Bölüm 38 -Köy büyüyor

2K 263 10
                                    

Işınlanmanın ardından direk zindandaki odama gittik. Işınlanma olayı Avcı'yı şaşırtmış gibi duruyor. Hala şaşkın şaşkın sağa sola bakıyor. Kuyruğumu üzerinden çekmeme rağmen hala hareket etmedi yerinde bekliyor.

''Burası neresi?'' 

Hala çevresine net bir şekilde bakmamış sanırım. Kafamı zindan çekirdeğine doğru çevirdim. Oda baktığım yere baktı. Ne olduğunu anlatmaktan daha kolay sanırım.

''Burası bir zindan mı? Sen zindan canavarı mısın? Ayrıca ışınlandık değil mi? Boyutsal bir tür müsün?''

Ah ne zaman bu kadar konuşkan oldu bu.

''Zindans benim. Boyutssals türüm yaniss ne olmusss?''

''Ah bir şey olduğundan değil. Sadece bu gezegende boyutsal tür olduğunu bilmiyordum. Ayrıca zindan benim derken ne demek istiyorsun?''

Tam o sırada goblinler ve örümcek avdan döndü. Avcı bunları görünce hemen kılıcını kaldırdı. 

Karşısındakilerin ona tepki vermediğini ve başka şeylerle uğraştığını fark edince kılıcını yeniden indirdi ve çevresini ilk defa dikkatlice incelemeye başladı. 

İnsan bedenimi ve maceracıları anca fark etti. Aklı bir karış havada sanırım daha öğretmem gereken çok şey var. 

''İnsanlar burada ne arıyor?'' 

Ah kızgın bakışlar sanırım buda tek taraflı düşünenlerden. İnsanları yakalamış bir canavar varsa canavar kötüdür. İnsanlar canavarları öldürürse insan kahramandır ne kadar zekisin. 

Ahh kızgın hissetmeye başladım. Her neyse yavaş yavaş aklını açmam gerekecek sanırım.

''Birisssi öğrencim, diğerleri köless.'' 

Bakalım ne tepki verecek.

Kızgın baksa da ses çıkarmadı. Sanırım benimle geçirmek zorunda olacağı bir ayı düşünüyor. 

''Gümüşssşs gels.''

İnsan bedenim ne dediğimi duyunca maceracılarla oynamayı bırakıp yanıma geldi. 

''Tanıssın.''

Elbette bu sırada insan bedenime hikayeyi anlattım. Ona ikinci bir bedenim olduğunu söylersem sıkıntıya sebep olabilir. Diğer insanlara anlattığım hikayeyi anlatmam daha iyi olur.

''Merhaba ben Gümüş, Yılan'ın büyüttüğü bir insanım.''

''Merhaba benim adım ...''

Gulb...

Ah burada su oku devreye girdi. Benim yanımda olduğu sürece o avcı. Bunu unutmaması gerekiyor.

''Benim adım Avcı. Bir süreliğine Yılan'dan eğitim alacağım. Tanıştığımıza memnun oldum.''

Hımm şimdi düşününce o bir insan. İnsan bedenime söylenene göre sürekli et yememeleri gerekiyormuş. Burada et hariç bir yemek yok. Sanırım yemek için onu kadınlara yollamam gerekecek. Sadece bir öğün olsa da.

İnsanlar kaç öğün yiyiyor acaba. İnsan bedenim öğrenmiştir sanırım.

Günde iki öğün mü? Hım tamam onu anladım da daha çok parası olanlar üç öğün yiyiyormuş. Bunun mantığı ney. Daha çok parası olan daha çok yemek alabildiğinden herhalde. Her neyse eğer dediği gibiyse Avcı'nın yemek yeme zamanı gelmiş olmalı sonucunda akşam oldu.

''Gümüsss artık aksşamları Avcısda ssenle yemeğe geleceks. Gidinss''

Elbette bedavaya değil. Şuana kadar birçok insan ve canavar cesediyle karşılaştım. Goblin köyünde de küçük bir vurgun yaptığım söylenemez. Şu anda yetmiş kadar altınım var. Bunların elli kadarını yollasam Avcı gidene kadar beslemeye yeter herhalde.

Gümüşe altınları verdikten sonra yolladım. Avcı bir süre bana baksada sonradan Gümüşü izledi. Boyutsal geçitten geçtiklerinde bende insan bedenimin kontrolünü aldım. 

...

Zindanın ilk odasına ışınlandık Avcı hala şaşkın gibi gözüküyor. Işınlanma olaylarında yeni sanırım, her neyse. 

Köye girdiğimizde erkekler bakışlarını Avcı'nın üstünden çekemedi. Gerçi yanında benim oluşum sebebiyle gizli gizli bakmaya çalışıyorlar. Son kaybolan maceracı grubundan sonra benden korkmaya başladılar. 

Gerçi köyde yeni olan patavatsız aptallar yok değil.

''Hey güzel bayan benimle bir şeyler içmeye ne dersin.''

Ah şunu hemen halledeyim bari. Sonunda insan bedenimin atremanlarımı gösterebileceğim bir aptal.

Katırt...

Avcı bir anda kaburgalarını yumrukladı. Sanırım birkaç kemiği gitti. Ah işte bu güzeldi. Gerçi onu ben halletmek istemiştim.

Sonrasında yürümeye devam ettik bize bir daha yaklaşmayı deneyecek bir aptal olamadı.

...

Köye yeni gelmiş bir tüccarın gözünden...

Son zamanlarda yeni köyün haberleri yakın şehirlerde yayılmaya başlamıştı. Söylenenlere göre köy iyi bir arazi üzerindeymiş. Dahada önemlisi bir zindana sahipmiş. Bu haber yayıldığında hemen yola çıktım. 

Kendi çapında üne sahip bir tüccar olmam sebebiyle geldiğimde köyün yeni atanmış Lorduyla konuşma şansım oldu. 

Lord Altın'a kim olduğumu ve yapmak istediğimi anlatınca bana bir dükkan teklif etti. Elbette dükkanın bakıma ihtiyacı var sonucunda burası eski ve yıkık bir yer. Ama böyle kalmayacağına eminim. 

Benim hızla gelmemin sebebi zindandan elde edilen her türlü ürünü alabilecek ve şehre gerekli olabilecek erzak vb. satan bir dükkan açmak. Elbette benim gibi birisi dükkanda bekleyecek değil. Bu şirketim için sadece bir şube olacak. 

Son aldığım haberlere göre kral köyün hızla gelişmesi ve bir şehir haline gelebilmesi için büyük bir yatırım yapmayı planlıyormuş. Her yerde tamir edilen binalar ve yeni inşa edilenler var. Sanırım bu iddiaları doğruluyor. 

Buraya ilk girişimde garip bir olaya şahit oldum. Garip giyinmiş bir çocuk ve arkasında ise açık seçik parçalanmış kıyafetlerle onu takip eden bir kız. Kız gerçekten güzeldi. Burada açacağım şubeyi düşünerek bir iş teklif etmeyi düşündüm. 

O sırada bir maceracı kıza yaklaştı ve açıkça y.vş.dı. Öndeki çocuk bu görünce gülümsemeye başladı. Bu gülümsemeyi daha önce bir seri katilde görmüştüm. Tüccar olarak çeşit çeşit insanlarla tanışsam da çok nadir bir görüntü. Bu tarz bir gülüş tehlikeyi işaret eder.

Katırt...

Tam çocuğa odaklanmışken kızın yanındaki adam geriye doğru uçtu. Kız adama vurduktan sonra ne olduğuna bakmadı bile. Sanırım o tarz bir çocuğun yanındakinden beklenmesi gereken bu. 

Çocukta olanı görünce umursamadan yoluna devam etmeye başladılar. Yanlarımdan istemeden birkaç adım uzaklaştım. Sonradan benim yeni dükkanımın yanındaki binaya girdiklerini fark ettim. 

Çocuk gittikten sonra bir maceracıya yaklaştım.

''O çocuklar kimdi?''

''Kızı bilmiyorum ama çocuğun insana dönüşmüş bir canavar olduğuna eminim. Tek başına onlarca maceracıyı öldürmüş gerçek bir canavar.''

''O tarz bir canavarın şehirde ne işi var? Lord neden müdahale etmiyor.''

''Emin değilim. Lord'a şikayet etsek dahi yeterli kanıt olmadığını söylüyor. Belki yanındaki kızda bir canavardır.''

Bu konuşma resmen para kokuyordu. Tehlikenin olduğu yerde parada vardır. Acaba canavarlarla ticaret yapabilir miyim? 

Belkide bir süre bende burada kalmalıyım. Düşündüğümden daha ilginç şeyler olabilir.

Yılan (Bilinmeyen mutasyon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin