Tanıtım!!!

12.1K 406 547
                                    


Arkadaşlar Yeni bir kurgu, Yeni bir hayat ve Yeni bir karakter... Aklımdan geçen ve beni yazmaya teşvik eden bu hikayenin kısa bir özetini sizlere sunuyorum... Umarım beğenirsiniz ❤️❤️❤️

Bu arada kapak konusunda sanat eseri çıkaran hisiktas ablama çok teşekkür ederim ❤️❤️❤️

"Hey!!! Dur!!!"

"Dursana!"

"Seni bir elime geçirirsem parçalarına ayıracağım!!!"

Yorulmak yok ayaklarım, titreme bacaklarım şimdi sırası değil. Daha hızlı koşmam gerekiyor, peşimde dişlerinden kan damlayan bu azılı köpeklerden kurtulmam için.

Beni kovalamalarındaki tek neden, mahrem hazinemi koruma arzusuydu. Bir pisliğin elinde heba olacak geleceğimi kurtarmak istememden ötürü başıma gelecek en kötü senaryodan kaçıyordum.

Karanlık izbe sokak aralarında koşuştururken, arkamı kontrol etmeyi ihmal etmedim... Ama bu kontrol bana pahalıya patladı. Çıkmaz sokağa girdiğimi anladığım da, ağzımdan çıkan küfre engel olamadım. Şayet bir çıkış yolu bulamazsam, bittiğimin ispatıdır.

"Hadi ya!!! Şimdi sıçtım!" Köşede duran büyük çöp konteynerı dikkatimi çekti. Düşünmeden içerisine atlayarak saklanmaya çalıştım. Eğer bulurlarsa; hayatım bu gecenin karanlığından daha koyu olacaktı.

"Nereye kaçtı bu kaltak?"

"Abi bulamazsak patron bizi ne yapar biliyorsun değil mi?"

" O orospuyu bi elime geçireyim, patrondan önce ben altıma alacağım!" İblis, şeytanın yamağı olmalıydı bu adam. Körü körüne yataklık ediyordu Ekrem denen pisliğe.

"Biraz da şu tarafa bakın, ben mekana döneyim, etrafında dolanıyor olabilir!" Saklandığım çöplükten başımı hemen çıkarmadım. Ellerimi ağzından çıkan nefesi bastırmaya çalışırken, çöpten yayılan koku boş midemin bulanmasına sebebiyet veriyordu. Üzerime kusmamak için ekstra mücadele verdim.

Sesler uzaklaşmaya başladığında, etrafı görecek kadar başımı uzattım. Kimse yoktu ve yeterince sessizdi. Çöp kutusundan atladım, çıkmaz sokağın sonuna gelip kendimi emniyete aldım ve aksi yöne hızla koşmaya başladım.

Artık yorgunluk iyice bedenimi esir almaya başladı. Koşmayı bırakıp bir süre yolumu yürüyerek devam ettim. Sürüklenen ayaklarım asfaltı kazırken, karanlığı aydınlatan az ilerideki araba farları ışık tutulmuş tavşan gibi olduğum yerde donup kalmama neden oldu.

Ekrem'in olma ihtimali tüm hücrelerimi titretmeye yettiyordu. Kendimi kapana sıkışan bir av gibi hissediyorum. Nereye kaçacağını şaşırmış masum bir ceylanın gözlerinde beliren ölüm korkusu sarıyordu bedenimi.

Adımlarım geri geri giderken, adım haykırıldı, ayın cılız gölgesinde kalan boş sokaklarda. Ellerim, safra kadar iğrenç ağzından çıkan adımı duymamak için kulaklarıma kapandı.

"Deva! Dur lütfen! Deva! Söz veriyorum sana zarar vermeyeceğim! Devaaa!!!" Titreyen bacaklarım son gücüyle koşmaya başladı. Kapandan kurtulan av, avcısından kaçmayı başarmıştı.

Bar ve pavyondan bozma meyhane ışıkları arasında koşarak ilerlemeye devam ederken, sokağın başında duyulan seslere başımı çevirdim.

"İşte orada! Koşun yakalayın şu fahişeyi!" Allah kahretsin bu kez köpekleri bulmuştu beni. Tabanlarım ağrıyana kadar koştuğum sokak aralarında dejavu yaşıyordum sanki, kahretsin yeniden çıkmaz bir sokağa girdim. Göz yaşlarım ise akmak için sırada bekliyorlardı adeta.

Aynadaki BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin