kurtarış

2.6K 176 586
                                    

Sıktığım dişlerimden çıkan çatırtılar öfkemin fay hatları gibi derin ve şiddetliydi. Piç kurusu damarıma basmanın yolunu iyi biliyordu!

Ne yapmaya çalıştığını az çok tahmin edebiliyordum, ortalığı karıştırıp sıvışacaktı ama atladığı bir detay vardı; ben eski Adal değildim.

Kerim'in işaretiyle geriye dönüp oda arabaya eliyle işaret verdiğinde arabanın kapısı açıldı.  Ne halde olduğunu kestiremiyerek bekledim.

O kapı açılıp içerisinden Deva çıkana kadar çarpan kalbime, bedenime dar gelen ruhuma ne demeli.  Kapıdan destek alan ince parmakları görür görmez yüksekten düşen birinin hissettiğini  iliklerimde hissettim.

Arabadan indiğinde ilk dikkatimi çeken saçlarının dağılmış halde  yüzünü gizlemesiydi. Bir haftada ne kadarda zayıflamış. Yürürken bacaklarının titreyişini buradan görebiliyordum. Onun o halinden ben sorumluydum ve şuan tek düşüncem hayat boyu pişmanlığını yaşayacağım bir şey yaşamamış olması.

Arabaları geçip başını kaldırdığında marur gözlerini gözlerime mühürlemek istedim ama Ekrem'in kolundan tutup kalabalığa aldırış etmeden saçlarını koklaması, dudaklarına eğilmesi yay gibi gerilen sinirlerimin kopmasına neden oldu.

"Senin ben amına koyayım, piç! Taşak geçiyor bizimle!" Dişlerimin arasından savurduğum küfürlerle kendimi dolduruşa getiriyordum. Deva'nın korkulu kaçamak bakışlarını fark ettiğimde taşan sabrımı gard edip Ebul'e döndüm.

"Ben gidiyorum ya!" Çatılan kaşlarımın altında öfkeyle kısılan bakışlarım avına kilitlenerek hızla adımlamaya başladığımda Timur abi arkamdan bağırdı.

"Adal... Adal... Oğlum bekle!"

" Ne bekleyeceğim... Bu kadar maskaralık yeter anasını satayım!" Bir adım gerimde benimle birlikte gelen Ebul, iki elide belinde ataktaydı.

Mesafeyi kapatıp Ekrem itinin burnun dibine kadar girdim. Aldığım derin nefesimle onu boğabilirdim. O pislikle göz temasını kaybetmeden Deva'ya seslendim elimi uzatarak.

"Deva hadi!" Ekrem pis pis sırıttığında bi dolap döndüğü gerçeğinden emin oldum. Bu kansızdan mertlik beklemek hata olurdu zaten.

"Kız gelmek istemiyor, zorlama istersen. Sonuçta tadını aldı bir kere neden bıraksın ki!" Onun o iğrenç suratında Tanem'i görür gibi olduğumda bende kayış sıyrıldı. Kontrolü kaybettim.

"Ulan seni gebertirim, duydun mu beni? Onun bunun çocuğu! Dilini keserim senin lann!" Yakasına yapıştığım anda arkasında duran adamlar silahlarını yeniden çekip beklediler. Oysa ben Musa'dan atak bekliyordum.

"Deva arkama geç!" Sessizliğini korkmasına bağlayarak tonumu ayarlayamadan yeniden seslendim...

"Deva sana diyorum!" Hırçın davrandım, Tanem'e olan öfkemi zerk ettim ama sonuç olarak buradayım ve seni kurtarmaya geldim... Yaralarımı umursamadan!

Düşünce havuzunda bu gece boğulmazsam daha da bana bir sey olmazdı. İtin iğneleyici sözleriyle yönümü değiştirdim.

"Olması gereken yerde, boşuna yırtıyorsun kıçını!" Milim kıpırdamadığında sinirimi çıkarmak, hıncımı azda olsa almak için Ekrem'in suratına kafayı gömüp savurudum.

O iki büklüm burnunu tutrak sendelediğinde; bende Deva'ya çevirdiğim başımı hafifçe eğip ürkek gözlerini görmeye çalıştım. Madem bir oyun oynuyorduk baş rolün hakkını vermek gerekirdi.

Aynadaki BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin