Jungkook: Hiç hayalin var mı?
Ben: Var.
Jungkook: Peki ne?
Ben: Odunları anlayabilmek.
Rahatsızca bir nefes bıraktı.
Jungkook: Orası rahat değil demi.
Ben: Hıhh?
Jungkook: Odun diyorsun ya bana. Orası rahat değildir o zaman.
Ben: Bilmiyorum.
Jungkook: Vay bee. Bilmiyorsun. Garip. Neyse. Peki ya birisini seviyor musun?
Ben: Evet.
Jungkook: Kimi?
Ben: Doktorluk mesleğini.
Jungkook: Aishh ne kadar gıcıksın. Doğru dürüst cevap ver.
Kıkırdadım. Nasıl da sinir olmuştu? Kendimle gurur duyuyorum.
Jungkook: Bak buna doğru düzgün cevap ver. Ailen sen kaç yaşındayken gitti?
Ben: Öncelikle gutmedi. Öldü. Sekiz yaşında.
Jungkook: Çok küçükmüşsün.
Oha odun bile anladı. Nasıl oldu ya? Odunların kalbimi vardı. Biraz doğrulup avcumu Jungkook'un kalbinin olması gereken yere koydum. Atıyordu. Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım.
Jungkook hafifçe güldü. Elimin üstüne elini koyup elimi sardı ve biraz kaldırıp yavaşça aşağı indirdi. Elim avcunun içinde kaybolurken yüzüme baktı.
Jungkook: Sen küçükken nasıl bir kızdın?
Tekrar eski yerimi aldım. Tam ortada duran birbirini tutan ellerimize baktım. Tutmuyordu. Üst üste duruyordu. Ama tutuyormuş gibi gözüküyordu. Buruk bir gülümsemeyle cevapladım.
Ben: Haylaz. İnatçı. Gıcık. Olduğum kadar da gülücük saçan. Kavgacı bir tiptim.
Jungkook: Aksini söylemeni beklemiyordum.
Baş parmağım ve işaret parmağımı birleştirip iksinin ortasında kalan Jungkook'un avcuna çimdik attım. Acımamıştı ama acımış gibi yapıp gülerken bir 'ah' sesi çıkarttı.
Ben: Tamam. Peki ya sen?
Jungkook: Senden farkım yoktu.
Ben: Demek öyle. Tamam bir şey sorucam. Peki sen küçükken yakışıklı mıydın?
Jungkook başını olumsuzca salladı.
Jungkook: Sanırım fazla değil. Peki sen küçük yaramaz.?
Biraz düşündüm ve cevapladım.
Ben: Babam ben ilk doğduğumda kucağına alıp yüzüme bakınca 'bu çok çirkinmiş' deyip anneme geri vermiş. Sonra da abime bakmaya başlamış. O kadar yani.
İkimizde gülmeye başladık. Sakinleşince Jungkook çenemden iktirerek yüzümü yüzüne kaldırdı.
Jungkook: Estetik felan mı yaptırdın o zaman?
Jungkook'un kolunun altından kalkıp yüzümü buruşturarak ona baktım.
Ben: Hayır ya. Benim hiç bir yerimde hiç bir yapay güzellik yok. Ben büyüdükçe güzelleştim.
Jungkook: Farklı. Olabilir.
Ben: Tabii ki olabilir. Bak olmuş hali var. Ben. Çok güzelim demi?
Saçımı omzumun arkasına havalıca attım.
Jungkook: Hayır değilsin.
Yine uklalık. Gülerek söyleyince fazla canını yakmayacak şekilde onu pataklamaya başladım.
Jungkook: Tamam çirkinsin dur yapma.
Ben: Sonunda kabul et-
Ne dediği sonra dan fark ettim ve direk çenemi kapattım. Ya bu çocuk çok gıcık. Alınmış gibi yapıp kollarımı göğsümde birleştirdim.
Jungkook: Tamam. Sadece şaka yapıyordum.
Kollarımı çözüp bir çocuk gibi sevindim.
Ben: Yani güzelim.
Jungkook: Hayır. Ultra çirkinsin.
Ben bu çocuğu öldürürüm.
Ben: Yaaa. Vallaha yeter artık. Öldürcem seni.
Dedim ve üzerine atlayıp ona binlerce kere çimdik attım. Her yeri moraracak yazık. Ama hala bu kahkaha atıyor. Dinlenmek için durdum.
Ben: Tamam çirkinim. Kabul ediyorum. Bu yüzden ben gidiyorum.
Dedim ve ayağa kalkıp kapıya doğru giderken omzumun üzerinden dil çıkarttım. Çok seviyorum bu hareketi. İnsanları gıcık etmeye yetiyor.
Sert bir şeye çarpıp ikinci kez popomun üzerine düşmemle popom çok feci bir şekilde yandı. Sinirle çarptığım şeye baktım. Doğru ya. Ben unutmuşum. Biz asansörde kalmıştık demi.
Jungkook bu yüzden bana o soruları ve o gıcıklığı yaptı. Ahh ben gerçekten inanamıyorum. Hiç bir şekilde terlememiştim. Elim ayağıma dolaşmamıştı ya da nefes nefese kalmamıştım.
Jungkook bu halime kahkahalarla gülmeye devam etti. Haklıydı. Çok komik düşmüştüm. O sonunda sakinleşmeyi başarınca başımı yana çevirip ona baktım.
Ben: Teşekkürler.
Jungkook: Ne için? Bana dil çıkarıp kapıya çarpınca dil çıkartmanın yanlış olduğunu mu anladın?
Ben: Hayır al bir daha çıkarırım.
Bir daha dil çıkarttım.
Ben: Onun için değildi. Beni sakinleştirdiğin için.
Jungkook: Senin için yapmadım. Kendim için yaptım. Sen bayılırsan seni ben taşımak zorunda kalıcam. Hemde senin buradan gitme süren uzayacaktı.
Bu yaşadıklarımızdan önceki bütün her şey film şeridi gibi geçti. Ciddileşmeliydim. Fazlasıyla yakınlaşmıştık zaten. Kendimize gelmeliyiz.
İkimizde olduğumuz yerde öylece oturduk. Kapı açılana dek. Bu da sanırsam bir 15-20 dakikayı buldu. Koca 15-20 dakika.
-
Bugün bir bölüm yalnızca. Annemden bunun için bile zor izin aldım.Sekizinci sınıf olmak çok kötü.
🤗🤗🤗😊
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon Jungkook
FanfictionNerden bileyim onun sen olduğunu? Ben o adam sanmıştım ama sen çıktın. Şimdi de beni tutuyorsunuz. Resmen kaçırdınız. Beni korumasaydınız olmazdı. Siz istediniz. Benim suçum yok. Ama bunu anlayan kim? Sadece kendi bildiğini okuyor. Bana kötü davranı...