Kahvaltı yapacakmışız. Daha düzgün uyandıramıyor. Ben daha kendime gelemediğim için kendimi biraz toparlayıp mutfağa girdim. O çoktan başlamıştı. Beni beklemesini beklemiyordum zaten. Ben bitirmeden o kalktı. Benimde doymama az kalmıştı. Kapıyı açmaya çalışmıştı. Bunu duymuştum. Masadan kalkıp ona baktım. Açamamıştı tabii ki.
Ona hazırlanmasını şirkete geri döneceğimizi söyledim. O da hazırlanıp geldi. Ama yine gıcıklık yapıp bize taktığı lakabın yazdığı bir tişört giymiş. Aşağı koşarak iniyordu. Beni umursamadan etrafa baktı. Sonra da ünitenin üstümdeki gözlüğe bakmaya başladı. Oraya boyu yetişmeyecektir. Cüce. Hahaha.
O gözlük mü takıyor acaba? Aman banane. O gözlüğü almak için onu taşımayacak bir sehpaya bastı. Ona kırılacağını söyledim ama beni dinlemedi. Bir şey olmaz deyip çıktı. Düşeceğini bildiğim için bir yerini kırıp başıma iş açmasın diye yanında durdum. Gözlüğü aldı ama dediğim gibi sehpa kırıldı ve üzerime düştü. Onu tutmuştu ama etek giydiği için bir elim çıplak bacağına deyiyordu. Bu pozisyonda onun çıplak bir yerine yanlışlıkla olsa bile dokunmamalıydım. Kendimi zor tutuyordum. Birde güzel kız olunca. Ahhhh. Birde gıcık olmasa. Ama onu hallederiz. Ne diyorum ya?
Şuan kendimi garip hissettiğim için dışarı ruhsuz gibi gözüküyordum. Birde Gece'ye bilmişlik taslıyordum. Ben ona söylemiştim. Kırılır demiştim. Ama o yine de çıkmıştı. Onu uyardım o da bacağında olan elimi çekmemi ve kalkacağını söyledi. Ona bu zamana kadar yeterince nazik davranmıştım. Yeter bu kadar.
Onu üzerimden iktirip ayağa kalktım. Bana kesin olarak ağzına gelen her şeyi söylemişti. Yüzünden çok basit anlaşılıyordu. Hepsi sana gelsin dediğimde dışından söylemediğini söyledi. Ona yüzüden anlaşıldığını söyledim. Gerçekten söylediğini de anlamış oldum ama fazla üstünde durmadım. O yine gıcıklığını yaparak içini okumama gerek olmadığını bana sapık ukala mafya bozuntusu dediğini söyledi üzerindeki yazıyı göstererek. Ben sabrettikçe o damarıma basıyor. Birde zafer kazanmış gibi kahkaha attı. Elimde kalmazsa iyidir.
O uyuz kedisini kafesine koyduktan sonra şirkete gitmek için evden çıktık. Bizim için gelen dün akşamki arabaya bindim. Onun kaçmayacağını düşünüyordum. Ama o hala binmemişti. Camı açıp ona arabaya binmesini söyleyecekken o konuştu. Kaçmayı düşünüyormuş. Ahh çok güldüm. Arabaya yaklaşıp arka kapıyı açıp kedisini koyduktan sonra gerçekten kaçmaya başladı. Bunu yapmayacağını düşünüyordum ama hisler her zaman doğruyu söylemeyeceğini unutmuştum.
Arabadan inecektim ama yanımdaki yoldan geçen arabalar kapımı açmama izin vermedi. Arabaların bitmesini beklemeden hızlıca yan koltuğa geçip kapıyı açtım. O bizim için önemliydi. Bize baya yardım edecekti. Ama ilk başta onu güzellikle götürmemizi beklemeden beni yanlışlıklada olsa bıçaklamıştı. Bizde ona kaba davrandık. Bunu yapmayacaktı. Onu kovalamamın bir nedenide bizim şirketimizle ilgili ne biliyorsa söylemesiydi. Ne bildiğini de bilmiyorum ama akıllı bir kıza benziyor. O bizim şirketimize ait. Başka bir yerde de çalıştırmak için onu alabilirler. Niye kaçıyorki? Beni yoruyor. Ama ondan daha hızlı koşuyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon Jungkook
FanfictionNerden bileyim onun sen olduğunu? Ben o adam sanmıştım ama sen çıktın. Şimdi de beni tutuyorsunuz. Resmen kaçırdınız. Beni korumasaydınız olmazdı. Siz istediniz. Benim suçum yok. Ama bunu anlayan kim? Sadece kendi bildiğini okuyor. Bana kötü davranı...