Jungkook: O cümlelerin bir anlamı yok. Senin sadece kafanda kurduğun saçma sapan şeyler. İstemiyorum doğru ama seni korumuyorum. Kendime iş çıkmaması için önlem alıyorum. Sevmiyorum ama sana dokunanlara neden sinir oluyorum onu bende bilmiyorum. Senden nefret ediyorum ama sadece işimize yaradığın için burdasın.
Çok güzel cevaplar ya. Tam bir sinir ama ona karşı gelebilirim.
Ben: İşine yaramazsam beni çıkartır mısınız?
Jungkook: Hayır. Çünkü işimize yarıyorsun. Boşuna uğraşma.
Ben: En azından sen gibi boşuna uğraşmıyım diyorsun?
Jungkook: Ben hiç bir zaman boşuna uğraşmam.
Ben: Kesin öyledir. Kendinize gelsenize. Siz hangi devirde yaşıyorsunuz? Siz nasıl bir insanı zorla tutabilirsiniz?
Jungkook: Sen gibi gıcıkları.
Ben: Kahretsin. Ben gıcık değilim. Kendine bak.
Jungkook: Asıl ben gıcık değilim.
Ben: Doğru diyorsun. Sen ukalasın.
Jungkook: Ben ukala değilim. Sen kendine baksana bi. Çok gıcık ve salaksın.
Ben: Ahhh salak mıyım? Acaba salak olsaydım nasıl doktor oldum?
Jungkook: Doktorların çoğu zaten okumaktan salak olurlar.
Ben: Sen gibi mafyalarında aklı direk olarak dolaylı yolu değil doğrudan olan yolu seçtikleri için akılları geri kalıyor biliyor musun?
Jungkook: Bana laf söylemeyi kes ve önce sen odada ne yaptığınızı söyle?
Gıcığım demek. O zaman biraz gıcıklık yapayım.
Ben: Bu seni ilgilendirmez.
Diyerek yere baktım. Jungkook bir anda çenemi sıktırarak başımı kaldırdı. Onun gözlerine baktım. Sinirliydi. Beni sanki bir kerede yok edebilecek gibi gözüküyordu ama bende kararlıydım. Ona yenilmeyecektim.
Jungkook: Ne yani sen her erkekle bir şey mi yaşıyorsun?
Ben: Saçmalıyorsun. Öyle bir şey olamaz.
Jungkook: Sen bir fahişesin.
Ben: Ne diyorsun?
Jungkook: Sen gerçekten bir fahişesin. Senden beklemezdim.
Ben: Bana fahişe diyemezsin.
Jungkook: Öylesin ama.
Ben: Değilim. O çok kötü bir şey.
Jungkook: Sen yapıyorsun ama.
İkimizde birbirimize bağırıyorduk. O bana fahişe demişti. Ben normalde fahişelerden nefret ederken o bana fahişe demişti. Bunu demesini beklemiyordum. Bu beni çok kötü yaralamıştı.
Serkan: Efendim sadece o havele geçirmek üzereydi bu yüzden sizi aramaya vaktim yoktu. Ben özür dilerim Gece.
Ahh beni korumuştu. Teşekkür ederim ama bu hödük laftan anlamıyor ki. Elini hızlıca çenemden çekip yere baktım. Bana boşu boşuna fahişe demişti. Ama buna rağmen hala sinirliydi.
Jungkook: Bu seni haklı çıkarmaz. Mesela daha ne var? O gün partide bir adamla öpüşmen. Kim olduğunu bile bilmeden. Sonra benimle sürekli yakınlaşman. Daha sonra da seni o odada adam seni boyunu öperken kıynaşmıyordun. Bunların hesabını ver.
İlk defa bu kadar çok sinirlenmiştim. Kendimi her şeyi yapabilecek kadar deli hissediyordum. Hiç bir zaman bana böyle bir haksızlık yapılmamıştı. Bir anlık sinirle hatta bilerek başımı kaldırıp yüzüne sert bir tokat attıp yakasını tuttum.
Ben: Sen ne biçim bir adamsın. Sana öyle birisi değilim dediysem değilim. Onların hepsi yanlışlıkla oldu. O adamla sarhoş olduğum için onu da sen sandığım için bir şey dememiştim. Seninle senin yüzünden yakınlaştım. Son olarakta o adama siz gelmeden önce beni öperken onun şeyine tekme atmıştım. Bunu yaptığım için de dayak yemiştim. Bana çok hızlı sizden bile hızlı vurduğu için ona karşı koyamamıştım ancak çığırabilmiştim. Onu kendimden uzaklaştırmaya çalıştım ama olmuyordu anlamıyor musun? Bak ben cevaplarını verdim. Şimdi sen bana cevap ver. Bir kıza nasıl el kaldırabilirsin? Söylesene bunu.
-
Yorumlar için sağolun. 😘
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon Jungkook
FanfictionNerden bileyim onun sen olduğunu? Ben o adam sanmıştım ama sen çıktın. Şimdi de beni tutuyorsunuz. Resmen kaçırdınız. Beni korumasaydınız olmazdı. Siz istediniz. Benim suçum yok. Ama bunu anlayan kim? Sadece kendi bildiğini okuyor. Bana kötü davranı...