ceza

4.9K 289 343
                                    

Yüzüme çarpan su damlalarının yalancı baharına aldanmıştım ki; arkamdan duyduğum sesle açıkta kalan çıplaklığımı saklamaya çalıştım...

"Senin ne işin var burada! Çabuk... Çabuk çık dışarı. Ne hakla benim sınırlarımı ihlal edersin, hadsiz!" Pis bakışlarını üzerimde gezdirerek sırıttı.

"Gerçekten bir şeye benzesen gam yemem de; insanı iştahlandıracak bir yanında yok. Abim sende ne buldu çok merak ediyorum?" Musa pis pis sırıtmasına devam ederken, elime bir adım uzaklıkta bulunan havluya ulaşıp sarındım.

"Haddini bil! Çık dışarı hemen yoksa Ekrem ağabeyine söylerim seni!" Cümlemin bitmesiyle hızla yanıma geldi. Boğazıma yapışacakken kendimi bir adımda kurtardım.

"Bana bak orospu, abimle arama girersen anam avradım olsun seni öldürür leşini atarım bir çöplüğe!!!" Alayla gülerek baktım yüzüne.

"Gerçekten Musa, bu iyiliği bana yapar mısın? Beni öldürür müsün?" Çatılan kaşlarıyla geri adım attı.

"Manyaksın kızım sen. Siktir git başımdan!" Tam çıkmak üzereyken arkasına bakmadan durdu.

"Akşama hazırlan, Ekrem abinin cemiyetten dostları ile yemeği var sende onunla birlikte gideceksin. 6 gibi almaya gelecek seni." Soru sormamı beklemeden çıktı. Arkasından bağırarak koştum ama beni duymadı bile.

"Dur bir dakika, Musa dur! Bir yere gitmem ben... Ekrem abine söyle istemiyorum...." Koridorun başına kadar koştum fakat yetişemedim.

Musa çoktan gitmişti, bense ne yapacağımı bilmeden odama geri döndüm. Banyoda unuttuğum akan suyu kapatarak odada bulunan dolabı açtım. İçerisinde bana uygun kıyafetler ararken, gördüğüm diğer eşyalar şaşkınlığa uğrattı.

Bedenin neredeyse tamamı açık bırakacak tül gecelikler, iç çamaşırları ve yüksek topuklu ayakkabılar, terlikler vardı. Biraz daha kurcaladığım da, hayatımda görmediğim gece elbiseleri tuvaletler vardı.

Kendime göre bir eşya bulamadım derken çekmeceler de eşofman takımları çıktı önüme. Günlük iç çamaşırlarından da alarak üzerimi hızla giyindim.

Islak saçlarımdan enseme süzülen su damlalarına aldırmadan çıktım odadan. Aşağı indiğimde, evde hizmetli çalışan kız Ekrem'in döktüklerini temizliyordu.

"Kolay gelsin! Herkes gitti mi?" Gülümseyerek başını kaldırdı.

"Teşekkür ederim efendim. Ekrem beye baktıysanız o çıktı." Yukarıda yaptığım saygısızlık yüzünden kızdan özür dilemek istedim. Sonuçta onun suçu yoktu ve ben ona eziyet etmiş gibi olmuştum.

"Yukarıyı temizlenmişsin... Şey özür dilerim, niyetim saygısızlık yapmak değildi..." Sinirleri alınmıştı sanki, sürekli gülümsüyordu insanın suratına.

"Ne demek efendim, hiç önemi yok." Etrafa bakıp, kendime bir çıkış yolu bulmaya çalışmalıydım. Kıza çaktırmadan mutfaktan bahçeye açılan kapıdan çıktım güneşin sıcaklığına.

Olabildiğine büyük yeşilliklerle dolu ve kocaman havuzu olan bir bahçeydi. Hasır masa sandalye takımı, sıra sıra havuzun kenarına dizilmiş şezlonglar ve mini bar bulunuyordu. Bahçenin güzelliklerine daldığımın farkına bile varmadan karşına dikilen korumalardan birine karşılık olarak ters ters baktım.

"Ne bakıyorsun, çekilsene önümden!"

"Üzgünüm hanım efendi ama bu tarafa geçmeniz yasak!" Kaşlarımla takındığım tavrımı sert bir şekilde tepki gösterdim.

Aynadaki BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin