Bu bölüm Adal'dan arkadaşlar...
Birde bu bölüm RAWA-22 değerli okuyucuma armağan ediyorum...❤️❤️❤️
Medyadaki şarkıyı da tüm okuyucularıma❤️❤️❤️
Başlamadan belirteyim bu bölümde +18 mevcut... Bilginize.
Alışamadı kör karanlığa gözlerim, sağır oldu sanki ölüm gibi gelen bu sessizlikle kulaklarım. Mezarım olmaya yemin etmişti sanki bu ev.
Hani neredeydi benim güneşim. Çölün ortasında oradan oraya savuran kum fırtınam. Ne bir ses, ne bir nefes yoktu hayat gayemden.
"Deva... Deva Nerdesin?" Adı kaç kez yankılandı karanlığa telaşla çarpan sesimde ama hala çıt çıkmıyordu.
"Deva... De..." ikinci kez bağırmak üzereyken adı dilimde yarım kaldı salonda yanan ışıkla beraber ve elimi belimdeki silaha atarak kavradığım gibi boşluğa doğrulttum.
"Buradayım bağırma." Sesini duyduğum anda yandığım ateşlerden serin sulara atılmış gibi rahatladım.
Silahı indirip başmı salonun eşiğinden içeriye uzattığım da "Çok şükür iyisin." Diyerek verdiğim derin nefesle Deva'nın üzerine hızla adımladım.
Narin beline silahın soğuk kabzasını sıktığım elimi bastırarak kendime çektim. Neden Devirdiğini anlamadığım sarı çöllerini görebilmek için boşta kalan elimle çenesini kavrayıp eğik başını kaldırdım.
"Seni göremeyince endişelendim. Ne yapıyorsun karanlıkta tek başına?" Gösterdiği ana kadar fark edemediğim masayı işaret ettiğinde küçük çaplı bir şaşkınlık yaşadım.
"Sana sürpriz yapacaktım ama sen öyle telaşla bağırınca ışığı yakmak zorunda kaldım...." Deva'nın buruk sesi yarıda kalırken, özenle hazırlanmış masadan alamadım gözlerimi.
"Sürpriz mi? Bir şey kaçırmadım öyle değil mi?!" Giden aklımı yerine çağırıp hangi özel günü araladığımın muhasebesini yaptık.
"Yok hayır, öylesine..." Alnına sıcak dudaklarımı bastırıp tepki vermeyen kırgın kadınımın gönlünü almak için yumuşattım sesimi.
"Ev karanlık, senide göremeyince endişelendim, özür dilerim... Hadi asma yüzünü lütfen." Hala gözlerime bakmamak için kaçırıyordu derin bakışlarını benden.
"Tamam önemli değil. Zaten öylesine... Yani... Aman neyse saçmaydı zaten." Kısılan gözlerimle bozguna uğramış düşüncelerini anlatan tatlı nefesini kesmemek için zor tuttum kendimi.
"Hayır önemli. Hem ayrıca neden saçma olsun? Gayet hoş." Kıskacımdan kaçmaya çalışırken silahın soğuk metalini daha bi bastırdım kalçalarına. Bir beden olurcasına yakınıma çektiğim de, bu defa pembeleşen yanağından öptüm.
"Sesini duyduğumda içim rahatladı ama inan seni böyle görmeyi beklemiyordum, gerçekten sürpriz oldu. Salona seni görmek için başımı uzattığımda şaşırmadım desen yalan olur." Bir adım geriye gidip giydiği, eteği dizlerinde biten dantelli buz mavisi elbisesine ellerini sürterek gözlerimin içine dikti bakışlarını.
"Ya, yalancı. Ben gösterene kadar masayı bile fark etmedin." Başımı geriye savurup kahkahaya atarak yeniden ekşi suratlı Deva'ya döndüğüm de; iki yandan örülüp başına taç yaptığı saçlarına dokundum parmak uçlarımla.
"Tamam kabul, masayı fark etmedim lakin bu güzelliğini fark edemeyecek kadar da kör değilim."
"İyide sen benim bütün sürprizimi bozdun ama... Ne varda sanki öyle deli danalar gibi bağırıyorsun?" Bu kızın ilk gördüğüm andan itibaren bazı durumlarda büründüğü masumluk daha bi cezbedici hale geliyordu her geçen gün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynadaki Ben
Teen FictionBalçıkla sıvanmış bir hayat, ne kadar temiz olabilir ki ??? Soruyorum size??? Aşk mı daha yakın ömrüme? yoksa ölüm mü? Hangisi kaderim?