Arkadaşlar bu bölümde Adal'dan...
Keyifli okumalar dilerim ❤️❤️❤️
Neden bilmiyorum ama bu bölümü yazarken medyadaki şarkıyı dinleyerek yazdım ve bölüme yakıştırdım. İnşallah sizden beğenirsin ❤️❤️❤️
Deva'yı muayene ettirip eve geleli neredeyse iki saat oluyordu. Doktorun dediğine göre bir kaburgasında çatlak ve düşmeye bağlı olarak ciddi zedelenme oluşmuş.
Omuzuna batan dal parçasını çıkarıp pansuman yapan Avni abinin bandajını çıkarıp yarayı ıslattığımız için yeniden temizleyip pansuman yaparak sardılar.
Kollarında, bacaklarında ve güzel yüzünde yer alan çizikler için verilen silverdin kremi eve gelmeden yanında yazılan ağrı kesicilerle birlikte eczaneden aldık. Birde her ihtimale karşı kas gevşetici krem verdiler.
Bir kaç gün dikkat edip dinlenmesi; hem zihnini, hem de bedenini toparlaması gerekiyordu... Peki ya ben? Beynimde oyuklar açan kurt bile soru işaretlerini düşünmemi engellemiyorken, sorularımın cevaplarını almadan nasıl huzur bulacaktım.
Derince of çekip sehpanın üzerinde duran sigara paketine uzandım. Dertler bir bir değil topluca geliyordu üzerime anasını satayım. Eve geldikten sonra Haktan abi aradı, Bursa'daki bazı mekan sahipleri toplantı istemişler. Timur abinin beni geçen yıl vârisi ilan etmesiyle benimde o toplantıya iştirak etmem gerekiyormuş.
Bu toplantıda acze mi isteyip babasının işlerini Efkan'a devredeceğimi söyleyecektim. Çünkü biliyorum Efkan'da en az benim kadar tuttuğunu koparır, hakkını asla yedirmezdi. Nasılsa Volkan faktörü yoktu önünde.
Bense açtığımız henüz yoluna koyamadığım mekana yoğunlaşıp Deva ile sorunsuz, endişe duymadığım bir hayatın keyfini sürecektim. Tabi öncelikle şu bedbaht hayatıma çomak sokanları etrafımdan uzak tutmam gerekiyordu... Baştaşta da Ekrem denen orospu çocuğunu.
"Ebul nerede? Yine kayboldu ortalıktan?" Efkan uzandığı koltuktan tek gözünü aralayarak cevap verdiğinde bende dudaklarıma astığım sigaramı ateşledim.
"Burcu bir şeyler istemiş, gönüllü olarak almaya gitti." Gülerek kurduğu cümleye bende gülmeden edemedim.
"Olsun bakalım... Ancak gönüllü oluyor zaten, gerisi yok."
"Adal, sırası değil ama Deva'ya ne olmuş? Pusat, dede ne işler dönüyor ortada? Ebul'e sordum oda pek bir şey anlatmıyor." Efkan istifini bozmadan Deva'nın başına gelenleri sordu lakin bende bilmiyordum henüz.
"Daha soramadım neler olduğunu, biraz toparlanmasını bekliyorum. Hemen üzerine gidip sıkmak istemiyorum." Sağ dirseğinin üzerinde doğrularak o kendine özgü şaşkın ifadesini takındı.
"Daha iki gün önce dünyayı bize zindan eden sen mi? Şu iki günde ne değişti Adal? Seni ne değiştirdi?" İçeride uyuyan güzeldi beni değiştiren ama bunu dile getiremiyordum hala.
"Bilmem, olaylara bir de sakin yaklaşmaya karar verdim diyelim."
"Valla iyi etmişsin o zaman, bizde biraz rahat nefes alırız hiç değilse... Gerçi Tanem varken de böyle sakin dikkatliydin ama bu kadar değil! Gelen bahar seni baya etkilemiş anlaşılan." İmalarına aldırış etmeden sigaramı nefeslediğimde koridordan gelen seslere kaşlarımı hafifçe çatıp başımı geriye atarak baktım.
"Deva mı uyandı?"
"Bilmiyorum ki?" Efkan'a bakmadan cevap verirken Deva koridorun ucunda göründü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynadaki Ben
Teen FictionBalçıkla sıvanmış bir hayat, ne kadar temiz olabilir ki ??? Soruyorum size??? Aşk mı daha yakın ömrüme? yoksa ölüm mü? Hangisi kaderim?