Utanarak onu iktirdim ve gülümseyerek
Ben: Bu kadar yeter. Burada çocuklar var.
Tae: Çocuk olan sizsiniz.
Ben: O da doğru. Hadi ben kaçtım.
Jungkook: Sonra görüşücez. Bu arda kaçma bulurum.
Otuz iki diş sırıtarak odadan çıktım. Gelin odasına girdim. Bütün hepsi az önce ki ruh halimle şimdiki ruh halimi görünce şaşırsalarda sonra anladılar. Jungkook ile ilgili olduğunu.
Ben: Kanka düğün ne zaman başlıyor?
Elif: Şimdi.
Dedi. Sonra da bir müzik başladı. Fon müziği. Beyza ayağa kalkıp rahatlamak için derin bir nefes alıp odadan çıktı. Bizde arkasından. Annesi çoktan inmişti aşağı. Biz arkalarından inecektik. Suga ile kol kola girdiler ve merdivenlere doğru bir adım attılar. Bizde onların hemen arkasından. Jungkook hemen yanımda gülümseyerek yürüyorduk. Gelin ile damadı davet ediyoruz diye birisi mikrofonla söyleyince büyük alkışlar içinde merdivenlerden indiler. Bizde bir iki dakika sonra. Ben Jungkook'un koluna girdim. Elif Jimin'in. Feride Jin'nin. Öylece indik. Beyza ile Suga dans etmeye başladılar. Bizde bize ayrılan masaya oturup onları izledik.
Düğün çok iyi gidiyor. Bir aksilik yok. Olmadıda. Ama gece uzun. Ne olacağı hala belli değil. Kalbimde ki acı geçmedi. Hatta her geçen saniye katlanıyordu. Ama ben unutmaya çalıştım. Aklımı hep iyi olacak diye inandırdım. Ama kalbim inanmıyor.
Oyunlar oyananırken bir dans daha. Damadın arkadaşları ve gelinin arkadaşları birer eş bulup dans edeceklerdi. Ben tabii ki Jungkook ile. Jungkook ayağa kalkıp bana teklif edince seve seve kalktım. Elini tuttum ve beraber pistin ortasına gittik. Beyza ile Suga'nın yanında ki yerimizi aldık. Elif ile Feride'de aynı şekilde kalktılar. Eee diğerleri. Diğerleri kayıtsız kaldı. Biz dans etmeye devam ettik.
Jungkook'u doyasıya izledim ama doyacağa benzemiyorum. Yüzünü inceledim. En ince ayrıntısına kadar. O da aynı şekilde benim yüzümü inceledi. İkimizinde yüzünde mutluluk gülümsemesi eksik olmuyordu. Durmadan gülümsüyorduk.
Bir anda alnını alnıma yasladı. Huzurla gözlerimi kapattım. O da kapattı. Bunu hissettim.
Jungkook: Seni senden çok seviyorum Gece? En yakın zamanda da tamamen benim olacaksın. Ölesiye kadar.
Bu da demek oluyor ki evlenme teklifi edecekti. Peki ya ne zaman?
Jungkook: Biraz daha bekle.
Ben: Senin olmaya hazırım. Seni çok seviyorum çünkü.
Dudağıma küçük bir öpücük kondurup başımı göğsüne yaslayıp kollarını sımsıkı sardı bendenime. Saçlarıma da bir öpücük verdi. Tam o sırada şarkı bitti. Herkes yerine geçti. Düğün devam etti. Konuşup kahkahalarla gülüyorduk. Ara sıra bizde eğlenceye katılıyorduk. Ara sıra Beyza ile ilgileniyorduk. Bizim erkeklerde Suga ile. İkiside çok yorulmuştu. Yazık Suga daha çok. Derdini anlatamıyor ya insanlara.
Daha düğünün bir iki saatlik kısmı kalmıştı. Bir kız yanıma geldi.
Kız: Abla gelin odasında birisi seni çağırıyor.
Ben: Kim?
Kız: Bilmiyorum. Önünden geçerken çağırmamı söyledi.
Ben: Peki.
Kız gitti. Jungkook'a baktım. Oynayanlara bakıyordu. Ayağa kalkıp arkamı döndüğüm an elimi tuttu. Başımı çevirip baktım.
Ben: Hemen geliyorum. Gelin odasına gidip gelicem.
Jungkook: Hemen gel. Sadece beş dakikan var. Ben de Suga'ya bakıcam. Yazık.
Güldü. Bende güldüm. Elimi bırakmadan kalktı. Elimi kaldırıp üstüne öptü.
Jungkook: Sensiz olmaya dayanamıyorum.
Ben: Ahh sanarsın ölüme gidiyorum. Gelicem Jungkook.
Dedim alayla söylediğim şeyle birlikte elimi çekip çantamı masadan alıp merdivenlere yöneldim. Gelin odasına girdim ama kimse yoktu. Kapıyı kapatmadan içeri bir adım attığım an arkamdan birisi kapıyı kapattı. Sonra da ağzımı. Beni bekleyen kişi kapının arkasına saklanmış. Bende salak gibi görmedim. Beni koltuğa iktirdi. Sırtım koltuğun sırt koyma yerine gelince yavaşça doğruldum. Bu adamda kimdi. Üzerime çıkıp tam bağıracağım sırada ağzımı tekrar kapattı. Elinden kurtulamaya çalıştım ama üzerimde oturduğu için işe yaramadı. Kasketini özenle çıkardı ama yine tanıyamadım.
Adam: Şimdi Gece hanım beni tanıyamadınız demi.
Başımı korkuyla olumsuzca salladım.
Adam: Sana mesajları yazan benim. Jungkook'un ablasının kocasıyım ben. İkinci olan.
Anlam veremediğim için kaşlarımı çattım. Jungkook bana ailesi ile ilgili hiç bir şey anlatmamıştı.
Adam: Ahhh sana anlatmadı mı? Ben anlatayım. Şimdi Jungkook'un ablası Jungkook'un en sevdiği kadını yani annesini öldüren adama aşık oldu. Tabii ablası bunu bilmiyordu. İşte sonra Jungkook bu adamı öldürmek için yemin etmiş. Ablası o kişinin o kişi yani annesini öldüren kişi olduğunu anlayınca aşkını kardeşinden saklamış.
Derin bir nefes alıp devam etti.
Adam: İşte sonra bir gün Jungkook annesini öldüren adamın nerede olduğunu öğrenmiş. Bir oteldeymiş. O günde o adamla buluşmak için ablası gitmiş. Bunlar koltukta öpüşürlerken Jungkook basmış. Sonra da silahını çıkardığı gibi ikisini de vurmuş. Adamı tam kafasından.
Son cümleyi söylerken elini silah gibi yapıp başıma götürdü. Sonra da vurur gibi yapıp indirdi.
Adam: Ablası sonuçta. Ablasını da sırtından vurup gitmiş. Ablası hayatta kaldı. Benim sayemde. Ama sevdiği kişi öldü. Onunla şu an evliyiz çünkü öyle gerekti. Şimdi de Jungkook'tan intikam almaya geldik.
Dediği an bir silah sesi duyuldu aşağıdan. Elinden kurtulmak için çırpındım. Kalbim büyük bir korkuyla doldu.
Adam: Merak etme. Daha kimse ölmedi. Şimdi aşağı in. Ve olanları izle.
Dedi üzerimden kalkarken. İçimde ki ne olacak dehşediyle ayağa fırladım ve koşarak aşağı indim. Bütün herkes donmuş gibi elinde ki silahı Jungkook'a doğrultan kadına bakıyordu. Bende hemen arkalarından onlara eşlik ettim. Kadın bir şeyler anlatıyordu. Ama benim tek düşündüğüm Jungkook'a bir şey olursa ne yapacağım. Onsuz olamıyorum.
Bütün nefesler tutuldu. Herkes icinden dua etmeye başladı. Kadın sustu ve benimle kısa bir göz teması kurdu. Telefonuma mesaj geldi. Bakmak istemedim ama art arda geldiği için çıkardım ve baktım. Gizli numara. "Arkanı dön ve yürü. "Yürü." "Sus ve yürü." "Her şey bitti." Hiç bir şey demeden uydum. Arkamı döndüm ve yürüdüm. Yavaş yavaş artık adımalrımı gözlerimden akan yaşlarla.
İkinci adımımı attığım an iki el art arda silah sesi duydum. İki kere sırtımda bir yanma hissettim. Düşmedim. Olduğum yerde dikildim. Herkes çığlık çığlığa kimin vurulduğunu anlamaya çalışırken yavaşç onlara döndüm. Kimse arkasını dönüp bakmıyordu. Kimse vurulmamıştı ben vurulmuştum. Ben...
Jungkook'un endişeli gözlerle etrafa bakarken onun yandan görünüşüne baktım son kez. Etraftakilere. Kankalarıma. Bizimkilere. Evet bizimkiler oldu artık tamamen. Artık ben yokum. Ama onlar hala burada olacak. Olsundu. Onlar mutlu olsun. Zaten ben bu hayatı hak etmiyordum. So kez baktım herkese. Artık devam eden bir hayatım olmadığını son kez içinden söyledim. Kabullendim. Jungkook'un beni unutması için ve güzel bir hayatla devam etmesi için son kez dua ettim. Her şeyin bir sonu vardır. İşte şimdi de benim hayatımın sonu... Her şey bitti. Her şeyin bittiği nokta bu nokta. Tam burası...
-
Bir şey demiyorum. Ağlıycam çünkü. Ama yine de kendinize iyi bakın.Sevdiklerinize zarar vermezsiniz asla. Çünkü siz onu kendinizden bile çok seviyor, önemsiyor, koruyorsunuzdur.
😢😢
------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon Jungkook
FanfictionNerden bileyim onun sen olduğunu? Ben o adam sanmıştım ama sen çıktın. Şimdi de beni tutuyorsunuz. Resmen kaçırdınız. Beni korumasaydınız olmazdı. Siz istediniz. Benim suçum yok. Ama bunu anlayan kim? Sadece kendi bildiğini okuyor. Bana kötü davranı...