Kıza görev vermek kolay oldu. Zaten görev bile sayılmaz. Onun yanında olsun yeter. O yalnız kalmasın yeter.
Doktor gelip kapının önünde bizi görünce sinirli bakışlar atınca Jimin Elif'e dikkatli ol bakışı attı ve hastaneden ayrıldık. Bir otelden oda ayırttırdık. Biraz dinlendik.
Gece'den
----------------Başımın feci ağrısıyla zar zor gözlerimi açmayı başardım. Burası bildiğimiz hastaneydi. Neden hastane? Doğru ya en son yere düşmüştüm. Bu da bayılmak oluyor. Aynen böyle oluyor. Peki ya neden burda kimse yok.
Kapının kulbunun aşağı doğru bastırılmasıyla çıkan sesten dolayı kapıya baktım. İçeri Elif girmişti. Dikkatlice ona baktım.
Elif: Aaa kanka uyandın mı?
Elif öldürmek mi istiyorsun beni?
Ben: Yok kanka ya. Bu ben değilim.
Elif: Ahh çok komikti.
Yalancı bir gülümseme yerleştirip başını sağa çevirdi. Sonra tekrar bana yöneldi.
Elif: Sadece yorgunluktan. Merak etme.
Ben: Biliyordum.
Buz gibi verdiğim cevapla Elif kendini koltuğa bıraktı.
Elif: Aferin sana. Tebrikler.
Ben: Sağol canım. Sonuçta bizde doktoruz.
Elif: Bunu da ben biliyordum.
Ben: O zaman sanada aferin.
Elif: İlaç olan mı?
Bu neydi şimdi? Ufff ya. Gözlerimi sıkıca kapattım. Sonra açıp gözlerimi tavana diktim. Sonra da aklıma hala neden yattığım geldi. Ellerimi yatağın iki yanına koyup destek alarak oturdum.
Elif: Nereye gidiyorsun?
Ben: Şuradan kaptırdığım gibi tahtalı köy düşünüyorum. Sende gelicek misin?
Elif göz devirip arkasına yaslandı. Bende ona tip bir bakış atıp kolumdaki serumu çıkarttım. Elif bunu görünce hızla ayağa kalktı. Sinirli Elif desek.
Elif: Ne yapıyorsun Gece? Gece senin ağzına sıçmamı çok istiyorsun galiba.
Umursamaz tavırla hehe dedim ve ayaklarımı yataktan aşağı salladım.
Elif: Gece daha gitmiycez. Görürsün o serumu da geri taktırıcam.
Ben: Dur hayır. Zaten bitmesine az kalmıştı. Nolur yapma.
Elif'e uklaca sırıttı.
Elif: Yoksa sen...
Ben: Evet. İğneden korkuyorum. Serumdan nefret ediyorum.
Elif bir anda kahkahayı kopardı. Dakikalarca güldü. Bende onun bu haline baktım. Aishh...
Elif sonunda sakinleşmeyi başarınca önce hala burada olup olmadığını kontrol ettim. Neyseki buradaydı.
Ben: Kanka neden bu kadar güldün?
Elif: Neden mi? Kanka sen doktorunsun ve iğneden korkuyorsun.
Ben: Doktorda insan değil mi?
Elif: İnsanda biraz garip yani.
Ben: Ben yaniii.
Elif: iyi biliyorum.
İkimizinde birbirimize özlemle bir bakışımız var. Ama bu bakışı süper aşıklar bile yapamaz. O kadar yani.
İkimizde bu halimizi fark ettik ve halimize gülmeye başladık. Bir süre sonra botlarımı giydim. Yataktan tamamen bağımı koparıp koltuğun üzerinde ceketimi alıp giydim. Saçımı da düzelttim.
Elif: Tamam sen zaten hazırlandın. Gidiyoruz o zaman.
Ben tabii ki de bakışlarımı gönderip ikimizde kapıya yöneldik. Hastaneden çıkış yapıp dışarı çıktık.
Kapıdan çıktıktan sonra arabanın gelmesini bekledik ve gelince de binip yine Elifgile gittik. Beni bırakmıyor ki. Canım kankam. 😘😘
Evde biraz atıştırıp yattık. Zaten baya geç olmuştu. Saat gece birdi. Ben yine o yatağa sırt üstü yattım ve Jungkook ile yaşadıklarımızı düşünmeye başladım. Hepsi ilk başta anlamsızdı. Onları yaşarken bir şey ifade etmiyordu ama şimdi... Şimdi düşünürken bile kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor. Onunla yaşadıklarımız hiç bir zaman tesadüf olmadı. Hepsi aşkın eseriydi. Ama işte biz geç fark etmiştik. Bu da bir cezaydı. Belki onu bir daha göremeyecektim. Çok zor bir durumdu bu. Ya onunla olurdum ikimizden biri ne zarar gelirdi. Ya da onunla olmazdım bir süre sonra onu unuturdum. Bence ikincisi daha mantıklı. Zarar görmektense bir süre acı daha iyidir.
-
Kısa oldu biliyorum ama idare edin. Sınavlar başlıyor. Sizleri seviyorum. 😘🤗
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon Jungkook
FanfictionNerden bileyim onun sen olduğunu? Ben o adam sanmıştım ama sen çıktın. Şimdi de beni tutuyorsunuz. Resmen kaçırdınız. Beni korumasaydınız olmazdı. Siz istediniz. Benim suçum yok. Ama bunu anlayan kim? Sadece kendi bildiğini okuyor. Bana kötü davranı...