. Ah buraya doğru gelen baya büyük bir şey var benden de büyük. Gerçi çok yavaş. O yönü de eleyebiliriz. 

Bir taraf su diğer taraf geldiğim yön birinde de tehlike var. Yön belirlemekle uğraşmamak çok güzel. Hadi gidelim. 

Ah yeni eğlencemi unutuyordum az daha. 

''Orada durmass gels avs ssamanı.''

''Beni sen taşımayacak mısın?'' Ah o sulu gözlerle bana bakması. 

Su oku. Tam kafadan sırılsıklam oldu. Şükretsin buralar sıcak. Her neyse gidelim.

Sonunda takip etmeye ikna olmuş gibi duruyor. Acaba göz yaşları ne zaman bitecek. Su vermesem göz yaşı devam eder mi ki?

... 

---------------------------------------

Not:Yılanın konuşmasını yazmak çok rahatsız edici umarım yakında doğru dürüst konuşmaya başlar. Normal kelimelerime sss eklemeye başladım :(

--------------------------------------

Yılan (Bilinmeyen mutasyon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin