Elif: Gece? Gece iyi misin?
Jimin: Gece kendine gel. Gece bana bakar mısın?
Gözlerimden akan yaşlara ve beyinmede ki düşüncelere rağmen hala ayaktayım. Dinç durmalıyım.
Elimi duyduğum şeyin şokuyla ağzıma götürdüm. Derin derin nefes almaya çalıştım ama çıkmasın diye zorladığım hıçkırıklar buna izin vermedi.
Onların ellerinden kurtulup arkamı döndüğüm gibi hıçkırıklarla yine koşmaya başladım. Gözüm hiç bir şey görmüyordu. Hem ağladığım için hemde duyduklarımdan dolayı. Sert birisine çarptım ama o sanki bilerek karşıma geçmişti. Beni durdurmak ister gibi. Ama bu kimse başımı kaldırıp yüzüne bakacak kadar bile gücüm olmadığından ağlamaya devam ettim. O adam kimse bilmiyorum ama tanıdığım birisi gibi kokuyordu ve aynı onun gibi sarılmıştı. Evet bana sarıldı ve başımı göğsüne dayadı. Kendimi güvende hissettiğim için itiraz etmeden yerime uyum sağlayıp ağlamaya devam ettim.
Ben: Neden ben? Neden?
Ağlarken ağzımdan çıkın kelimeler sadece bu oldu. Sonra da ikimizde güçsüzleştiğim için ikimizde yere çöktük.
Uzun süre kıpırdamadan öyle kaldık. Benim bir süre ağlamam durdu ve orada yorgunluktan bir bebek gibi uyuya kaldım. Ağladım ve uyudum. Ama yorgunluktan. Bugün çok ağlamıştım.
Uyandığımda nerede olduğumu bilmiyordum. Tek bildiğim beynim zonklamıyordu. Ağlarken çok kötü bir şekilde başım ağrıyordu ama şimdi geçmişti. Bir yatakta yatıyordum. Bu yatağı biliyorum tamam ya ben uyku sersemliğiyle nerede olduğumu çözemedim. Ben Elif'in evindeydim. İlk başta anlayamamışım sadece.
Yataktan zar zor ayrılı aşağı indim. Bütün gözler yine üstümdeydi. Jimin'de vardı bu sefer. Beni görünce endişeyle ayağa kalktı. Bunlar beni korumaya da başlamıştı. Zaten koruyorlardı o ayrı mesele ama şimdi önemsiyorlardı. Jimin karşıma geçip iyi olup olmadığı sorgular gibi baktı. Bu günlerde herkes öyle bakıyordu zaten ama neyse.
Jimin: Senden bir söz istiyorum.
Ben: Hııhh?
Jimin: Bir daha ne oraya gitmek ne onlarla konuşmak ne de onları düşünmek var. Anlaştık mı?
Ben: Jimin?
Jimin: Söz ver.
Ben: Tamam söz ama bir şey sorabilir miyim?
Elif: Hayır. Ayakta durduğun sürece hayır. Oturmadan olmaz.
Gözlerimi devirdim. Benim için çok fazla endişeleniyorlardı. Haklılardı ama... Yine de ne bileyim. Gittim ve hemen Elif'in yanına oturdum. Elif memnun olmuş gibi gülümsedi. Jimin'de hemen benim yanıma oturdu.
Elif: Şimdi sor.
Ben: Bana sarılan kimdi?
Jimin: Bu konuda sana kızmam gerek. Gidip elin adamına neden sarılıyorsun? Birde kucağında uyuyup kalıyorsun? Eve kadar seni taşımak zorunda kaldım.
Hafifçe güldüm ve rahatlıkla arkama yaslandım.
Ben: O kadar ağır değilim.
Jimin: Zaten ben taşımadım da neyse.
Dediğini yalan yanlış anladım. Dişinin dibinden söylemişti. Peki ya beni kim taşımıştı? Ufff ya. Benim kafam karıştı. Neyse zaten kafam allak bullak birde bunu düşünemiycem.
Aramızda eğlenceli bir konuşma başladı. Beni güldürmek için hepsi komik komik diyaloglar kuruyordu. Kendimi çocuk gibi hissetmeye başladım ama onları kırmamak için bu durumda da gülebiliyorum. Ahh ben ya.
Jungkook'tan
---------------------Ona sarılan bendim. Onu durdurdum çünkü daha fazla üzülsün istemedim. Hiç düşünmeden karşısına çıkıp onu durdurdum ve günlerdir yapmak istediğim ama kendimi sürekli tuttuğu şeyi hiç düşünmeden yaptım. Onun bana ihtiyacı vardı. Bunu çok iyi biliyordum. Benim de ona ihtiyacım vardı. Onsuz olmuyordu.
Ağlıyordu hemde çok kötü bir şekilde. Duymak işitmek istemediklerini duyup işitmişti. Kim böyle bir şeye dayanabilirdi ki. Onun annesi babası ölen yani gerçek annesi babası bile değildi. Bu çok acı bir şeydi. Hemde çok...
Olduğumuz yerde ağlaması dinip uyuya kalınca Jimin ve Elif'in meraklı bakışlarına cevap verdim. "Uyudu" dedim. Uymasını beklemiyordum. Hatta beni görmesini bekliyordum ama onun buna bile gücü yoktu. Çok yorgun düşmüştü.
Elif: O zaman bize gidiyoruz.
Ben: Tamam. Ama ona benim olduğumu söylemeyin. Bir anda karşısına çıkmam şuan için iyi olmaz. Biraz kendine gelsin öyle.
Jimin: Peki.
Ben: O zaman Gece'yi ben taşıycam ama siz Jimin taşıdı diyeceksiniz. Tabii Elif kıskanmazsa.
Elif: Saçmalıyorsunuz. Kankam o benim.
Ben: O da ailesiydi ama şimdi geldiği getirdikleri hale bak.
Elif: O... Neyse küfür etmiycem. Pislikleri benimle karıştırma. Kaldır hadi.
Ben: Bana emir verme.
Elif: Kaldır. Al verdim oldu mu?
Dedi ve arkasını dönüp arabaya bindi. Hemde ön koltuğa. Jimin de şoför koltuğuna. Bende Gece kucağıma aldım ve arkaya oturdum. Dizime yatırdım ve yol boyunca da öyle kaldı. Hiç kıpırdamadan. Bayıldı sandım ama ara sıra küçük hareketlenme yapınca uyduğuna emin oldum.
-
İyi okumalar.😃😉🙂😙😍😀
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon Jungkook
FanfictionNerden bileyim onun sen olduğunu? Ben o adam sanmıştım ama sen çıktın. Şimdi de beni tutuyorsunuz. Resmen kaçırdınız. Beni korumasaydınız olmazdı. Siz istediniz. Benim suçum yok. Ama bunu anlayan kim? Sadece kendi bildiğini okuyor. Bana kötü davranı...