80.

15.3K 873 180
                                    

Jungkook'tan
---------------------

Gelir miydi? Düğüne ya da yemeğe gelir miydi? Benimle karşılaşmamak için yapmaz mıydı yoksa? Bu kim? Kafayı yiyicem. Bizim birlikte olmamızı istemeyen kim? Onu tehdit eden kim? Kim? Kahretsin kim?

Aklımda sadece bu soruların cevabını arıyorum ve beynim artık çalışmıyor. Gece. Gece ne yapacaktı. Ne karar verecekti? Biliyorum ki kim tehdit ediyorsa bu sadece Kore'de kalmadı. Hala rahatsız ediyorlar. Peki ya ne diyorlar? Ondan ne istiyorlar?

Bunların hepsine cevap bulucam. Hemde en kısa zamanda. Gece'nin haberi olmadan. Haberi olursa beni durdurur. Bir şekilde yapar. Sonuçta seven ne yapmaz demişler. İşte Gece'de bunu yapıyor. Onlar ne istiyorlarsa yapıyor. En kötüsü de tahminime göre benden uzak durmasını söylemesi. İstemiyorlar. Ama onları bulunca da ben istemiycem onları ve doğdukları güne lanet ettiricem. Bunu yapıcam. Mesele Gece ve bensem hiç bir şey beni tutamaz.

Gece'den
--------------

Öylece onların konuşmalarını aklımda ki deri düşüncelerle bekledim. İkisininde birbirine görüşürüz demesini duyunca başımı kaldırıp Elif'e baktım. Kız gülmekten yorulmuştu. Telefonda ki konuşmayı sonlandırıp telefonu yanına koltuğun üzerine koyarken telefonuma mesaj geldi ve kaşlarını çatarak telefondaki mesaja bakmak için telefonumu açtı ve şifremi bilmediği için giremedi de ama kimden geldiğini sesli bir şekilde okudu.

Elif: Gizli numaradan mı mesaj? Bu kim Ge-

Elinden telefonu çekip cebime koydum. Tepkisiz kaldım.

Elif: O kimdi Gece?

Ben: Yanlış okumuşsun Gizem yazıyordu.

Elif kaşlarını kaldırıp "ne saçmalıyorsun" der gibi baktı. Bende direk konuyu değiştirdim.

Ben: Sen elbisen için alışveriş merkezine mi gidecektin?

Elif: Evet. Kalk hadi.

Sinirle ayağa kalktı ve yukarı çıktı. Söyleyemezdim. Sessiz sakin gitmem gerek. Yoksa her şekilde bulurlar. Özür dilerim. Elimde olan bir şey değil.

Bende odama çıktım ve üzerime uygun bir şey seçmeye çalışırken Elif dalarak içeri girdi. Baya sinirlenmişti. Elinde ki şort ve üst takımını yatağın üzerine koydu.

Elif: Bunları giy. Eğer bir kankam olursa beraber giymek için aldım. Çok güzel oldukları için.

Dedi ve kapıyı çarparak çıkıp gitti. Gerçekten çok sinirlenmişti. Arkasından bu hallerine gülümsedim kıyafetleri elime aldım. Bunu biliyorum.

Kıyafetler.

Kıyafetler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bunlardı. Beyaz olan bendeydi. Aldım ve tereddütsüz giydim. Sonra da yatağın üzerine oturup telefonuma gelen mesaja baktım. "Bunu düşünmem gerek. Fazla yakınlaşırsınız felan. Sonra düşünücem."

Telefonu sinirle yatağa fırlattım ve ayağa kalkıp ne yapacağımı düşünmeye başladım. Ne yapacaktım? Bekleyecektim. Bu. Elimden gelen bu.

Bütün her şeyi sadece kısa süreliğine sildim. Telefonumu alıp aşağı indim. Elif'te aşağıda bekliyordu. Yine sinirliydi ama sakindi en azından. Dışarı çıktık ve hiç uğraşmadan bir taksi durdurduk. Takisiye binince Elif'in gönlünü almak için yüzüne ben affet ifadesiyle baktım.

Ben: Kanka ya.

Elif: Kimdendi o mesaj ve ne diyordu?

Ben: Gereksiz birindendi. Hadi ya. Benimle o gereksiz biri yüzünden mi konuşmayacaksın.

Elif: Peki o zaman mesajı okumama neden izin vermedin?

Ben: Bunları sonra konuşalım. Gel hadi şimdilik unutalım bunu.

Elif: Öyle olsun.

Dedi ve konuştuğunu belli eden bir gülümseme yerleştirdi bende yanağına sulu bir öpücük verip rahatlıkla arkama yaslandım. Neyse ki basit olmuştu. Yoksa mesajı veya mesajları görürdü ve bu daha kötü olurdu. Herkese zarar gelebilirdi. Sadece bana değil. Jungkook'un hayatta bu hayatta kalması için her şeyi yapardım çünkü onun hayatında onu önemseyen önemli kişiler vardı. Bende ne vardı. Sadece kankalarım. Daha az. Bu yüzden.

Elif ile beraber bir alış veriş merkezine girdik. Ben direk bir koltuğa oturup Elif'in giydiği elbiseleri yorumladım. Bu çok iyiydi de Elif bir elbise beğenememişti. Düğününde ne yapıcaz peki? Öldük.

Ben: Elif hadi seç bir tane.

Elif: İstediğim böyle bir şey değil. Anlamadılar beni. Bekle biraz daha.

Ben: Ben bir lavaboya gidicem.

Elif: Peki ama hızlı ol.

Ayağa kalkıp lavabonun yolunu tuttum. Koca bir alış veriş merkezinde ve onca insanının arasından zar zor geçerek lavaboya buldum. İçeri girip yüzümü yıkadım ve gelen mesajın aklımdan defalarca geçmesine işin verdim. "Eğer onu bir kez görmüş olsaydın belki olabilirdi. Ama o senin yanında yakınında. Günlerdir hemde. Yine de duruma bağlı olarak keyfime kalmış bir şey."

Ne demek oluyordu bu? Bu demek oluyor ki Jungkook başından beri buradaydı. Bu kimse beni takip ediyordu ve benimde yakınlarımdaydı. Beni sürekli gözetiyordu.

Peki şimdi ne yapmam gerekiyor? Ne olacaktı? Adama son bir mesaj atmam gerek. Öğrenmeliyim.  "Gidersem kime zarar gelir? Ona dokunmayacağına bana söz vermiştin." direk cevap geldi. "Tabii ki sana. Benim alacağım şey Jungkook'ta. Ona zarar verirsem perişan olan sen olursun. Ama sana zarar gelirse perişan olan o olur."

Bu kimse bunun amacı Jungkook'u üzmekti. Ona zarar gelsin istiyordu. Bende onun Jungkook'a zarar verecek ateşiydim. Şimdilik elinde tutuyordu ama sonra Jungkook'un üzerine atacaktı.

-
Hatalarım var. Bunu fark ettim. Ama daha yeni. Anlayamadıysanız özür dilerim. Kendinize iyi bakın.
-

Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin