Aynadaki Ben

Gizli Savaş...

Bölüm Ekrem'den geldi...

Keyifli okumalar dilerim arkadaşlar ❤️❤️❤️

asel_tmk01 hitaf edilmiştir.

Deva'dan ayrı geçen anlamsız günler birbirini takip ediyor, tıpkı benim adım adım o piç kurusunu takip ettiğim gibi.

O itin etrafında kim varsa birer birer zamansız alacağım elinden. Önce o bir sikime yaramayan adamlarından başlayacağım. Sonra dostlarından... Ve son olarak Deva'yı alacağım elinden. Tek başına sefiller gibi ölmesi için elimden ne geliyorsa onu zevkle yapacağım. Benden kadınımı almak, beni bu lanet bastona mahkûm etmek neymiş götünü sike sike göstereceğim o piç kurusuna.

"Ben doktora gidiyorum gelecek misin?" arkamda yankılanan sesle düşüncelerimden sıyrılıp bastonumdan destek alarak seyrettiğim denize arkamı döndüm.

"İyi git n'apim?" Mine son zamanlarda bana karşı bir tavır içerisine girdi.
Sanırım o karnında kabullenemediğim  bebeği aldırmak için onu zorlamamdan dolayı olmalı.

Canı olmayan küçücük et parçasına bu kadar bağlaması çok saçma. Sanki Mine'den anne, benden baba olacakmışcamış gibi kendi kendine hayaller kurması garip geliyor.

"Bugün cinsiyetini öğreneceğim belki gelip öğrenmek istersin diye demiştim ama neyse..."

"Ben neden öğreneyim senin piçinin bandrolünü..."

"Biliyor musun Ekrem? Eskiden az da olsa insandın, şimdi gerçekten şeytan olmuşsun." Sözleriyle canımı yakmaya çalışan kadına kaşlarımı havalandırarak dudaklarımı birbirine bastırıp güldüm. Çünkü benim canım Deva'nın gidişiyle zaten kavrulmuş durumda.

"Laf mı soktun yani? Hadi Mine git de  piçini başka yerde gezdir!" Ciddiyetime dönerek sesimin tonunu sertleştirdiğim anda Mine dolan sahte gözyaşlarıyla arkasını dönüp çıktı salondan.

Yeniden manzaraya dönerek Deva'nın o marur bakışlarını hayal ettim yüreğime ortak çalkantılı denizde.

1saat sonra...

"Selamın aleyküm... Senin kargo tamam. Yarın bu saatlerde Deva'nın elinde olur... Bu arada İki gün sonraki toplantı için Davut'la görüşecektin ne oldu o iş?" Başımı yerden alıp Pusat'a kaldırdım.

"Güzel. Bakalım Deva hediyemi beyenecek mi?"

"Deva'yı bilmem de, Davut'un hediyeni beyenmeyeceği kesin. Hala konuşmadın değil mi?"

"Hayır... Çünkü Davut o günü göremeyecek." Şaşkınlıkla bakan Pusat kaşlarını çattı.

"Nasıl olacak o iş?"

"Öldüreceksin!" İki elini beline asıp alayla güldü yüzüme.

"Sen kafayı mı yedin? O adamın etrafında bin tane koruma var! Menziline girdiğim andan beni sikerler biliyorsun değil mi?"

"Sen bir yolunu bulacaksın..." Sözümü kesip üzerime atıldı bağırarak.

"Ben senin paralı köpeklerinden değilim anladın mı? Bana sakın emir vermeye kalkma yoksa o Adal mıdır nedir ona bırakmam ben alırım o pis canını!" Oturduğum koltukta geriye yaslanarak protezli bacağımı uzattım. Zira parçalanan kemiğin yerine konulan metaller canımı yakıyordu hala.

"Sakin ol! Karşında abin olduğunu unutma sakın!"

"Abi mi? Sen benim hiç bir şeyim değilsin! Buraya geldim; çünkü geçmişin düzeleceğine inandım. Yaptığın aptallığı telafi edeceğini düşündüm." Gözlerim bir noktaya sabitlendi. Sessizlik sis misali sardı etrafımı ve ben sustukça Pusat avazı çıktığı kadar bağırdı.