87.

15.8K 846 232
                                    

Merak ettiğim şeyi sordum. Hemde aniden.

Ben: Jungkook geldi mi?

Başımı kaldırıp gözlerine baktım.

Tae: Geldi ama sonra gitti. Neyse şimdi Gece her şeyi unutup geliyorsun. Yoksa Beyza birazdan sizi sıra dayağından geçirecek.

Dediğimde hepimiz güldük. Onayladım ve önden önden yürümeye başladım. Kapıdan çıktım. Hemen arkamdan da onlar. Gelen lüks bir arabaya da biz bindik. Ben Tae ile arkaya oturmuştum. J hope şoförün yanına. Araba hareket etti. İlk başta hiç bir şey yoktu. Ama gideceğimiz yere yaklaştıkça içimde kötü bir his daha da yayılıyordu. Ama bugün değil. Arkadaşımın en özel gününde değil.

Düğünün olacağı yere geldiğimizde indik. Büyük bir esaletle. İndiğimde etrafta gördüklerimle şaşırdım ama durumu anlayınca şaşırmamın yerine güzel bir gülümseme aldı. Etarfta ki bütün arabalar lükstü. Siyah ve hepsi parlıyordu. Tabii sonra Beyza'nın babasının şirketler zincirinin olduğu gelince sustum. Düğünün yapılacağı alan girdiğimde gözlerimi ortamın güzelliğinden alamadım. Açık alanda yapılacaktı. O değilde birde deniz kenarında olması...

Düğün yeri

Çok güzeldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çok güzeldi. Merdivenlerden çıktık bakan kalabalığın gözleri altında. Tae ile J hope damat odasına girdi. Bende gelin odasına. Kapıyı açıp girdiğim an Beyza sandalyeden kalktı. Resmen bir meleğe benziyordu.

Gelinlik

Gelinlik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saç

Ben: Suga yerinde olsaydım vazgeçmezdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben: Suga yerinde olsaydım vazgeçmezdim

Deyiverdim birden Beyza'yı süzerken. Beyza ile birbirimize yakalştık. İkimizde birbirimize hüzünle bakıyordu. İkisinde birden birbirimize sıkıca sarıldık. Sanki çok uzağa gidiyormuş gibi. Gözlerim sevinç mutluluğuyla doldu. Beyza'nın ki de. Ağlamaması için onu kendimden ayırdım.

Ben: Ağlama. Makyajın bozulacak. Çok uğraşmışlar.

Beyza: Tamam. Sende ağlama. Bu arada çok güzel olmuşsun. Kankalarım çok güzel ya.

Ben: Teşekkürler. Sende çok güzel olmuşsun. Hadi devam edin.

Dedim ve Beyza'yı sandalyesine gönderdim. Beyza'nın başında durup ona destek olan Feride ve Elif'in yanına gittim. İkiside bana döndü.

Ben: Kızlar bütün iş size kaldı. Ben yardım edemiycem. Şarkı dinliycem. Hadi görüşürüz.

Elif: Git otur. Sıkıntı olmaz.

Beyza: Yardım etmene gerek yok.

Dedi gülerken. Bende koltuğa oturdum. Sırtımı yastığa dayadım. Ayaklarımı da kaldırıp koltuğa koydum. Sanki günlük bir yerdeydikte ben böyleydim. Ama ben buyum. Ben bir yere ayak uydurmam. O bana uydurur. Özgür olduğum sürece. Sözümün geçtiği sürece. Kulaklıklarımı taktım ve listenin başından açtım şarkıları. Sırayla çalıyordu. Bende bazen sessiz sessiz eşlik ediyordum. Gözlerimi kapatıp rahatlamaya çalıştım. Hala içimde kötü bir şey olacağıyla ilgili çok belirgin bir his vardı. Kalbim sıkışıyordu.

Birisinin kulağımda ki kulaklığı çekmesiyle gözlerimi açıp odadakilere baktım. Annesine bizimkilere. Elif çekmişti.

Ben: Ne oldu?

Elif: Gidip Suga'ya söyleyecekmişsin düğünde Beyza'yı zor durumda bırakacak bir şey yapmayacakmış. Türkiye'de olduklarını unutmayacakmış.

Beyza'ya baktım.

Beyza: Git onun aklından hain planlar geçiyordur. Hadi git. Söyle. Ayağa kalktım ama sonra Jungkook'un da orada olacağı aklıma geldiği an durdum.

Feride: Gece orada Jungkook'un olduğu umurumda değil. Hadi git.

Ben: Niye ben?

Beyza: Hem onunla yüzleş ve her şeyin iyi gittiğini gör hemde bana bir yardımın dokunsun.

Dedi son cümleleri ciddilik ve şaka ile karışık bir şekilde. Yutkundum ve odadan çıktım. Üzerimi düzelttikten sonra damat odası yazısına baktım. Derin bir nefes alıp içeri girdim. Etrafa baktığımda Jungkook yoktu. Derin bir nefes aldım. İçerdeki gülüşmeler kesilip bana döndü herkes.

Suga: Beyza yolladı demi. Söyle bakalım.

İçeri girdim ve sandalyesinin önüne geçtim. Onun hazırlanması çoktan bitmişti. Arkadaşlarıyla konuşup gülüşüyorlardı. 

Ben: Dedi ki onu zor durumda bırakmayacakmışsın. Türkiye'deymişiz. Bunu unutmayacakmışsın. Düğünden sonra görüşeceğini söyledi.

Herkes gülmemek için kendini zor tuttu. Bende dahil.

Tae: Yengemize bak sen.

Deyince hepimiz gülemeye başladık. Tam o sırada kapı açıldı. Hepimiz gülemeye devam ederken gelenin Jungkook olduğunu düşünüp gülmeyi kesip kapıya baktım. Kahretsin oydu. Ve büyük bir hayranlıkla ve şok olnuşçasına bana bakıyordu. Beni boydan boya süzdükten sonra bana doğru bir adım atınca içerde bir sessizlik oldu. Sanki an durdu. Onu adımları bana yakalaştıkça. Nefesim kesildi. Kalbim yerinden çıkmak için sınırları zorluyordu. Derin bir nefes alıp olacaklara kendimi hazırladım.

Jungkook: Gece?

Sadece bir adımlık bir mesafe kalınca kendimi tutamadım ve ona yakınlaşma isteğiyle bir anda boynuna sarıldım. O da kollarını belime sımsıkı sardı. Başını boynuma gömdü ve kokumu içine çekti. Dakikalarca odanın ortasında kaldık öylece. İçerdekileri umursamadan.

Jungkook: Gece sensiz yapamıyorum.

Dudaklarının arasından mırıldanarak söylediği şeyle ondan ayrıldım. Sadece başımı geriye çektim. Vücudum hala ona temas ediyordu.

Ben: Bende yapamıyorum.

Derken elimi yanağına koydum. Bir elim hala boynunda kaldı. Bakmayı özlediğim gözlere baktım. O da benim gözlerime.

Jungkook: Seni seviyorum Gece. Bir daha bırakma beni. Bıraksan da bırakmam zaten.

Hafifçe gülümseyerek başımı indirdim. Çenemi nazikçe tutarak başımı kaldırdı ve dudaklarıma yaklaşmaya başladı. İkimizde gözlerimizi kapattık. Dudaklarımız ortada buluştuğu an içimde ki mutluluk katlanarak arttı. Kalbim yerinden çıkacak gibi attı. Nefesim kesildi. İçimde ki huzur arttı. Mutluluk ve huzuru bundan sonra yanımda taşıyacağa benziyorum. Her şeye rağmen...

-

İyi okumalar. daha bitmedi ama finale az kalıyor. kaç bölüm sonra olur bilmiyorum. :)

-

Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin