|SİNA'DAN|
Şu an Ekin'i öpüyordum.
Lan ben Ekin'i öpüyordum.
Lanet olsun ki öpüyordum oğlum!
O yumuşak dudakları sert bir şekilde öperken kalbimin sesini kulaklarımda hissediyordum. Yakınlıktan doğan o hararet tüm vücudumu esir alırken kıskanç yanım yüzünden daha çok kısıyordum alt dudağını dişlerimin arasında. Kendimden öylesine geçmiştim ki bana karşılık vermediğini çok geç anlamış ve geri çekilmek için bir hamlede bulunmuştum.
Kapalı göz kapaklarımı açtım ondan hafif uzaklaşırken. Açık gözleri ve donuk ifadesi içimde bir yerlere otururken hafif aralık olan dudaklarına kayan gözlerimle sesli bir şekilde yutkundum. İzin verseydi ya dilim yılan gibi süzülsün güzel ağzına. Okşaya Okşaya seveyim ağzının her bir köşesini. Alayım o güzel tadı sonra kollarımı sarayım ince boynuna ve o güzel kokusunu içime çekeyim. O beyaz boyna öpücükler kondurayım. Sarayım sarmalayayım onu tüm benliğimle.
Kızarmış alt dudağını izlerken kurduğum hayaller Ekin ensemden sert bir şekilde tutunca gerçekleşir umuduyla kocaman açtım gözlerimi. Boğuk bir sesle "Sen--" dedikten sonra gözlerini yumdu ve açar açmaz sinirle parlayan kahvelerini gördüm.
Daha ne oluyor demeden kafasını burnumun ortasına geçirince neye uğradığımı şaşırdım. Ulan zaten ameliyatlıydı burnum. Kesin kırılmıştı ve bu hissettiğim ıslaklıkta kanım olmalıydı. Lakin tepki veremiyordum ve yakamdan tutup "Sen benimle dalga mı geçiyorsun?!" diye bağırdığında öylece durmuştum.
"Konuşsana şerefsiz!"
Sona doğru kısılan sesiyle odanın kapısının açıldığını duydum ama ona diktiğim gözlerimi bir türlü başka tarafa çeviremedim. Sanki gözlerindeki sinir beni iyileştiriyor ve burnumun acısını azaltıyor gibiydi.
Bir ses "Sina burnun?.." diye haykırdığında kulağımdaki uğultuya eş bir acıyla yumdum gözlerimi. Burnuma tutulan beyaz bez parçası ve akabinde önümde eğilen kuzenimle kesik bir soluk aldım. Kuzenim elinde tuttuğu bezi burnumdan çekince her tarafı kızıla boyanmış beze baktım. O kadar mı kanıyordu burnum?
"Sina banyoya gidelim durmuyor kanın. Daha yeni ameliyat oldun." diyen telaşlı kuzenim Ekin'i görüş açımdan çıkardığı için ona sinirliydim. Görmeliydim gözlerindeki o kızgın, kırgın ifadeyi. Görmeli ve haddimi bilmeliydim.
Nenelerden biri ellerini dizlerine vurmaya başladı. "Oyy benim kınalı kuzumun gitti tüm kanı! Oy benim yavrum!"
Ciddi ciddi ağladığını görünce derin bir soluk aldım lakin burnumun direği sızladı. Ciddi anlamda burnumdaki o kemik sızladı ve acıyla yumdum gözlerimi. Burnuma bez üstüne bez tutulurken yerde biriken kızıla boyanmış beyaz bezleri izliyordum.
Tıpkı rüyada gibiydim. Konuşmak istiyor ama konuşamıyordum bağırmak istiyor ama sesimi duyuracağımdan emin olamıyordum. Sanki olayın dublörü gibiydim anlayacağınız. Peki ya gerçek oyuncu nerdeydi?
"Mahmut Cabbar durmuyor kanı?"
Kuzenimin ağlamaklı sesiyle görüş açıma Maho girince onu süzmeye başladım. Aslında başımı tam dik tutup burun kemiğime iyice baskı yapsalar duracaktı kanım.
"Feza bir sakin ol tamam mı? Ver o bezi bana. Sadece burnuna tutmakla olmaz."
Akıllı adamdı Maho...
Feza kalkınca tekrar görüş açıma girdi Ekin. Az önceki sinirinin yerini dehşete düşmüş bir ifade almıştı ve hızlı hızlı aldığı soluklar büyüyüp küçülen burun deliklerinden belli oluyordu. Hemen yanıbaşında duran Fuat'a kayan gözlerim tekrar ona kayınca "Dalga geçmiyorum." diye fısıldadım ama duymuş muydu, emin değildim. Gözü bir süre daha bende takılı kalmış ve Fuat'a dönüp bir şeyler dedikten sonra birlikte odadan çıkmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHMUTLAR DA SEVER ULAN!! [BxB]
Humor[TAMAMLANDI] 🍫 Aşk, fıstıklı çukulattır. Aksini iddia eden fındıklı çukulat seviyordur. 💚Tekerlekli sandalyeye mahkum eski bir asker ve ona ilk görüşte vurulan yeni komşusu animatör. Mah-Fez & Eko-Sin çifti. Başlangıç tarihi: 18.11.2020 Bitiş t...