🍫13.Bölüm🍫

5.8K 700 388
                                    

|MAHO'DAN|

Bildiğim tek şey bu tedavinin dayımı çok yorduğuydu. O kadar yürüttükleri ve bacaklarına türlü egzersiz yaptıkları yetmiyormuş gibi bir de elektrik veriyorlardı bacaklarına ve her seferinde dozajı da arttırıyorlardı. Dayım ağlayacak gibi oluyor ve o kadar terliyordu ki içim gidiyordu. Kendimi onun yerinde hayal edemiyordum. Allahtan çıkışta duş aldırıyorduk da azıcık kendine geliyordu.

"Dayı geldik. İnelim mi?"

Dayım kafasını salladı ve arabanın kapısını açıp onun olduğu tarafa gittim. Anam her sabah vücuduna limon kolonyası banyosu yaptırdığı için hep ferah bir koku vardı üzerinde. Üstelik duş jelinin kokusuyla harmanlanınca uzun uzun koklamamak için zor tutuyordum kendimi. Size kimya mühendisi olduğumu stajımı parfümler üzerine yaptığımı söylemiş miydim?

Evet kimya mühendislerinin bir sürü iş olanağı vardı ama ben ilaç sanayisinde de savunma sanayisinde bilmem vesairesinde de çalışmak istemiyordum. Çünkü o staj sürecinde en çok hoşuma giden şey parfüm yapmak olmuştu. Parfüm sürmekten hoşlanmazdım ama hocalarım bile bu alanda iyi olduğumu söylemişlerdi. Şirket bünyesinde işimin hazır olduğu da söylenmişti ama kabul etmemiştim, edemezdim. Tabiki bundan kimseye bahsetmemiştim. Ben ailemle vardım ve onlarla olmaya devam edecektim. Zamanı gelince Allah işi oldururdu.

"Köpek misin lan koklayıp duruyorsun beni. Utanmadan burnunu da sürtüyor mal!"

Cidden başımı dayımın boynuna gömmüş ve hayallere dalmıştım.
"Dayı çok güzel kokuyorsun ha. Hoşuma kaçtı ne yapayım?" derken dayımın sandalyesine oturmasına yardım etmiştim.

"Geldiniz mi delikanlı? Buyurmaz mıydınız?"

Bunlar bizi pencerenin önünde mi beklemişti? Hem bu şık bayan sabah başka bir elbise giymemiş miydi ya?

"Biz gelmesek dayım çok yor--"

"Tabiki geliriz hanımefendi. Eşinize söz vermiştik nihayetinde."

Of be dayı bu yorgunlukla ne konuşacaktın sen! Git evine dinlen ilaçlarını al, uyu. Kıyamazdım ki ben sana.

"Buyrun o halde."

....

Ağzımı açıp tek kelime edemiyordum bey amca karşısında. Hepsi koltuğa oturmuş ve biz dayımla yan yana iki sandalyede oturmuştuk. Bey amca sorguya çekecek gibiydi bizi. Dayımı bile sandalyesinden kaldırıp bu rahatsız sandalyeye oturtmuştu. Onunda ben kadar sıkıldığına emindim.

"Senin adın ne delikanlı? Dayınla tanıştık ya sen?"

Sandalyede biraz geriye kaykılıp rahatsız bir nefes aldım. "Lütfen önce bir bardak su verin de dayım ilacını alsın. Sonra soy kütüğümü isterseniz onu bile veririm ekmek çarpsın." Dayım ilaç saatini kaçıramazdı çünkü canım dayım...

Gözüm kısa bir an ayaklanan şık bayana kaysa da akabinde gözüm oturan Feza'ya ve yeri izleyen Sina'ya kaydı.

"Sino evinizde gömü mü var lan?" Sina başını kaldırıp anlamadım dercesine bakınca "Ne bileyim sen öyle yeri delecek gibi bakınca. Üstelik on dakikadır aynı yere bakıyorsun." dedim.

Dayım dirseğini bir kez daha karnıma geçirince bey amcaya bakıp duruşumu düzelttim. Belli ki bana soru soracaktı çünkü gözleri tam üzerimdeydi.

"Geçen gece o sinirle ağzımdan çıkanlar yüzünden yeğenime en ufak bir dokundurma yaparsanız sizi yakarım."

Ulan adam bizi tehdit ediyordu be! Ama Allah var yakışıyordu adama. Yine de bizi tehdit ediyordu ulan bizi!

MAHMUTLAR DA SEVER ULAN!! [BxB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin