🍫8.Bölüm🍫

6K 711 335
                                    

|EKİN'DEN|

Dumanaltı kıraathaneye girdiğimiz zaman en önde ben olduğum için herkes bana selam verdi ve arkamdaki iki yabancıya kaydı gözler ve bende ayıp kaçmasın diye tanıttım onları. Nihayet herkes tanışık olup yerlerine kurulduğu zaman Vakkas Amca "Herkese benden bir çay." diye bağırdı ve bana bir baş selamı verdi. Aramızda kalsın ama ablama karşı boş olmadığını bana söylemişti. Bunu ablama söylemeye cesaret edememiştim. Neyseki Maho elindeki minik ses bombası ile bir sandalyenin üstüne çıkmıştı da tüm bakışlar ona dönmüştü.

"Ben dün akşam kız istettim kendime bey amcalar. Ne oldu biliyonuz mu?"

Sesine ağlamaklı bir ton verip devam etti.

"Bana vermediler dikenli gül gibi kızı. Vermedikleri gibi dövdüler de."

Yaşlı bir amca "Cani insanlar!" diye bağırınca Maho büyük bir acı çekiyor gibi başını salladı ve Küçük Emrah gibi eğdi başını yana.

"İşte o sebepten çok üzüldüm. O kadar üzüldüm ki sabaha kadar ağladım, bir dakika uyumadım. Çünkü neden biliyor musunuz?"

Aynı yaşlı amca "Neden oğlum?" diye sorunca Maho çocuk gibi büzdü dudaklarını ve gözyaşlarını sildi.

"Çünkü benim fıstıklı çukulatımı da kaktüsümü de geri vermedi hain dünür aday adaylarım. Sabaha kadar rüyama geldi fıstıklı çukulatlar, ya!"

Salak ciddi ciddi ağlıyordu ve Sina çoktan gülme krizine girmiş ve toparlamaya çalışıyordu.

"Ağlama oğlum. Ben sana alırım fıstıklı çukulat. Sen yeter ki ağlama. Sana kız mı yok?"

Maho kız lafını duyunca yüzünü buruşturdu ve iç çekip "Sizden bir şey isteyeceğim ama ölümü görün beni kırmayacaksınız." dedi ve onu izleyen meraklı yüzlere baktı. Sonra derin bir nefes aldı. "Ben biraz dans edebilir miyim çünkü çok mutsuzum." Kalabalığa tekrar bir bakış attı. "Gitti fıstıklı çukulatlarım gitti!"

Yemin ediyorum bu gözyaşları beni bile inandırmıştı. Kalabalık haline üzülmüş olacak hep bir ağızdan "Oyna oğlum oyna." dedikleri zaman Maho bana bir bakış attı ve masaları iterek ortayı açtı. İnsanlar etrafında çember oluştururken Vedat'ın elinden tuttu ve onu da ortaya çekti.

Telefonu ses bombasına bağlayıp müziği ayarlarken gözyaşlarını da sildi çakal. Hemen cebimdeki telefonu çıkarıp video moduna aldığım zaman Sina yan tarafımdan seslendi:

"Eğer istersen seni belinden tutup ayakta kalmanı sağlayabilirim. Öyle daha güzel çekersin videoyu."

Benim kimsenin yardımına ihtiyacım yoktu. O yüzden ona cevap vermedim ve müziğin ritmi kulağıma çalınınca videonun başlat tuşuna dokundum. Başta hiç tepki göstermeyen yeğenim ritim hareket kazanınca öyle bir kıvırmaya başladı ki ağzım açık bakakaldım. Cebindeki kırmızı yemeniyi çıkarıp beline bağlayınca Vedat da havaya girdi ve oynamaya başladı. Maho eğilip insanlar önünde kıvırmaya başladı. Vakkas Amca alnına para yapıştırınca deminki amca da kalktı ve Maho'ya eşlik etmeye başladı. Bir anda Maho sayesinde şenlenen kıraathanede herkes alkışla ritim tutmaya başladığı zaman Vakkas Amca da kalktı ve Maho onunla karşılıklı biraz göbek atıp Sina'ya doğru geldi. Onu elinden tuttuğu zaman Sina kaçmaya yeltendi ama kolundan tutup ortaya çekti.

Ee Sina bey, yeğenimin ipiyle kutuyla inilmezdi. Bu da size ders olsundu.

Sina çok çabuk havaya girip Maho'ya ayak uydurunca ikinci bir şok dalgası ile sarsıldı vücudum. Bir sandalye aralıklı oturduğum Feza ile bakıştık ki o da en az benim kadar şaşkındı. Asena yanlarında halt ederdi yani.

MAHMUTLAR DA SEVER ULAN!! [BxB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin