Kendimi toparlayıp Tae'nın dediği şeyi düşünerek indim taksiden. Yüzümü hızla sildim. Tae'nın arabadan indiği fark edince dönüp yüzüne baktım.
Ben: Gelirler birazdan.
Tae: Hatta geldiler.
Arkamda duran arabalara baktım. Gelmişlerdi gerçekten. Hepsi arabadan inince bir süreliğine tuttukları eve doğru yürümeye başladım. Onlardan önce kapıyı anahtarla açtım ve girmelerini bekledim. Hepsi tek tek girdiler. Bavularını yukarı çıkartıp hepsi yolun yorgunluğuyla koltuğa yığıldılar. Bende onları uzaktan öylece izledim.
Her şey ne kadar hızlı gerçekleşmişti. Onlarla tanışmam yaşadıklarımız, olanlar... Ve şimdi. Ne kadar garipti. Olanlara bakarsak ben ilk başta beni bıraktıklarında bir daha onları umursamayacağımı, bir daha görüşmeyeceğemi düşünürken onlardan birine aşık olmuştum. Şimdi ise hepsi benim hayatımda önemli bir yere sahip. Onlar artık bana ait... Benim hayatımdalar çünkü. Bir kere girdiler ve onları bırakabileceğimi sanmıyorum. Onlar beni bırakabilir ama ben yapamam.
Jin: Gelsene. Ne dikiliyorsun? Merak etme yer senden dayanıklı.
Jin'in dediği şeyle düşüncelerimden sıyrıldım ve onların yanına gidip biraz eniştemle konuşmak istedim. Ahh... Gidip diğer yanına oturdum.
Suga: Ne yapıyorsun Gece? Seni hiç iyi görmedim.
Ben: iyi değilim çünkü. Bunları boş verelim. Şimdi şöyle bakalım bu kararı verken her şeyi düşündün demi?
Suga: Evet ne oldu?
Ben: Hani Beyza gibi... Immm. İnatçı biriyle- Ahhh. Ne atıyorsun ya? Özürlü.
Dememle hepsinin yüzünde bir gülümseme oluştu.
Ben: Beyza o yastığı al-
İkinci yastığı da yememle herkes kahkaha atarken sinirle Beyza'ya baktım. Bu tabi ki yalancı bir sinirdi.
Ben: Çocuklarınıza acıyorum. Suga sana daha da çok acıyorum. Bu sefer önümden değil arkamdan yediğim yastıkla kimin attığına bakmak için sinirle yavaş yavaş döndüm. Feride ha.
Feride: Ne karışıyorsun? Onun çocukları. Sen kendi çocuklarına bak.
Ben: Daha yok.
Feride: Olur.
Ben: Uff tamam ya. Ama yine de sen bir daha düşün.
Dedim Suga'ya dönerek. Bu sefer Beyza'nın attığı yastık Suga'nın kafasına geldiğin an herkes kahkahaya boğuldu. Elif gülmekten yere düştüğünde herkes yine durmadan gülüyordu. Kahkahalar hava da uçuşuyordu. Keşke Jungkook'ta olsaydı.
Herkes sakinleşmeyi başlarınca eski yerlerimize döndük.
Elif: Beyza yarın demi yemek.
Beyza: Evet. Herkes geliyor.
Ben: Ben gelmiyorum.
Herkesin bir anda bana odaklanmasıyla bütün gözlerin üzerimde olmasından rahatsızlanıp yere baktım. Ellerimi dizlerimin üzerinde serbest bir şekilde birleştirdim.
Ben: Yani gelemiyorum. Gelemem.
Beyza: Hayır Gece.
Ben: Özür dilerim.
Diyince gözlerimin yine dolmasıyla onların yanında ağlamak istemiyorum. Kahretsin hayatımın her anında ağlar olmuştum. En ufak şeyde.
Beyza: Neden Gece? Birisi bir şey mi diyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala Mafya Bozuntusu /Jeon Jungkook
FanfictionNerden bileyim onun sen olduğunu? Ben o adam sanmıştım ama sen çıktın. Şimdi de beni tutuyorsunuz. Resmen kaçırdınız. Beni korumasaydınız olmazdı. Siz istediniz. Benim suçum yok. Ama bunu anlayan kim? Sadece kendi bildiğini okuyor. Bana kötü davranı...