Dişimin dibinden söylediğim şeyden sonra gözümden bir damla yaş aktı. Aşağı doğru süzülmeye başladı. Adamda beni tekrar kendine çekip bir elini belime bir elini bacağından yukarı doğru çıkarmaya başladı. O pis dudaklarıda boynumdaydı. Kendimi çok kötü hissediyordum. Savunmasızdım. Onu ikitirmeye çalışıyordum ama olmuyordu. Canım acıyordu zaten.
Benimde aklıma ses çıkarmak geldi. Bağırmaya başladım. Daha doğrusu çığlık atıyordum. Adam bunu önemsemeden boynumdan aşağı inmeye başlamıştı ki kapı bir anda kırılarak açıldı. Adam direk olarak başını kaldırıp o tarafa baktı. Bende o tarafa baktım. Gelenler Jungkook ve diğerleriydi. Hepside çok sinirliydi.
Jungkook adamın üstüne atlayıp ikimizi ayırdıktan sonra ceketini çıkartıp adamı dövmeye başladı. Bende çok korktuğum için ağlamaya başladım. Tae yanıma gelip kollarımdan tutarak beni odadan çıkarırken bir silah sesi geldi. Hızlıca dönüp arkama baktım. Jungkook adamı tam kafasından vurmuştu. Bu çok caniyceydi. Ama adam hak etmişti.
Tae beni hızlıca önüme döndürüp hızlı adımlarla şirketten çıktık. Şirketten çıktıktan sonra hızlıca arabaya bindik. Bu araba beni kaçırdıkları arabaydı. Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildikten sonra kendimi toparlayıp konuştum.
Ben: Teşekkür ederim. Ve özür dilerim.
Jungkook: Niye özür diliyorsun? Doktor hanım hayat sizin bildiğinizden daha zor. Bir kerede sözümü dinlesen.
Jimin: Ya biz yetişemeseydik... O adamın sana yapacaklarını düşünmek bile istemiyorum.
Jin: Jungkook senin kim tarafından kaçırıldığını görmeseydi?
Suga: Sen hiç bunları düşündün mü? Kaçarken bir kere bile olsa bunu düşünmedin mi?
J hope: Dikkatli ol.
Evet suçluydum ama onlarda bir ben kadar suçlulardı. Onlara bir şey demiyecektim. Kaçmamalıydım. Sustum. Başka bir konuşma geçmedi. Sonra şirkete geldik.
Çıkarken Beyza ile karşılaşmıştık. Ama onlar konuşmamıza izin vermedi. O alıştığım odaya gelmiştim. Burası daha güvenilirdi. En azından. Kapı kitlenince banyo yaptım. Sonra da giyindim. Normal bir tayt ve kısa kollu. Saçlarımı kurutup yatağımın üzerine oturup dizlerimi kendime çektim. Çenemi de dizlerime koydum.
O adamın bana dokunması aklıma geldikçe kötü oluyordum. Bir de aile mevzusu aklıma geliyordu. Eğer bir abim ya da babam ya da bir kuzenim olsaydı bunları yaşamazdım ama benim kaderim buydu. Kabullenmek zorundaydım. Gözlerim dolmuştu ki kapı açıldı. Hemen kendimi toparlayıp dizlerimi bıraktım. Gelen kişiye baktım. Bu Beyza'ydı.
Kapıyı kapatıp yanıma oturdu. Beni bir anda kendine çekip sarıldı.
Beyza: Sana yardım edemediğim için özür dilerim.
Ben: Sanki ben sana yardım edebiliyorum.
Beyza benden gülerek ayrıldı.
Beyza: Ben mutluyum. Biz Suga ile birbirimizi gerçekten seviyoruz. Ben o gün seni güldürmek için söylemiştim yanlış adamı sevdim diye.
Gülümsedim. Böyle bir adamla nasıl mutluydu. Garip ama olabilirdi.
Ben: Senin için sevindim.
Beyza: Kendine iyi bak. Suga ile işimiz var. Başka zaman yine gelicem.
Ben: Görüşürüz. Kendine iyi bak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon Jungkook
FanfictionNerden bileyim onun sen olduğunu? Ben o adam sanmıştım ama sen çıktın. Şimdi de beni tutuyorsunuz. Resmen kaçırdınız. Beni korumasaydınız olmazdı. Siz istediniz. Benim suçum yok. Ama bunu anlayan kim? Sadece kendi bildiğini okuyor. Bana kötü davranı...