Yazardan devam
----------------------------Gece kısa sürede iyileşti. Çünkü hep sevdikleri yanında oldu. Artık yavaş yavaş yürüyebiliyordu. Jungkook'un yardımıyla. Bu arada Jungkook Gece'ye sanki bir bebekmiş gibi bakıyor. Onu bir daha incitmek istemiyor. Onu çok seviyor. Gece bu durumdan ne kadar rahatsız olsada sesini çıkarmıyor. Sonuçta kim sevdiği adamı üzmek ister. Eğer karşı taraf sevmiyorsa ben karışmam. Neyse işte Gece'nin bugün taburcu olma günü. Yarası artık pek fazla acımıyor. Mesela en ufak darbede felan bir şey olmuyor. Önceden ne kadar acısada bugün eski hayatına dönemek için Jungkook'u bekliyor. O arabaya valizleri yerleştirmeyi başarırsa hep beraber Kore'ye dönecekler. Diğerleri havalimanında bir sorun olmaması için uğraşıyorlar. Çünkü onlara verilen biletle başkasının bileti karışmış. Onu halletmeye çalışıyorlar. Jungkook sonunda geldiğinde Gece'yi hiç yürütmeden Gece'nin itirazlarını dikkate almadan kucağına aldı ve arabaya oturttu. Kemerini de taktıktan sonra kendisi de bindi. Gece onun bu halini huzurla başını arkaya yaslayarak hafifçe gülerek izledi. Artık her şey yolunda gidiyordu. Mutlu ve huzurlu.
Dört sene sonra
------------------------Gece: Jungkook şu çocuğa...
Jungkook: Eeee?
Gece: Oğlum sen takma.
Min Seo: Anne ben takayım mı?
Gece: Sende takma.
Jungkook: Bakın evlatlarım sakına Min Seo sen kocana Joon Seo sende karına yani hayat eşinize ya da hayat eşiniz olacak kişiyi ımm..
Gece: Al kalırsın böyle. Cümleyi bir toparla da öyle gel. Çocuklar kısacası hayat eşiniz olacak kişi nefret ettiğiniz bir insa- aishhh ne diyorum. Jungkook seni geberticem. Daha çocuklar iki yaşında anlatmaya çalıştığımız şeye bak. Şimdi git ve kapıya bak. Bizimkiler gelecekti. Biliyorsun pikniğe gidecektik.
Jungkook bir çocuk gibi yerinden hızla kalkıp kapıya gitti. Jungkook artık gülmeyen Jungkook değildi. Hayatın her anında gülüyor. İşlerine hala devam ediyorlar ama tehlikeli olanlarla değil. Sonuçta artık hepsinin bir ailesi var.
Tae: Joon Seo, Min Seo. Gelin bakın buraya.
Kollarını kocaman açıp daha yavaş yavaş zor yürüyen çocukları kucağına davet etti. Joon Seo giderken düştü ve emekleyerek devam etti. Min Seo'da ona güldü. Daha bu yaşta birbirleriyle dalga geçiyorlardı. Bozuk çıkan kelimelerle daha da tatlı oluyorlardı. Min Seo önce gidip Tae'nın kucağına oturdu. Boynuna sımsıkı sarıldı. Joon Seo de gidip sarıldı. Bu arada daha Min Seo'nun bu yaşta sevdiği var. Ve herkesten kıskanıyor. Tahmininiz gibi bu Tae. Bir bakışı var sanarsınız çocuk 14-15 yaş ergeni. Bu çocuklar çok tatlı.
Beyza: Yaaa Mi Cha gel buraya. Ağlama. Ufff ya. Bu çocuklar hakiki ergen.
Bütün herkes daha üç yaşında ki Beyza ile Suga'nın kızının merdivenlerden ağlayarak çıkmasını gülerek izledi. Mi cha'nın ağlama sebebi ise Min seo'nun hem Tae'ya sarılaması hemde yetmiyormuş gibi yanağına kocaman bir öpücük kondurması.
Min Seo: İyiyoldu.
Tae: Acaba hangisiyle çıkmam gerekiyor? Min Seo diyenler?
Kimse kaldırmadı. Min Seo'da dudak büktü.
Tae: Mi cha diyenler?
Yine kimse kaldırmadı. Min Seo tekrar mutlu oldu.
Tae: Her ikisiyle de işi hallet diyenler.
Herkes aynı anda el kaldırı. Herkes yine gülüşmeye başladı. Arkadan Elif'in oğlunun yakışıklı çok cool takılan oğlu eli arkasında öne atıldı. Allah'ım ne oluyor burada? Bu çocuklar kaç yaşında? Elif'in oğluda 2 yaşında. Ama Mi Seo ve Joon Seo'dan küçük. Bu arada Gece ve Jungkook'un çocukları ikiz. Bir kız bir erkek. Demişken Elif'in bir oğlu var ama bütün kızları kendine çekecek tipte. Uzun sarı saçlarını sallamasıyla cool olan bir çocuk. Tarz takılıyor ya. Feride ile Jin'in ise bir kızları var. Beyza ile Suga'nında tek kız iki oğlan. Aynen böyle. Neyse işte Elif ile Jimin'in oğlu yani Woo Jin eli arkasında öne atıldı. Tae'nın kucağında oturan tatlı mı tatlı açık kahverengi saçları iki yandan toplanmış Min Seo'nun önüne geçti. Boğazını temizledi. Herkes onu izledi. Arakasında ki elini yavaşça önüne geçirdi. Elinde kırmızı bir gül vardı. Dediği şey ise bundan daha üstündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon Jungkook
FanfictionNerden bileyim onun sen olduğunu? Ben o adam sanmıştım ama sen çıktın. Şimdi de beni tutuyorsunuz. Resmen kaçırdınız. Beni korumasaydınız olmazdı. Siz istediniz. Benim suçum yok. Ama bunu anlayan kim? Sadece kendi bildiğini okuyor. Bana kötü davranı...