Aynadaki Ben

kaçak dövüş...

Evet sonunda geldim...

En güvendiğim adamlarımı ve Kurt'un güvendiği adamlara Deva'yı emanet ederek beş sene önce ki; eski eve geldim. Burası yıllar önce... Yani Tanem den önce, ölüm emirleri verilen, benimse bir şeytana dönüştüğüm yerdi. Burası Azrail'in şeytanla zorunlu iş birliği yaptığı kan kokulu çukurumdu.

Birgün bu çukura geri döneceğim aklımın ucundan geçmezdi ama şimdi buradayım ve ben buraya dönmek için maalesef ki; çok geç kaldım.

Kurt'la birlikte salonda kısa bir volta atarak bize ait ilan odalara geçtik.

Gıcırdayan gardıropu açarak o gecenin karanlığını çalan kıyafetlerime baktım bir süre. Söz verdim... Evet büyük yeminler ettim bir daha o adam olmayacağıma ama siktiğimin çocukları zorladı.

Deva için son kez şeytanı misafir edeceğim bedenime. Her şey olup bittiğinde yollarımız bir daha kesişmemek üzere ayrılacak ve ben Deva'nın sıcak kollarına, olmam gereken yere koşacağım arınmak için.

Sahi arınabilir miyim battığım kan çukurundan? Ellerime bulaşan kötülükten?

"Adal... Hazır mısın?" Kapının ardından gelen sese başımı geriye atıp cevap verdim.

"Geliyorum."

Düğmeleri yarıya kadar açık olan gömleği tek hamlede çıkardım ve ruhum kadar sihay sweatshirt'ü giydim üzerime. Ardından siyah pantolon ve siyah ses çıkarmaması için özel tabanlı botlarımı giyinip doğruldum.

Dolabın içinden gizli bölmeyi açarak özel yapım kabzasında işlemeleri olan silahlarımın ucuna susturucuları takarak belime astım. Son olarak deri ceketim ve şapkamıda üzerime geçirerek odadan hazır halde çıktım.

Kurt beni koridorda volta atarak bekliyordu. Beni görünce içtiği sigarayı havaya salarak o irdeleyici ifadesiyle yüzüme bakarak gözleriyle emin olup olmadığımı sorguladı.

"Hiç bakma öyle dostum. Sen söyledin konsey ortadan kalkmazsa bizler boşa çabalamış olacağız." Diyerek kapıya doğru adımladım.

"Tamam aslanım, bir şey demedik." Arabaya doğru adımlarken diğer yandan Kurt'un pilanını sorguladım.

"Eee, ne yapıyoruz? Plan ne?" Silahını kontrol ederek cevapladı beni.

"Listenin başında kaymakam var..." Arkamı dönerek sözünü kestim.

"Timur olması gerekmiyor mu?" Başını hafifçe kaldırıp gülmekle gülmemek arasında kaldı ciddiyetini korurken.

"Onu hallettim ben dün." Gözlerim büyüdü duyduğum anda.

"Yuh amına koyim, ne ara gittin geberttin lan adamı?" Ağzını burnunu bükerek bide sitem etti.

"Oturup şimdi sana onu mu anlatayım. Geberdi gitti işte siktiğimin pezevengi." Diyerek önümden geçip bahçede bekleyen arabaya attı kendini. Arkasından bende ilerleyerek yanındaki yerini aldım.

"Kaymakam benim o halde. Onu ben parçalarına ayıracağım." O geceki kargaşanın bir diğer mimarı ise kaymakam piçiymiş. Orospu evladı Efkan'a sıkan elini sikicem onun.