hissizlik

2.5K 176 305
                                    

Kaç vurgun yedim dünyanın derinliklerinde. Kaç ihanet gördüm, aldatılmışlıklar. Ya Sevdiklerim? Bir bir aldılar çaresiz ellerinden. Annem; en sevilenim, göz nurum. Benim yüzümden yitip giden can yoldaşım.

Toprağın altında seni doğuracağıma taş doğursaydım diyor musun? Yoksa hala yaralı Ceylanım diye yüreğime dokunuyor musun? Mahşerde karşına çıkamaya yüzüm yok be annem!

Tüm acılarımın, bana reva görülen o iğrenç hayatın tek sorumlusu adını ağzıma küfür olan adam, babamdı. Onun o kumar sevdası olmasa Ekrem denen aşağılıkla yollarımız hiç karşılaşmayacaktı. Bursa'nın caddelerinde yan yana geçsek bile kader tanıştırmayacaktı onun pislik ruhunu.

Annem yaşıyor olacaktı, hayalimiz olan evi birgün tutup sadece ikimizin olduğu sıcak yuvamızda huzurla kahkahalarımızı savuracaktık... Ama şimdi gerçekten gülmek bile gelmiyor içimden.

O adi pisliğin esaretinden kurtuldum lakin beni ömür boyu mahkûm ettiği kara esaretten ne zaman kurtulacağımı bende bilmiyorum. O pisliğin yakamdan gerçekten düştüğü gün özgür kalacağım.

Odanın içerisinde dolaşan kan oturmuş gözlerimi karşımda benimle birlikte sessizlikte boğulan Efkan'a çevirdim. Eve geldiğinde yaygara kopararak zorla hemşirenin kolundan tutup odaya girişi gözümün önünde gitmiyor. Temiz yürekli insan. Can arkadaşım pansuman yapıldıktan sonra yeniden dikiş atılırken benim yerime acı çekti sanki.

Şimdi; dakikalardır yerdeki krem rengi halının üzerine serpiştirilmiş  renk çizgilerini takip ediyordu. Onunla birlikte bende takip etmeye başladım.

Sırtımı bir anlık dalgınlıkla yatağın başlığına dayadığımda can havliyle öne attım tekrardan kendimi.

"Ne oldu? Neren acıyor?"

"Yüreğim! Yüreğim acıyor be Efkan! Ruhum sancıyor..." Artık sinir boşalması deyin, dayanamadı, kaldıramadı... Her ne derseniz deyin firari göz yaşlarıma.

"Deva... Ağlama ne olur! Geçti güvendesin bak yanındayız... Biliyorum sana umut verdim her şey güzel olacak diye..."

"Bende aptal gibi inandım!" Akılsızlığıma gülerek karşılık verdim.

"Deva yapma böyle. Nefret ettirme beni kendimden!" Parmaklarımla yanaklarımı sildim ve yutkunarak cevap verdim.

"Asıl ben etimle, kemiğimle nefret ettim... Herşeyden, herkesten!" Başımı havaya kaldırıp tıkanan burnumdan nefes almaya çalıştım.

"Deva yaşadıklarını unut demiyorum ama geleceğe dair umutların her an olmalı, bu inancı her daim içinde taşımalısın."

"Ben inancımı kaybettim, güvenimi... İnsanların gözünün içine bakmaya, iki kelam etmeye korkar hale geldim. Bu değildim ki ben! Acizlik yakışmadı bana." Efkan duygusal yanını hiç gizlemedi, benimle birlikte akıttı mahcubiyet barınan gözlerindeki yaşları.

"Seni teselli etmek için can atardım lakin... Korkuyorum Deva." Hüzün çöktü odanın her yerine. Dile gelmeyen ne varsa aktı sel gibi iç çekilen nefeslerle.

"Allah'ın belası, hayatımı her şeyimi aldı benden!" Annemi demeye varmadı dilim.

"Deva bunu sormak bana düşmez biliyorum ama intihar etmenin sebebi ne? Ne yaşadın orada öyle..." Sert bakışlarımı diktim üzerine.

"Ne demeye çalışıyorsun Efkan, sende arkadaşın gibi mi düşünmeye başladın... Ne yani kadınlığıma dokunduğu için bileğimi kestim öyle mi?"

Aynadaki BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin