55.

18K 1.1K 166
                                    

Beni boydan boya süzdükten sonra o duygusuz bakışları ile konuştu.

Jungkook: Defolup gidecek misin?

Ben: Şey-

Sözümü yarıda kesip kolumu dirseğimin biraz üstüne kavradı. Sıkarak ve çekerek beni arkasından sürükledi. Kapıyı açıp asansöre de  sürükleyerek bindirdi. Kolum çok kötü acıyor. Hala da bırakmıyor.

Ben: Jungkook bırak.

Kolumu çekiştirerek beni kendine çevirdi.

Jungkook: Gitmek istemiyor musun yoksa? Ahh hiç kusura bakma ama sen burdan siktirip gitmediğin için bunu ben yapıyorum.

Ben: Salak sapık. Ağzını topla. Bırak kolumu da.

Sinirle kolumu yavaş yavaş daha da sıktı. Bende acıyla yüzümü buruşturdum. Dayanacaktım ama çok acıyordu. Tepkisiz kalınacak bir durum değil.

Ben: Bırak ya. Çok acıyor. Jungkook sana diyorum!!!

Jungkook: Sen beni daha da acıttın ama.

Ben: Sen daha da acıttın. Başta yaptıklarını Ahhh.

Dişlerimi sıktım. Ağlayacak duruma gelmiştim.

Jungkook: Tamam her şey bitti.

Öfkeyle söyledi ve kolumu savururcasına bıraktı. Beni bırakınca ben tökezledim ve dengemi zar zor toparlarken asansörün ışıkları kapandı. Ani bir sarsılmayla durdu. Sonra ortamı biraz aydınlatan loş ışıklar açıldı. Ben şansımın ağzına tükürmeyeyim. Sıçayım. Kahretsin ya.

Popo üstü yere çakıldım. Jungkook ise önce düşmem ile çıkan sesten dolayı bana baktı sonra da kapıya baktı. Hareketsizdi. Öylece elleri cebinde bekledi. Bir şey yapmadı. Yüzüme bile bakmadı. İnsan bir bakar ama pardon sen odundun demi. İşlenmemiş meşe odunu. Sapık ukala mafya bozuntusu.

Sakinleşip burada olmadığımızı düşünmeye çalıştım ama başaramadım. Sessiz ama derin nefesler aldım. Asansörün duvarından destek alıp yavaşça ayağa kalktım. Tamam itiraf ediyorum kapalı alanda kalamıyorum. Klostrofobim var. Nefes alamıyorum, titriyorum, terliyorum ve  endişeleniyorum.

Jungkook'un arkasındaydım. Yüzünü bile göremiyorum. Yüz ifadesi ne bilmiyorum?

O bir şey yapmıyorsa ben yaparım. Buradan çıkmazsak ölürüm. Yada öleceğimi düşünüyorum. Yaa bunları düşünecek zaman değil. Bir an önce Jungkook'un yardımı olmadan çıkmam gerek.

Kendimi yaslandığım duvardan iktirip asansörün kapısını yumruklamaya başladım. Bir yandan da bağırıyordum. Bizim burada olduğumuzu şeyler söylüyordum.

Kapıyı yumruklayan ellerimin bileklerimi Jungkook tuttu. Ne kadar debelensemde olmadı. Kurtaramadım. 

Jungkook: Bir sakin olsana. Açarlar birazdan. Elektrikler kesilmiştirdir. Merak etme seni yemem.

Bileklerim yavaşça yere düştü. O da ellerini çekti.

Jungkook: Arkaya geç. Senin burada olduğunu bilmek istemiyorum. Az önceki haline dön. Hemde hemen.

Beni neden anlamıyor. Gücüm kalmadı. Birazdan bayılabilirim ama o neden bahsediyor. Nefeslerim derinleşti. Sakin olmam gerek.

Jungkook bir anda omuzlarımdan tutup kendisine çevirdi. Yüzünde ki sinir benim terlemiş, korkmuş ve ağlamaklı yüzümü görünce silindi. Hemde saniyeler içinde. Hafifte olsa bir anlayış belirdi.

Jungkook: Senin klostrofobin mi var?

Ben: E-evet.

Jungkook: Neden daha önce söylemedin?

Acaba Jungkook bey bir kere de sinirlenmeseniz nasıl olur? Doğru her şey güzel olur. Ama sen bunu bilemiyorsun. Yazııkk.

Jungkook: Bana bak eğer burada olduğumuz hakkında bir şey düşünürsen-

Ben: Beni öldürür müsün?

Jungkook: Gerekirse evet.

Hafif bir gülümsemeyle söylediği şeye bende gülümsedim ve başımı yere eğdim.

Jungkook kendine çekip sarıldı. Burası çok güvenli geliyordu. Garipti ama gereğinden fazla güven vericiydi. Bir eliyle saçımı okşamaya başladı. Bu sefer ben tepkisiz kaldım. Ona sarılmadım. Çünkü kıpırdayabileceğimi düşünmüyorum.

Ne olursa olsun hala burada olduğumuzu bildiğim için ve nefeslerim de bana yetmediği için bacaklarımda güçsüz düştü. Sendeleyince Jungkook daha sıkı tuttu. Bende onun belinden destek aldım.

Jungkook: Sakin ol. Birazdan gelecekler.

Yavaşça yere oturduk ve sırtımızı demir soğuk yere dayadık. Ben Jungkook'un kolunun altında göğsüne yaslandım. O da bana güven vermek için sıkı sıkı sarıldı. Onun bir bacağı boylu boyunca uzanırken diğer bacağı kıvrıktı. Bende bacaklarım kıvrık yan bir şekilde kolunun altındayım. Biz en son ayrılıyorduk. Daha az önce Jungkook bana kin kusarken şimdi ne haldeydik. Sarmaş dolaş aşıklar gibiydik. Biz... Garip.  Nasıl böyle düşenebilirdim.

-
Bitirdim. Ahhh. Kendime inanamıyorum. Yarım saatte bölüm yazdım. Yok ya fazlaymış. Yarım saat çok fazla. Daha kısa sürede yazmam gerek. Neyse siz okuyun ben yazarım. Herkese iyi geceler. BTS'li rüyalar. 🤗🤗🤗🤗😘😘😘😘
-

Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin