Arkadaşlar medyadaki şarkı benden sevgili okurlarıma gelsin...
Canı gönülden seviliyorsunuz!
"Deva." Odamın içerisine sinen ses tanıdık, bir o kadar ürkütücüydü.
"Deva, uyan güzelim seni almaya geldim, uyan artık hadi ama!" Gözlerim aralandı birkaç kez kırpıştırdıktan sonra gördüğüm kişiyle dehşete düştüm.
"Senin ne işin var burada!" Telaşla etrafıma bakındım. Evet evdeyim lakin ne Adal, ne de Efkan yoktu etrafta.
Yeniden Ekremi bulan gözlerim ellerinden parmak uçlarına yol yapan kan sızıntısının yere damladığını gördüm. Yere her düşen damlada şıp sesi çığlık misali büyüyordu.
Korkunun sardığı her hücremi sakin tutmaya çalışarak bakışlarımı yavaş yavaş yere kaydırdığımda gördüğüm kan gölüyle çığlıklarımın firar edişine engel olamadım.
"Hayvan ne yaptın ona? Allah'ım hayır! Hayır!" Üzerime örtülü yorgandan kurtulup yerde boğazı kesilmiş halde kanlar içinde yatan Efkan'a dokunmaya çalıştım lakin ellerim dokunmaya kıyamadı tatlı uykuya dalmış, dokunsam uyanacakmış gibi duran canım arkadaşıma.
"Benim yüzümden. Efkan affet beni... Efkan n'olur affet. Efkan!!!"
"Öbür piçi de getirin! Ekrem'in sesiyle kapıdan içeri Musa ile giren yüzü gözü dağılmış Adal'a çevirdim bakışlarımı.
"Hayır.... Hayır.... Ekrem yapma hayır.... Hayır!" Adal'lın başını kanlı ellerinin arasına alıp bıçağın keskin yüzünü boğazına dayadı.
"Yapma n'olur... Ne istersen yaparım, yeterki yapma..." Ekrem'in pislik yüzü keyifle gülmeye başladı.
"Bir şartla bırakırım Deva bu piçi, yalnız bir şartla?"
"Tamam ne istersen yapacağım? Yeterki bırak onu." Efkan'ın acısı beynime balyoz misali inerken, Adal'lı kurtarmak için şartsız pazarlığa oturdum.
"Dinleme onu Deva... Kaç buradan, kaç kurtar kendini." Ekrem çenesini sıktığı için Adal'ın sesi boğuk ve kısık çıktı ona boyun eğmememi isterken.
"Şartımı dinlemeyecek misin Deva? Efkan kaybettim Adal'ı da kaybetmek istemedim. Bir canın daha vebali binmesin bu toprak olasıca omuzlarıma.
"Kabul.... Bırak gitsin hadi!" Adal başını iki yana sallayarak itiraz etse de; onu kurtarabilmek için kabul etmek zorundaydım.
"Bu piç kurusunun önünde benimle sevişeceksin!" Aniden donup kaldım. Beynim ne dilime, nede her hangi bir uzvuma hükmede bildi.
"Bu... Bu... Olmaz yapamam.... Olmaz Adal affet beni... yapamam! Olmaz bunca zaman dokunmadın şimdi de dokunma.... Yapamam... Yapamam Ekrem." Adal'ın gözlerine çaresizce baktım bulanıklaşan irislerimle.
"İyi o halde! Ona veda et!" Gözlerimi sıkı sıkı kapatıp ellerimi öne doğru uzatarak bağırdım.
"Dur tamam Allah'ın belası... Tamam..."
"Deva yapma!"
"Üzgünüm. Seninde benim yüzümden ölmeni istemiyorum!"
"Ben dediğini yaptığın anda zaten ölürüm Deva, yapma..." Sözü bitmeden bıçağın keskin yüzü Adal'ın boğazıyla buluştuğu anda etrafa ve üzerime sıçrayan ılık kanla neye uğradığımı şaşırdım.
"Hayır.... Hayır... Hayır.... Hayır, hayır.... Aaaaaaaa!" Ekremin kahkahalarına karşıtı acı acı kopan feryatlarım.
"Sen yine altıma yatacaksın, o boşu boşuna öldü!" Deli gibi bağırmaktan başka elimden gelen bir şey yoktu. Aklımı yitirmek üzereydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynadaki Ben
Teen FictionBalçıkla sıvanmış bir hayat, ne kadar temiz olabilir ki ??? Soruyorum size??? Aşk mı daha yakın ömrüme? yoksa ölüm mü? Hangisi kaderim?