86.

15.2K 852 176
                                    

Bir gün daha bitti. Yattık kalktık sabah oldu. Elif orada kalmadı. Evine geldi. Benim gün boyunca olduğum yere. Önce uyumaya çalıştığım sıra beni kontrol etti. Uyuduğumu düşünüp rahatladı. Bir süre sonra da evden hiç ses gelmedi. Herkes uyudu. Bende bu sessizlikle uyudum. Sabah oldu. Bir şey değişmedi. Her zamanki rutinlerimiz. Akşam oldu ve Elif giyinmeden öncede giyindikten sonrada hala beni gitmek için ikna etmeye çalışıyor ama bende gelmiycem diye tutturuyorum. Jimin gelince beni ona şikayet etti. Ben hiç bir tepki vermeden yatağın üzerinde oturdum öylece. Jimin sadece bir kere gelmemi söyledi. Sonra da durumu anladığı için üstelemedi. Benden düğüne kesin gelme sözü aldı ve gittiler. Ne kadar içleri rahat olmasa da gittiler.

Saatlerdir küçük bir çocuk gibi yatakta sürekli pozisyon değiştirerek  
-telefonumla ilgilenemiyorum çünkü yine aldı- tabeletimle bir video izliyorum bir oyun oynuyorum sıkılıyorum öylece bakıyorum. Ara sıra da varlığımı hissettirmek ya da meraklanmamalrı için aşağıda bir dolaşıyorum. Gitmediğim için pişman değilim. Kendimi olacak her şeye bugün hazırladım. Bu bana zaman kazandırdı. Kendimi toparladım. Birde banyo yaptım. Yarın özel bir gündü ama cesaretim olursa.

Saat baya geç olunca birazdan geleceklerini düşünüp yatağıma girdim. Kapattım gözlerimi ve uzun düşüncelerin ardından uyuya kaldım.

Sabah Feride'nin kollarımı sıkıca tutarak sarsmasıyla uyanmadım. Resmen deprem oluyor sanıp yatağımdan sıçradım. Daha doğru dürüst açamadığım gözlerimle Feride'ye baktım. Çok sevinçliydi.

Ben: Korkuttun ya. Deprem oluyor sandım.

Feride: Bununla ilgili hatırlat sonra espri yapıcam. Düğüne hazırlanıyoruz. Hadi daha Beyza'nın yanına gidicez.

Ben: Bir uyansaydım.

Kolumdan tuttuğu gibi bonyoya fırlattır gibi bıraktı. Kapıyı çekip arkasından bağırarak konuştu.

Feride: Sadece yarım dakikan var. 30... 29... 28...

Diye saymaya başlayınca yüzümü yıkadım ve kuruladıktan sonra çıktım. Daha sayması bitmemişti.

Feride: Elif çoktan hazırlanmaya başladı. Hadi sende.

Aklıma gelen şeyle birlikte etrafa baktım. Kahretsin kargo. Kargo gelmemiş miyidi?

Feride: Ne oldu?

Zilin çalmasıyla ve kapıya açan hizmetçinin kime dediğini duyunca koşarak aşağı indim. Kargoyu görünce sevinçle gülümsedim. Koşarak gittim ve aldım. Ödemeyi yapıp yukarı çıktım.

Feride: Elbiseni dün getirttirseydin ya.

Uzun uğraşlar sonunda getirttirseydin dedi.

Ben: Dün akşam gelecekti ama sorun çıkmış demek ki.

Feride: Neyse şimdi hazır olmazsak Beyza bizi kesecek. Sen hazırlan. Ben diğer odadayım. Hazırlanıcam. Herkes hazırlanınca aşağıda olcak. O evin kalabalığından dolayı Tae, Jin, J hope ve Jimin buraya kaçtı. Hadi görüşürüz. Güzel ol.

Tam arkasını dönmüşken içeri elinde birkaç saç eşyasıyla bir bayan girdi. Gülümseyerek içeri girdi ve elinde ki eşyaları masaya bırakarak masayı hazırladı.

Feride: Haa bu arada o da saçın için.

Dedi ve gitti. Kapıyı kapattım ve kadına döndüm.

Ben: Adın ne?

Bayan: Adım Zeynep. Giyinmeye başla.

Ben: Peki.

Elbiseyi aldım ve kutudan çıkarıp elime aldım ve banyoya girdim zar zor elbiseyi giydim. Fermuarını özenle çekip elbisemle aynı renk platform topuklu ayakkabılarımı giydim ve çıktım. Zeynep büyük bir hayranlıkla bakarken gülümsedim. Önünde ki sandalyeye oturdum ve saçlarımı taradıktan sonra ne yapacağımı düşündüm. Şafşalı bir şey olsun istemiyordum. Sade. Günlük bir şey. Ve renk katacak bir şey. Tamam buldum. Zeynep'in de bir kaç önerisiyle yani şunlar: saçını yana atabiliriz. Yanından örebiliriz. Serbest bırakabiliriz. Şuradan bir örgü yapabiliriz. Ben bulmuştum. Ona anlattım. O da çok yakışacağını ve takı yerine saçımda ki şeylerin daha güzel duracağını söyleyip yapmaya başladı.

Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin