8.

29.8K 1.5K 607
                                    

Sonra diğer yanımda olan kirazdan yedim bir tanede. Sonrada dilimlenmiş olan muzdan. Muzu da yiyince Jungkook sinirlice ayağa kalktı. İyice dibime girdi. Hatta bacaklarımın arasına girdi. Ne yapıyordu bu? Yine sapıklaşmıştı. Ve ben korkmuştum. Mantıklı düşünemiyordum.

Jungkook: Yapmayacak mısın?

Ben: Se-senle mi?

Jungkook: O da olabilir.

Ne demiştim ben ya? O pastayı sordu. Ama ben... Tövbe tövbe. Mantıklı ddüşünemiyordum gerçekten. Bunu dediğim için bana sapıkça bakmaya başladı. Dudaklarım kurumuştu. Onları ıslatmadan konuşamazdım. Dudaklarını yalayarak ıslattım. Sonra da derince yutkundum. Çünkü dudaklarımı yalamamla Jungkook'un gözlerini dudaklarıma çekmiştim. Ufff kendime gelmeliyim. Ne yapıyorum?

Onu iktirdim. Tezgahtan hızlıca indim. Tam gidiyordum ki ağzı tatlansın istedim. Hani çok kabaya kendisi. Bu yüzden belki işe yarar diye. Bir tane çilek aldım ve ağzına tıktım. Hatta dayanamadım ve bir tane daha tıktım. Sonra koşarak ordan uzaklaştım. En azından mutfaktan çıkmıştım. Ama nereye gideceğimi bilmiyordum ki. Paşa paşa geri döndüm.

Ama dönmesem daha iyiydi çünkü kapıdan girince tüm vücudumla Tae'ya çarpmıştım. Kasları çok sertti ve benim canımı acıtmıştı. Yüzümü buruşturdum. Başımı kaldırıp Tae'ya baktım. O da yine her zaman ki gibi sinirli ama bu sefer daha sinirliydi. Ondan korkmuştum. Şuan canım tehlikede. Bir adım geri gittim.

Ben: Ben nereye gidicem? Burayı bilmiyorum. Burası çok büyük ve karışık.

Tae: Önüne bakarak yürü. Bir daha böyle bir şey olursa ayağımın altına alırım. Bizi takip et.

Başımıla onları onayladım. Ama bu adamlar nasıl yaşıyorlar? Hiç gülmüyorlar. Hep sinirliler. Hayatın tadını bilmiyorlar galiba. Ama ben onlara gösterebilirim. Onları güldürebilirim. Ben bunu yapabilirim. Yapabilirim değil yaparım. İşte bu ya.

Yine odama gelmiştik. İçeri iktirdiler ve yine üzerime kitlediler. Artık alışmıştım ama yine de pes etmiş değilim.

Fark ettim de uzun zamandır banyo etmiyorum. Kokucam vallahi. Etrafa bakmaya başladım. Küçük bir odaydı zaten ama dikkat etmediğim bir ayrıntı vardı. Odada bir kapı vardı. Yavaşça kapıya yaklaştım. Kapıyı dikkatlice açtım. Burası banyoydu. Nasıl fark edemedim?

Koşarak dolaba gidip kapısını açtım. Orda duran bornozu alıp banyoya girdim. En az bir saatlik banyomdan sonra kurulanıp giyindim. Eşofman giydim. Üstüne de göbeği biraz açık bağlamalı bir kısa kollu giydim.

Tamam şimdiye kadar iyiydi de şimdi ne yapıcam? Bir tane bile teknoloji aleti yok. Yapacak hiç bir şeyim yoktu. Sıkıntıyla oflamak haricin de.

Yapacak bir şeyim olmadığı için yatağa uzanıp tavana bakmaya başladım. Düşündüm. Burdan çıkma imkanım nerdeyse yok. Bu adamlarla başım dertte. Stajımı yapamıyorum. Doktor da olamıycam. Ailemi özlemiştim. Fotoğraflarına bakıp onlarla konuşmayı özlemiştim. Evimi, okulumu, fotoğrafları ve işimi özlemiştim.

Bunları düşündüğüm için bir gözümden istemsiz bir göz yaşı akmıştı. Kulağıma yaklaştığını hissedince hemen oturup göz yaşımı sildim. Tam bu sırada kapı açıldı. Gelen o kadındı. ( 5. bölümde gelip hazırlan diyen kadın.)

Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin