ilk adımlar

1.6K 111 547
                                    

Daldığım derin huzurlu uykudan araladığım göz kapaklarımı yanlızlığa açtım. Sarıldığım battaniyeye tutunup doğrulduğumda tenimi yalayan serinlik seftali tüyü denilen derimde yer alan tüylerim diken diken oldu.

Kirpik uçları batan göz kapaklarımı birkaç kez kırmıştırıp etrafa yeniden göz gezdirdiğimde burnuma dolan duman kokusunun aralık kapıdan içeri sızdığını fark ettim. Kapının önünde sigara içtiğini anladığım Adal içeri girmeden giyinip bir an önce bu berbat yerden gitmek istedim. Üstelik karnımda epey acıkmıştı.

Çıplak ayaklarımı yataktan sarkıtıp yataktan daha berbat durumda olan yere parmak uçlarımla basarak kalktım. Gündüz gözü kaldığımız bu barakaya tekrar baktığımda nasıl kaldığıma hayret ettim. Bizim eski evden bile daha berbat ve pisti.

Askıda kurumuş kıyafetlerime asılarak toza bulanmış üzerime giydim. Yerde duran ayakkabılarımı da çoraplarımı giymeden geçirdim kirli ayaklarıma ve yavaşça adımlayarak kapıya doğru ilerledim.

Aralık bırakılan kapıyı parmak uçlarımla açarak omuzlarını yukarıya çekmiş kendini sabahın serinliğinde kasarak sigarasının dumanıyla meşk eden adama yüzüme gülücük yerleştirerek seslendim.

"Günaydın!" irkildiği anda dalgınlığını hissettiren Adal'ın bana dönen kızarmış bakışlarına takılarak yaklaştım.

"Günaydın?" Gece birbirine karışan tenlerin aksine çekingendi bugün tavrım. Oysa ben daha yakın olurduk sanıyordum.

"Gidelim hadi bir an önce. Eşyalarını al, bende kapıyı halledeyim." Başımı sallayarak içeri girdip çantamı aldım.

"Çok sürer mi?"

"Tel buldum içeride onunla bağlarım. İçeride biraz para bırakayım gideriz."

"Tamam."

Dışarı çıkıp genzimi yakan toz kokusunu bastırmak için temiz havayı ciğerlerime çekerek sessizce Adal'ın işinin bitmesini bekledim.

İçeri girip cebinden çıkardığı parayı yatağın üzerine attıktan sonra eline aldığı telle dışarı çıktı ve kırdığı kilidi bir birine geçirip arasından teli sokarak bir kaç kez büktü.

Yerinde doğrulup ellerini sirkeleyerek yanıma adimlarken yüzünün asık olması dikkatimden kaçmadı ama sormaya da gerek duymadım.

"Hadi gidelim."

"Ne tarafa gideceğiz?"

"Patika yolu takip eder aşağı doğru sallanırız."

"Sallanalım o zaman bir an önce, çünkü çok acıktım..." Gözlerimi büyüterek yüzümü garip şekillere sokunca asık yüzü gülümsedi.

"Ben çay içmek istiyorum... İçmeden kafam yerine gelmeyecek yoksa." Beyzadenin ekşiliği belli oldu, gecede çay diye tutturmuştu zaten.

Patika yola girerek hızlı adımlarla bayır aşağı yürümeye başladık. İçimde bir şey unuttum hissi bir türlü gitmeyince Adal'ın sıkı sıkı tuttuğu elimi elinden çekerek omuzumdan geçirdiğim çantamı açtım.

"N'oldu?" Kaşlarımı çatarak dudağımın kenarını büktüm.

"Bir şey unuttum gibi ama telefon anahtar çantamda. E defterim de burada?" Herşeyim tamdı lakin bu huzursuzluk neyeydi?

"Hasiktir...?" Adal aniden küfür ederek elini başına vurduğunda ne olduğunu merak etmeme gerek kalmadan devamını getirdi.

"Benzini kulübede unuttum... Hay aklımı, şansımı sikeyim!"

Aynadaki BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin