Gümüşün bedeni.
Ahh sıkıldım. Avlanmak istiyorum. Neden bu lanet bedende avlanmayacağıma söz verdim ki. Acaba Sarı'yı şu anki halimle yenmemin bir yolu var mı?
Asıl bedenimi uyandıramam evrimi geri tutmak zaten zor bir şey, bir yandan savaşamam. Ateş ejderhasının çekirdeği gelse de bir kendime gelsem. Bir süre önce ejderhanın kemiklerini Sarıya verdim. Çok şaşırdı.
Gerçekten o kadar bencil gibi mi duruyorum.
Ahhh lanet övmeyin beni.(!)
...
Her neyse demir ejderha öleli iki ay geçti. İlk ayda Avcıyı yollayıp çekirdeği alabilirdim ama boyutsal kılıç tekniğini öğreteceğime söz verdiğimden yollamadım. En azından sözlerimi tutarım.
Ve sonunda bu gün eğitiminin sonuna geldik. Kendisi de bunun farkında. Yeterince odaklı olsa bir aya temellerini anlayabileceğine eminim. Belkide buraya fazla bağlandığı için gitmek istemiyordur.
Neyse söylemenin zamanı geldi.
''Avcı eğitimin burada sona erdi. Yılanın anlaşması gereğince ailen ejderha çekirdeğini teslim etti bile. Gitmekte özgürsün. Boş zamanlarında uğramayı unutma.''
Bir an donduktan sonra ağlayarak kaçtı. Arkasından bağırmayı da ihmal etmedi.
''Pisliiik''
Ne dememi bekliyordu ki.
Bir hafta kadar önce ona evine kadar eşlik etmek için bir konvoy geldi. Son olanlardan sonra burasının tehlikeli olduğunu düşündüler belkide. Her neyse bana ejderha çekirdeğini verip onu götürmeye kalktılar. Eğitim bitene kadar beklettim eğer götürmeye kalkarlarsa hepsini öldüreceğimi söyledim. Avcı yanda kızarıp sulu gözlerle bana bakıyordu. Acaba ne düşündü. Tek istediğim sözümü yerine getirmekti.
Görevimi tamamladığımı ve avcıyı teslim ettiğimi düşünürsek artık ejderha çekirdeğini yiyebilirim.
Hızla asıl bedenimin yanına gidip çekirdeği ağzıma attım. Neden şimdiye kadar yemedim diye düşünüyorsanız. Henüz avcıyı teslim etmediğim için çekirdeği almamam lazımdı anlaşma buydu o sebeple avcı gidene kadar bekledim.
Şimdi geldi sıra çekirdeği öğütmeye. Demir ejderhanınkini tam olarak öğütmem bir haftamı almıştı.
Ahh laneeet
Avcıyı yollamasaydım keşke, bir hafta neyle oynayacağım şimdi. Asıl bedenimi uykuya yatırıp Gümüşün bedeniyle evde gezmeye devam ettim.
Sağa sola ne kadar tur attığımı bilmiyorum. Öyle ki maceracı köleler boş boş bana bakıyor.
Odada gezinirken ayağım bir anda bir şeye takıldı ve düştüm. Lanet olsun bu odanın zeminini dümdüz yaptığıma eminim neye takıldım ben.
Bu şey bir fidan mı?
Evet öyle. Hımm bu ağacı biliyorum. Erik.
Zindanıma ağaç ektiğimi hatırlamıyorum. Bu şey nasıl çıktı buradan.
Maceracılara döndüm nasıl olsa hep buradalar ne olduğunu biliyor olabilirler.
''Bu neden burada?''
Hepsi başka yerlere bakmaya başladı. Bunlar bir şeyler saklıyor. Şimdi dikkat ettim de bunlar şişmanlamış mı? Fazlamı rahat ettirdim ki?
''Benden pek korkmuyorsunuz galiba. Bunu düzeltmeye ne dersiniz?''
Ahh onlara öyle işkenceler yapacağım ki beni her gördüklerinde titreyip boyun eğecekler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yılan (Bilinmeyen mutasyon)
Fantasy''Senin için tohumlanmış bir galaksi, senin için seçilmiş bir gezegen... Git ufak yavru ve zamanı gelince ortaya çıkıp ne olduğunu göster. Diğer ırklar tarafından keşfedilip bir av mı olacaksın; yoksa diğer ırkların hepsini avlayan bir avcı mı?'' ...