Kızı o odada bıraktılar ve hep beraber tekrar mutfağa döndük. Hepimiz oturduk. Jungkook'a ben pasta katmadan oturdum. Beyza benden yapmamı istemişti ama gidip yerime oturdum. Umrumda değildi artık.
Beyza: Kanka niye katmıyorsun?
Ben: Kalk sen kat. Ben ona felan katmam. Neden gereksiz birisinin elinden bir şey yesin ki?
Jungkook: Saçmalamayı kes. Dün sinirle söyledim.
Bir anda yüksek sesle konuşmasıyla korkmuştum ama fazla belli etmedim.
Ben: Sen sinirle söylemiş olabilirsin ama ben sinirle algılamadım. Neyse boş versene. Önemi yok. Gereksiz birisiyle konuşmazsın olur biter.
Dedim ve sandalyeden kalkıp sandalyeyi sert bir şekilde yerine iktirdim. Odama gidecektim. Onu görmek istemiyorum. Onu gördükçe sinirlerim bozuluyor. Ağlayasım geliyordu. Arkamı dönüp gitmeye başladım ama yine Jungkook sinirle konuştu.
Jungkook: Hiç bir yere gitmiyorsun. Otur şuraya.
Ben: Bal gibi de giderim. Görürsün bak.
Yürümeye devam ettim ama Jungkook arkadan bana doğru gelmeye başlayınca koşarak gitmeye başladım.
Jungkook: Sana buraya gel dedim.
Ben: Bende gelmiycem dedim Jungkook bey.
Odamın kapısına gelince arkama bakıp hızlıca içeri girdim ve kapıyı kitledim. Kapıya arkamı dönüp yatağa oturmak için gitmeye başladım. Ama kapı açılmıştı. Doğru ya. Kapı içerden kitleniyor ama açılmıyor. Dışardan ikiside olabiliyor.
Arkamı dönmeden yatağa yürümeye devam ettim. Yatağa oturmak için dönmem gerekiyordu ama ben ona dönmek istemiyordum. Öylece durdum. Taki Jungkook omuzlarımdan tutup beni kendine döndüresiye kadar...
Jungkook: Benim sözümü dinlemek zorundasın.
Ben: Değilim.
Ona onu umursamaz bakışlarımı da gönderdikten sonra ondan uzaklaşmak amaçlı yana gittim ama o buna yine izin vermedi.
Neden bu kadar uğraşıyordu? Barışmıycam. Ya da neden benimle barışmak istiyor? Banane ne hali varsa görsün. Ama ben sinirleniyorum.
Ben: Git ya şuradan. Konuşmak istemiyorum seninle.
Jungkook: Sana kaç kere daha söyleyeceğim. Sinirle söyledim o dediklerimi.
Ben: Bu beni ilgilendirmez. Ne halin varsa gör.
Onunla kolay kolay barışmıycam. Doğru düzgün bir özür bile dilemiyor. Özür dilese belki olabilir. Belki...
Jungkook: Ne istiyorsun?
Ben: Neden beni kendinle barıştırmaya çalışıyorsun ki?
Bakalım cevabı ne olacak? Hadi Jungkook bey. Susmayım. Dün gece ağzınız çok güzel konuşuyordu.
Jungkook: Yeter artık. Konuşmazsan konuşma. Umrumda değilsin.
Dedi ve içeri dalan şu benim doktor arkadaşım olacak kız var ya. Çok kötü bir espiri yapmıştı. İşte o kız içeri koşarak girmesiyle duramadı ve Jungkook'a çarptı ve Jungkook ile resmen birbirimize yapışmıştık. Onların bana çarpmasıyla arkamdaki yatağa sırt üstü olarak düştüm. Jungkook'ta üzerime. Kız Jungkook'a çarptı o daha düşmeden o siyah takım elbiseli dört kişi onu kolundan tutup götürdüler. Kaçmaya çalışıyordu galiba.
Ben üzerimdeki Jungkook'un farkına varmamıştım çünkü odadan çıkartılan kıza bakıyordum. Onun üzerimde olduğunu bacaklarımın acımasıyla anlamıştım. Bacaklarım aşağı doğru sallandığı için Jungkook'ta kendi bacaklarıyla baskı yapmıştı. Üstte sıkıntı yoktu çünkü düşerken ellerini yatağa koymuştu.
-
Yeni attığım bölümler bile kısa sürede okuduğunuz için kamsahamida.Okuldan gelip telefonu açtığımda bildirimler kutucuğunun üstünde 99+ yazıyordu. Ben şok oldum. Sarangheee. 😍😍😍😍😍😍
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon Jungkook
FanfictionNerden bileyim onun sen olduğunu? Ben o adam sanmıştım ama sen çıktın. Şimdi de beni tutuyorsunuz. Resmen kaçırdınız. Beni korumasaydınız olmazdı. Siz istediniz. Benim suçum yok. Ama bunu anlayan kim? Sadece kendi bildiğini okuyor. Bana kötü davranı...