🍫41.Bölüm🍫

5.5K 645 244
                                    

|MAHO'DAN|

Evin arka bahçesinde oturmuşken aydınlık gökyüzünü izleyip arada Pembiş dudaklıya kaçamak bakışlar atıyordum. Nurten nenemle çok yakınlaşmış gibilerdi ve bu durum beni çok mutlu ediyordu. Sonuçta yarın öbür gün damatları olacaktı. Üstelik onu birileriyle böyle samimi görmek çok güzeldi çünkü hep yalnız takılan sessiz sakin bir tip olması hoşuma gitmiyordu.

"Akşama bir mangal yaksa mıydık? Canım çekti durup dururken. Yapalım mı çiçeğim?"

Babaannemden onay alan anneannemi izlerken Elena gelip yanıma oturdu.

"Temel ben şemmame oynamak istiyorum. Çok depresyondayım. Üstelik lezbiyen olmamla ilgili tek kelime de etmedin, kırgınım sana."

Kız haklıydı. Kendi çapımda bir şeyler araştırmıştım ve ona da sormuştum bir şeyler ama bu konudaki düşüncelerimi onunla paylaşmamıştım henüz. Tek istediğim onu kırmadan güzel bir konuşma yapmaktı ve bunun içinde ince eleyip sık dokumalıydım.

Bir dakika! Ben yine aydınlanma yaşamıştım. Belki de Feza'ya karşı hissettiğimi sandığım şeyler sırf şu birkaç gündür bu konuyla yani eşcinsellikle haşır neşir olmamdan kaynaklıydı. Sonuçta zihnimiz çok karmaşıktı ve bunlar bilinçaltımın bir oyunu olmalıydı.

Allah çarpsın çok akıllıydım..

Feza'ya 'naber' bakışı attığımda benden habersiz yaladığı dudağıyla gözüm karardı.

Nah akıllıydım!

Belki de genç ve gamzeli bir erkek olaraktan libidom tavan yapmış olabilirdi. Feza'ya karşı hissettiğim tek şey sadece cinsel çekim olabilirdi pek tabi.

Aşk acıma ayağıma yediğim tekme de dahil olunca ağzımdan "Ağwwwğh!" diye bir haykırış yükseldi. Yemin ederim tam bir kurt gibi uluyordum.

Sanırım ülkücüydüm...

"Beni dinlemiyorsun bile Mahmut! Niye bu kadar kötüsün sen? Geçen gün söylediklerim şaka yaptığım şeyler değildi. Hayatımdaki çoğu şeyden feragat ettim ben bu yönelim yüzünden. İster miyim babam sırt çevirsin? Artık Temel değilsin sen!.."

Babaanne elbiseli, zülüf gerdanlı, ince belli, manken arkadaşım Safo dellenmişti. Haklıydı...

İyi bir arkadaş gibi kalkıp peşinden gitmek varken öylece oturmuştum. Çayım soğuyacaktı lan!

Ama iyi arkadaştım da azıcık...

"Elen eğer bir adım daha atarsan---"

Herkes meraklı gözlerle bana bakınca heyecandan ne diyeceğimi unutup mal mal baktım yüzlerine. Ulan bir kezcik havalı olmayı reva görmüştü ya bana, pü yazarıma!

"Ben eve gidiyorum Maho. Bir daha beni arama!"

Kesin malum günü yaklaşıyordu. Ne kadar tripliydi öyle...

Nenemler bir şey yap der gibi baktığında kapı ağzında dikilmiş beni izleyen Elen'e baktım ve orta parmak çektim.

Herkes bana kınayıcı bakışlar atarken ve nenemler küfürler sıralarken Elen kapı ağzında durmayı bırakıp koşarak geldi yanıma.

Yazar burada Elen'e bir kuvvet verip Maho'nun suratının ortasına Osmanlı tokadı çakmasını hatta bacak arasına dizini gömmesini ve hatta götünden kan aldırmasını sağlayabilirdi ama mal yazar Elenle Maho'yu sarmıştı. Aman pardon sarılmışlardı.

Çünkü neden biliyor musunuz?

O Maho'ydu ve o hareketi çekerken 'seni üzenleri sikerim' demek istemişti. Zamanında onu üzenlerin ebesini cima ettiği olmuştu bu yüzden aralarında bir anlaşmaydı bu orta parmak.

MAHMUTLAR DA SEVER ULAN!! [BxB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin