🍫19.Bölüm🍫

5.5K 666 243
                                    

|SİNA'DAN|

Feza ve Maho düğüne gittikten sonra ne kadar dil döksem de Melike ablayı ikna edemiyordum yemek konusunda. Her 'hayır' dediğimde sanki bıçak batırıyorum gibi bakıyordu bana ama o değil ben can çekişiyordum. Üstelik Ekin de hiç ses çıkarmıyor ve bahçemizdeki çiçekleri izliyordu. Oysa dil ucuyla bir "Kal" dese "Kal diyen diline kurban" der kabul ederdim ama yok çıt çıkmıyordu adamdan.

"Ölümü gör geleceksin. Hem dün yavrularımı misafir etmişsin. Vallahi de olmaz geleceksin."

Kolumdan tutup çekilince sabah gördüğüm yaralı dudaklara kaydı tekrar bakışlarım ve sürekli ısırdığı için kazağımla aynı rengi aldığını gördüm. İnanın abartmıyorum o kadar ısırıyordu ki dudağındaki kan taşmak için can atıyordu sanki ve ben bir fena oluyordum. O ısırık izlerine bir dudağımı bastırsam, off!!

Aslında sabahki değişken ruh hali yüzünden azıcık trip çekesim geliyordu. Ama kimdim ki ve ne hakla yapıyordum? Hem zaten sabah o kapıyı çarparak yeterince göstermiştim tahammülsüzlüğümü. Hayır yani tuvalete girenle tuvaletten çıkan adam farklı ise benim suçum neydi? Bana atar gider yapan oydu. Hem iki saattir ablasıyla sokakta tur atıp duruyor ve ablasının okuduğu şeylere tebessüm edip duruyordu. Yani moralini bozan ben oluyordum.

"Hayır ben gelmiyim Melike abla çünkü kardeşinizin moralini bozuyorum."

Ekin dişlerini hâlâ dudaklarına bastırıyorken 'çukulat' gözlerini bana dikip "Ney?" dediğinde o şaşkın gözlerinden öpesim gelmişti. Sanki yaramazlık yapmış da annesine şikayet etmişim gibi bakıyordu ablasına.

"Yalan söylüyor abla."

Ablası şaşkın bakışlarla bizi süzdüğünde suratımı astım ve tişörtümü çekiştirdim. Sıcak basmıştı birden. Hayır, bunun kesilince ısırılmaktan kızarmış ve büzülmüş dudaklarla alakası yoktu. Hem bir saniye benim kızmam gerekiyordu.

"İyi madem bir yalancı olarak rahatsızlık vermeyeyim."

Yanından çekip gidecekken bileğimden tuttu. İçimde zibilyon tane karınca hareket ediyor gibi hissediyordum kendimi. Dün gecede aynı şekilde tutmuştu elimi ve o ılık tenden vücuduma yayılan sıcaklık vücudumu karıncalandırıyordu. Boştaki elimi o güzel ele kapamamak için zor tutuyordum kendimi.

"Köfte patates dört kişi olmadan yenilmez bizim evde. Gelip eşlik eder misin?"

Evlenme teklifi edilmiş gibi tepine tepine "Evet evet evet." diyip boynuna atlamamak için zor tuttum kendimi şerefsizim.

"Eh geleyim bari. Melike ablanın gönlü kalmasın."

İç sesim 'he canım he' derken ciddi bir ifadeyle Melike ablaya baktım ve dişlerimi sıka sıka "İçeri geçsek mi?" diye sordum. Sesim biraz tuhaf çıkmıştı hatta ıkınır gibi çıkmıştı ama kendimi tutmam gerekiyordu.

"İyi madem sen Ekin'e eşlik et. Ben önden çıkıp Duru'ya bakayım bir. Duş alacağım diyordu en son."

Melike abla elinde kitabı ile uzaklaştığı zaman göz ucuyla Ekin'e baktım ve gözünün telefonda olduğunu gördüm. Telefonu titreşimdeydi ve biri arıyordu. Ekrana bakarken tekrar dudağını ısırdığı zaman elimi tırnaklarıma batırdım ve çaktırmadan ekrana baktım. Hay bakmaz olaydım, hay görmez olaydım, hay kör olaydım. Arayan Terapist Berra' ydı. Açacak mı diye düşünürken benden çok az biraz uzaklaşıp telefonu kulağına yapıştırdı.

"Merhabalar Berra hanım."

Gülümsüyordu... Pü!

"Söyledi yeğenim Berra hanım."

MAHMUTLAR DA SEVER ULAN!! [BxB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin