Yine bir odaya iktirilmiştim. Bu sefer üzerime kitlemişlerdi. Odaya bakmaya başladım. Fazla büyük değildi. Bir yatak bir dolap birde küçük bir dolap vardı. Önce büyük dolaba baktım. Burda bir sürü kıyafet vardı. Ama şu var ki bu kıyafetlerin çoğu bende vardı. Bir kaçı yoktu.
Bu önemli değildi. Küçük dolaba baktım. Burda da bir sürü içki şişesi vardı. Belki içmek için yarayabilirdi ama şimdi olmaz. Bu arada ben bazen içiyorum. Yoksa bu hayat çekilmez. Nasıl atlattım sanıyorsunuz o zor günleri? Bunun için kendimden ne kadarda nefret etsem de yapacak bir şeyim yok.
Akşam olmuştu. Hatta gece. Çok yorulmuştum. Yatağın üzerine yattım. Gözlerimi biraz korksamda kapattım. Uyumuştum. Çünkü yorulmuştum.
Sabah beni uyandıran dünkü kişilerden değildi. Farklı bir kişiydi. Bir kadındı. Bana kalkmamı söyledi. Yattığım yerden kalktım. Gözlerimi sonunda tamamen açmayı başardım.
Ben: Sende mi onlardansın?
Kadın: Fazla soru sorma. Giyin. 10 dakika sonra geri gelicem.
Dedi ve arkasını dönüp gitti. Dolabı açıp bir gömlek bir pantolon aldım. Giydim.
Giydiklerim
( Pantolon değil aynı o modelde şort.)
Bunları ama omzunu kaldırdım. Öyle açık bırakmadım. Sadece omzuma kaldırdım. Başka dokunmadım. Düğmelerine de dokunmadım. Aynen öyleydi.
Bunu neden giymiştim bilmiyorum ama rahat gelmişti. Benim tarzımı yansıtıyordu. Saçımı taradıktan sonra bir şey yapmadım. Zaten makyajıda gündelikte kullanmıyordum.
Kadın dediği gibi on dakika sonra geldi. Bu sefer yanında iki adamla. Dün başımda bekleyen adamlarla. Şu yedi kişi haricinde olanlar. Yine kolumdan tutarak o odaya getirdiler. Yine içeri tıktılar. Bu sefer bağlamadılar. Sadece adamların karşısında diktiler.
Adam: Şimdi anlatıyor musun ya da anlatmıyor musun?
Ben: Ben hiç bir şey bilmiyorum anlamıyor musunuz? Bilmediğim şeyi nasıl anlatayım.
Bu sefer farklı bir adam üzerime geldi ve tokat değil bildiğin yumruk attı. Attığı yumrukla sadece geriye sendeledim. Arkamdaki duvara yaklaşmıştım. Bir de dudağımın kenarı kanamaya başladı. Başımı kaldırıp elimin tersiyle dudağımın kenarındaki kanı sildim.
Bıçakladığım: Anlatmıyor musun?
Ben: Bilmiyorum ki ne anlatayım.
Dediğimde bıçakladığım adam üzerime hızlıca geldi ve duvara iktirdi. Sonrada boğazıma yapıştı. Boğazımı sıkıyordu.
Bir de şu var ki. Beni iktirmesiyle gömleğin omzu yavaşça omzumdan inmeye başladı. O adamın gözüde oraya takılmıştı. Kaya kaya olması gereken halini aldı. Siyah askıda gözüküyordu. ( Yani yukardakinin aynısı oldu.)
Adam omzumu görmesiyle sinirlendi ve boğazımı bıraktı. Bende yere yapışmıştım. Nefes alamıyordum. Ben derin derin nefesler alırken o adamın ellerini sinirlice saçlarına geçirdiğini ve arkasını döndüğünü gördüm.
O adam: Kahretsin. Neden siyah?
Ben: Hıı.
Anlasamda anlamamış gibi yaptım.
Kadın: Kız bir şey bilmiyor. Şuna bakın.
Adam: Safı oynuyor. İnanmıyorum ona.
Başka bir adam: Ona daha neler yapacağımızı kavrayamadı. O kız nerde? Onu alın. Birde onu sorgulayalım. Kendine sonunda ne olacağını anlasın.
-
Yorum alabilir miyim? Yanında birde vote olursa da sevinirim. Sizi seviyorum.Şirin yazarınız.
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon Jungkook
FanfictionNerden bileyim onun sen olduğunu? Ben o adam sanmıştım ama sen çıktın. Şimdi de beni tutuyorsunuz. Resmen kaçırdınız. Beni korumasaydınız olmazdı. Siz istediniz. Benim suçum yok. Ama bunu anlayan kim? Sadece kendi bildiğini okuyor. Bana kötü davranı...