Kendimi ikisinin bakışları altında patates püresine döneceğimi düşündüğüm için ortalarından geçerek diğer tarafa geçtim. Oradan kaçabilirdim en azından.
Elif: Saçmalamaya devam Gece.
Ben: Saçmalamıyorum. Doğruyu söylüyorum. Ben onu öldürüyorum.
Jimin sinir bozucu bir kahkaha atmaya başlayınca gözlerimi devirdim. Bütün dramatik anın içine s... Neyse. Mafettiler ikiside.
Jimin: Evet. Doğru söylüyorsun. Onu öldürüyorsun. Ondan uzak durarak bunu yapıyorsun.
Sinirlendim ve Jimin'in tam karşısına geçtim. Artık gülmeyi kesip ciddileşmesi gerektiğini gözlerimle ima ettim. O da sakinleşip ciddileşti. Ama ona bakınca şu halimle bile gülesim geliyor ama neyse.
Ben: Hayır. Aksine ona yaklaştıkça ölüyor.
Jimin: Peki neden? Bu kanıta nereden ulaştın?
Ben: Sana söylemem. Sen anlatırsın.
Dedim ve arkamı dönüp cama doğru ilerledim. Ya da çalıştım. Bir adım attım ve Jimin omuzlarımdan tutup geriye çekti ve yatağın üzerine oturttu. Bende mal mal Jimin'in yüzüne baktım. Yok ya. Ben şuna kanıt getirdim. Bunlarla aynı ortamda olduğunda ne olursa olsun duyguların değişiyor. Bu mutluysanda üzgünsende. Ortamı değiştiriyorlar.
Jimin: Oradan kalkmak için her şeyi bir bir anlatman gerek.
Gözlerimi yere indirip derin bir nefes aldıktan sonra her şeyi kaba taslak anlatmaya karar verdim.
Ben: Birisi Jungkook'a zarar vermek için beni kullanıyor. Ama zaten ona asıl zarar veren benmişim. Onun yanında oldukça o daha mutsuz olmuş. Hep bu olmuş. Olay bu.
Elif: Bunun ne kadar saçma olduğunu biliyor musun?
Ben: Her şeyi gözlerimle gördüm. O benden uzak durmalı. Jimin ona da söyle gitsin. Uzak dursun. Kendi ölümünü kendi yazıyor.
Jimin: Bununla sen ilgilenmeyeceksin. Ben ilgilenicem. Ama bana biraz daha bilgi vermen gerek.
Ben: Sana verecek bilgi yok. Adam çok iyi saklanıyor ama benimde onunda her adımını biliyor. O her şeyi biliyor.
Jimin: Sana ya da size bir şey yapamaz. Biz buradayız. Seninle nasıl iletişime geçiyor?
Ben: Mesaj gönderiyor.
Jimin yatağın üzerinde ki telefonu işaret ettiğinde döndüm ve baktım. Yine bir mesaj.
Elif: Al ve bak. O gün gelen gizli numarada ki mesajda bu adamdandı demi.
Başımı belli belirsiz evet diye salladım ve yatağın üzerinde ki telefonumu alıp parmak izi okuyucusuyla açıp mesajı açtım. Önce içimden okuyordum ama Jimin'in bağırmasıyla dışımdan okudum. "Ne yapmaya karar verdin küçük hanım. Senin benim aklımda kalan Jungkook ile yakınlaşma süren var. Bir, iki ya da üç. Belki daha fazla. Kim bilir? Ahh pardon ben bilirim. Neyse bu senin şansına kalmış bir şey. Ama bilmediğin bir anda gözlerinin önünde belki... Kanlar. Sana kalmış. Kendine iyi bak."
Jimin ile Elif: Sike-
İkiside aynı anda başlayınca aynı kelimeyi söylediklerini fark edince birbirlerine baktılar susup. Bende buruk bir gülümsemeyle onlara.
Elif: Diğer mesajlar.
Telefonu ortalarına uzattım. Jimin Elif'ten önce davranıp telefonu aldı. Elif'in eli havada kalınca gözlerini kırpıştırdı ve yavaşça boynunu çevirdi. Jimin beni yenemezsin gülüşüyle Elif'e göz kırptı. Jimin telefonda ki mesajları tek tek okumaya başladı. Her bir mesajı okudukça sinir kat sayıları daha da artıyordu. Elif'te adama içinden saydırmaya başlamıştı. Ahh bunlar komedi. Bunlara böyle bakmaya devam edersem her şeyi unutup kahkaha atmaya başlayacağım o olacak. Aishhh.
Jimin: Sence kim olabilir?
Sorusu banaydı. Başımı kaldırıp Jimin'e baktım. O da bana bakıyordu.
Ben: Ben onun hayatında kim var kim yok ben ne bileyim. Onu sen bileceksin.
Jimin: Bu kadar ileri gidecek kadar Jungkook'a sinirli olan birisini tanımıyorum ama yapabilecek birisi vardı. O da olmaz. En son öldü haberi gelmişti.
Elif: Kimden bahsediyorsun?
Jimin: Ablası. Ama öldü. Neyse boşverin şimdi. Peki Gece sana kin besleyecek kim var?
Ben: Hangi aptal bunu yaparki? Benim tanıdığım bana kin besleyen bir kaç kişi var ama hepsi birer tırsak. Hem onların ikisi Amerika'da. Diğeri nerede onu bilmiyorum.
Jimin: Ben bunu biraz araştırıcam.
Arkasını dönüp giderken hızlıca ayağa kalktım.
Ben: Jimin!!.
Omzunun üzerinden baktı.
Ben: Beyza'ya söylemesen.
Jimin: Peki. Rahat ol. Sende kendine dikkat et hayatım.
Elif: Peki Jimin.
Birbirlerine bir şey ima ediyorlardı. Kesin bir şey yaşamışlardı ama ben ne olduğunu bilmediğim için anlamadım. Jimin gitti ve biz Elif ile ikimiz kaldık. Birbirimize baktık ve ikimzde ne olduğunu bile anlamdan gülmemek için kendimizi zor tuttuk.
Elif: Ne oldu şimdi?
Ben: Bende bilmiyorum.
Bir kaç dakika sessiz sessiz güldükten sonra Elif'i odadan çıkartıp pijamalrımı giydim ve yattım. Hava baya kararmıştı. Uyusam iyiydi ama uyuyamamıştım. Hep aynı şey kafamda. İzlediklerim ve yazılar. Beynime rahat vermiyorlar. Jungkook sana zarar vermek en son istediğim şey ama bende bir sorun var ki sevdiklerimi koruyamıyorum. Özür dilerim.
-
İyi okumalar.
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon Jungkook
FanfictionNerden bileyim onun sen olduğunu? Ben o adam sanmıştım ama sen çıktın. Şimdi de beni tutuyorsunuz. Resmen kaçırdınız. Beni korumasaydınız olmazdı. Siz istediniz. Benim suçum yok. Ama bunu anlayan kim? Sadece kendi bildiğini okuyor. Bana kötü davranı...