buluşma 2 (Deva)

2.5K 176 361
                                    

Uyandığımda ölmediğimi sandalyede uyuklayan başıma dikilmiş nöbetçiden anladım. Ağır göz kapaklarımı kapatarak;

"Başaramamışım!" Diye sesli düşündüm. Sesimi duyunca açılan gözler mücevher gibi parladı.

"Günaydın!" Sesi tanıdık gelen ama yüzünü ilk kez gördüğüm bu adamı tanımıyorum lakin yine de tanıdık gelen bir yanı vardı adlandıramadığım.

Bitkinin bakışlarımı ayırmadan sessiz kalmayı tercih ettim ama sürekli gülen bu adam sinirimi bozdu.

"Pardon da, neye gülüyorsun bu kadar!" Kısa bir kahkaha atıp arkasındaki kapıyı kontrol etti.

"Abim senden bahsettiğinde daha farklı hayal etmiştim de... Kusura bakma!" Yüzümü buruşturup gözlerimi kıstım.

"O abinin Allah belasını versin inşallah!" Korku benliğimi sardı. Ayağa kalkıp üzerime geldiğinde geri kaçmak isterken varlığını hissettiren sırtımdaki acıyla yüzümün şekli değişti.

"Anlaşılan abim benden bahsetmemiş! O hâlde şöyle söyleyeyim bakalım bişi çağrıştıracak mı?" Merakla çatılı kaşlarım. Kimdi bu adam ve bana neden öyle bakıyordu?

"Şahzadəniz sizi götürməyə gələcək. Qorxma!" Büyüyen gözlerle karşımda duran adama baktım.

"Hasan!.. uyandı mı?" Sesiyle birlikte kapıda Ekrem'i görür görmez ağlamaya başladım. Çünkü yapmak istediğimi başaramamış olmak, onun esaretinin devam edeceği aklıma geldiği için canımı yandı.

"Neden sürekli senin uyanmanı beklemek zorunda kalıyorum. Bir kez olsun uyanık gelemez misin bana?" Batan gözlerimde şiddetlenen yaşları umursamıyordu bile. O hala kendi âleminde geziyordu belli ki.

"Deva ağlama ne olur..." Sanki hiç bir şey olmamış, beni acılara mahkûm eden o değilmiş gibiydi.

Kapı eşiğinde duran Hasan gözlerini kısarak bizi izlerken sanırım Ekrem'le aramdaki durumu anlamaya çalışıyordu. Az önce söylediklerinden anlam çıkaramadan hala kim olduğunu, yada kime benzettiğimi düşündüm.

"Deva yüzüme bakmayacak mısın?" Ekrem sorduğu soruyla baktığım yöne baktığında bakışlarımı kaçırdım.

"Yüzüne bakarsam kendi kafana sıkar mısın?" Sesimi duyduğu anda memnun olmuştu. Gülerek karşılık verdi soruma.

"Neden böyle bir şey yapayım ki?" Akan yaşlardan dolayı yanan gözlerimi zehirli yeşillere odakladım.

"Bakışımın değdiği herkesi öldürüyorsun ya!"

"Sırf sana olan sevgimdendi...." Sesimi ayarlayamadan çıkışınca şaşırdı.

"Ama sen benim canımı çok yaktın." Ayağa kalkarak çattı kaşlarını.

"Oysa ben senin canın için ömrümü bir kibrit kavında tutuşturmaya hazırdım Deva." İçeri giren doktorla karşılık vermeden yanaklarımı ıslatan yaşları sildim.

"Merhaba, problem yoktur umarım!" Bu ben değildim. En azından böyle bir insan değildim. Çaresiz, basiretsiz!

"Benden ala problem mi var. Ölmeyi bile beceremedim." Doktor şüpheli bakışlarını Ekrem'e çevirdi.

"Eşinizin sinirleri epey yıpranmış sanırım. Size tavsiye edeceğim psikiyatrist doktor arkadaşa Deva hanım için en kısa zamanda randevu almanızı öneririm..." Doktorun karalayıp uzattığı kağıdı alan Ekrem'e baktım öfkeyle. Ahmak eşim demiş bide.

Aynadaki BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin