Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon Jungkook

33.

Bir sonra ki gün kahvaltıdan bir saat sonra yanımıza Gece'ye yemeklerini veren ve boş tabaklarını alan kız geldi.

Kız: Efendim. Gece dün sadece kahvaltı yaptı. Sonra ne öğlen ne de akşam yemeğine dokunmamış. Bugün sabahta yine yememiş. Ama ben yine de tabağı almadım.

Jimin: Neden yemiyor ki?

Tae: Hasta olabilir.

RM: Ya da bize inat yapıyor olabilir. Fark ettiyseniz ameliyatı hiç ısrarsız yaptı.

Ben: O zaman kesin gıcıklık için yapıyordur. Kendisinin ne kadar gıcık olduğunu biliyoruz.

Suga: O zaman Serkan'ı gönderelim. Hastaysa baksın.

Ben: Şimdi sen git ve Serkan'a Gece ile ilgilenmesini söyle. Eğer hastaysa biz burdayız gelsin ve bize söylesin.

Serkan baksın istedik çünkü bizim küçük bir işimiz vardı. Aşağı indik ama bu küçük iş biraz uzadı. Beş dakika da bitecek imzalamalar kağıtların gecikmesiyle yarım saatimizi almıştı.

Tekrar yukarı çıktığımızda Jin'in aklına Gece geldi. Gece'nin odasına gittik. Kapıyı açıp içeri girdiğimizde Gece ile Serkan yatakta yan yana oturmuşlardı. Serkan Gece'nin yüzünü avuçlarının içine almış bir şekilde bir şey söylüyordu ki biz girince sustu. İkiside bize bakmaya başladı.

Anlamıyorum ama ona bir erkek yaklaştığında ya da dokunduğunda sinirlerim bozuluyor ve ne yaptığımı anlamıyorum. Onu sevmiyorum ama yine de istemiyorum ona birisinin dokunmasını.

Serkan Gece'yi bırakıp ayağa kalktı.

Serkan: Şey Gece şi-

Gerisini getiremedi çünkü yine kendime hakim olamadım ve yakasına yapıştım. Ona dalmak için kendimi zor tutuyordum.

Ben: Senden sadece ona bakmanı söylemiştim. Eğer bir şey olduysa bize haber verecektin. Bir şey yoksa hala neden burdasın?

Bütün hepsini ona bağırarak söylemiştim.

Serkan: Efendim si-

Ben: Konuşma. Dinlemek istemiyorum.

Gece: Jungkook sakin olur musun?

Ben: Odada ne yapıyordunuz?

Gece: Bir dinlesen acaba.

Ben: Sinirlendirmeyin beni. Yeter be. Ben hangi birinizle uğraşıcam? Ne bu benim türklerden çektiğim? Bir rahat durun.

Serkan: Ama siz beni yanlış anladınız.

Nasıl yanlış anlaşılabilir ki? Baya baya yakınlaşılıyorlardı. Şuan dışarı Serkan'a dalacak gibi gözüküyordum ki gerçekten dalacaktım. Gece kolumu tutarak yataktan kalktı.

Gece: Neden bir kere bile dinlemiyorsun? Hem bunda sinirlenecek ne var? Söylesene bunu.

Ben: Senin hiç kimseyle yakınlaşma hakkın yok.

Gece: Nedenmiş o? Sanki bana zarar gelmesi umrunda. Bana zarar gelirse sen sevineceksin. Neden o zaman benim yüzümden herkesi dövüyorsun? Bırakta sen benden ben senden kurtulayım.

Ne demek istiyor bu? Bana kimse bağıramaz ama o bunu yapıyor. Serkan'ın yakasını bırakıp ona döndüm.

Ben: Ne demek istiyorsun?

Gece: Ne mi demek istiyorum? Benim için boşa uğraşıyorsun. İstemiyorsun ama koruyorsun. Sevmiyorsun ama bana dokunanlara sinir oluyorsun. Nefret ediyorsun ama yine de yanında tutuyorsun. Anlayabiliyor musun? Senin aklından hiç geçmiyor mu bu cümleler? Ben bu cümleleri kaç kere düşündüm ama mantıklı bir noktası yok.

Haklıydı ama yine de ona hiç bir şekilde yüz vermem.

-
Bu da iki.
-