38.

20.5K 1.2K 287
                                    

----------------

Jungkook'tan

Dediği her şey daha da sinirlenmeme yol açıyordu. Tokat atmıştı ama bir şey demedim çünkü haklıydı. Yine de ona bir daha yapmamasını söyledim. En son bana korkak demesiyle kendimi tutamadım ve sorusunun cevabını verdim. Aslında bu gerçek bir cevap değildi ama bir anda ağzımdan çıkmıştı. Önce ona fahişelikle suçlamıştım ama fahişe değildi. Şimdide onun gereksiz olduğunu söylemiştim. Bunu kaldıramadı ve ağlamaya başladı. Keşke söylemeseydim ama laf ağızdan bir kere çıkar. Ama yine de pişman olmayacağım. Geri almak gibi bir enayilikte yapmam. Dedim ama lafımın arkasında duramadım. Onu ağlatacak kadar kötü şeyler söylemiştim ama bilerekte ağlıyor olabilir.

Onu umursamamaya çalıştım ama ayağa kalkıp yataktaki örtüyü indirmesiyle birlikte birde çığırınca hata yaptığımı daha da çok anlıyordum, pişman olmak üzereydim ve ona yenilme riskim çok olduğu için hızlıca ordan ayrıldım. Çok sinirlenmiştim. Hem onun lafları hemde onun ağlamasıyla. Ama onu umursamayacaktım. Bana öyle şeyler demeseydi o da. Bu güne kadar hiç bir kadın bana bağırmadı ve tokat atmamışken o bunu yapmıştı. Sinirlerimle resmen oynamıştı.

Yine de onu sakinleştirebilecek birisi gerekiyordu. Kolidorda Beyza ile karşılaştım.

Ben: Beyza Gece ağlıyor. Onu sakinleştirebilir misin?

Dedim ama benim yüzüme bile bakmadı. Oda sinirli gözüküyordu.

Ben: Beyza beni duymuyor musun?

Beyza: Konuşma Jungkook. Her şeyi biliyorum ve sana konuşma hakkı tanımıyorum. Çekil önümden.

Dedi ve beni iktirerek koşarak odaya girdi. Bütün herkesi odadan çıkartıp kapıyı kapattı. En az yirmi dakika sonra odadan hiç bir ses gelmedi. Onu sakinleştirmeyi başarmıştı.

Suga bir anda kolumdan tutup beni odamıza sürükledi. Arkasından da diğerleri geldi. Hepsi de bana sinirlenmişti.

Suga: Oğlum sen karşındakinin bir kız olduğunu unttun mu? Ne dediğinin farkında mısın sen?

Bana çok kızmışlardı ama yine de hala pişman değildim.

Ben: O da kiminle konuştuğuna dikkat etseydi.

Jin: Aferin Jungkook. Bir şey demiyorum.

Tae: Biraz fazla ağır konuştun.

Ben: Umrumda bile değil. Bugüne kadar bir kadın bana vurmamışken o bana tokat attı. Bağırmasına bile bir şey demiyorum. Dikkatli olsaydı böyle şeylerde olmazdı.

Jimin: Neyse. Boşuna sinirlenmeye gerek yok. Unutalım gitsin.

Herkes odalarına dağıldı. Akşam olmuştu zaten. Odamda biraz oyalandıktan sonra yattım. O kadını unutmam lazımdı. Rüyamda görmüştüm ve rüyamda bile ağlıyordu. Ben böyle rüyayı... Neyse. Sabah uyanıp kahvaltı için mutfağa indim. Kahvaltıyı yaptıktan sonra yine bir silah satışına gidecektik. Hazırlanıp oraya gittik.

Bir kerede çatışma olmasın. Ama bu sefer karşı tarafla değildi. Sokak zübbeleriyle çatışmıştık. Bunlarda hiç akıllanmayacak vallahi. Bizim adamlardan birisini de vurmayı başarmışlardı. Ama birisini. Elinden vurulmuştu ve eli çok kötüydü. Silah satışından sonra şirkete döndük.

Adamın eline bakılması için yedek doktoru çağıracaktım ama yedek doktor bugün izine ayrıldığı için Gece'yi çağıracaktık ama bizimkiler iyi olup olmadığını yapıp yapamayacağını bilmiyorlardı. Ben karışmadım bu konuşmaya. En son Beyza'yı göndermeye karar verdiler.

Suga: Jungkook burda suçlu olan sensin ve ondan özür dilemelisin. Onu gereksiz olmadığını bir anlık sinirle söylediğini söylemek zorundasın.

Ben: O tam bir gereksiz. Sinirle felan söyledim ve ben hiç kimseden özür dilemem. Siz karışmayın hem.

Jin: Seninle konuşmaz zaten. Sende sinirlenmezsin.

Ben: Ben konuşmasını istersem konuşmak zorunda.

Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin